Yeni bir peygamber gelseydi
Biliyoruz, Allah; tevhit zincirinin son halkası olan İslam ile dinini tamamladı. Âdem'in ve Havva'nın torunlarına, dünya ve ahiret hayatı adına, yeryüzünde söylenmedik hiçbir söz kalmadı.
Hem söylendi, hem yazıldı, hem yaşandı. Ağır bedeller ödenerek; evrensel hayat nizamı, asırlara ve nesillere taşındı.
Hak ile batıl, açık ve net bir şekilde belli oldu. İnsanlara, toplumlara; Allah'ın yolundan gitmekle Şeytan'ın yolundan gitmek arasında tercih yapma hakkı ve sorumluluğu kaldı.
Onun için, artık yeni bir peygamber gelmeyecek yahut gönderilmeyecek. Allah'ın kullarına, yeni bir din tebliğ edilmeyecek.
Ancak, eğer olmaz olsaydı ve yeni bir elçi gelseydi. Tevhit dinini yeniden tebliğ ve temsil etme süreci içine girseydi.
Dünyanın ve insanlık âleminin halini nice görürdü? Önce hangi akıl, ruh, beden hastalığımız üzerinde dururdu?
Acaba görevine nereden ve nasıl başlardı? Bu günün Taif, Mekke misali beldelerinde; onu kimler mücrim ilan edip taşlardı?
İlk inananları arasında kimler yer alırdı? Devesi hangi kapının önünde durur, kimin hanesinde misafir kalırdı?
"Bana kim yol arkadaşı olacak?" sorusunu sorduğunda; "ben" diyecek Aliler çıkar mıydı? Okuduğu ayetler; geçtiği yerleri yıkayıp arındıran rahmet suları gibi önce yüreklere, sonra sokaklara akar mıydı?
"Allah'ım, bizi iki Ömer'den biri ile destekle" diye hangi güçlü ve itibarlı kimse için dua ederdi? Zalimin zulmüne dayanamayan mazlumlar ve mağdurlar; hangi Necaşi'nin güvenli beldesine giderdi?
Zamane kâfirleri, müşrikleri, münafıkları ile müslimleri, müminleri, muhsinleri kimler olurdu? Yesrib'i Medine'ye dönüştüren devlet ve toplum düzeni; nerede, hangi dengeler ve değerler üzerine, nasıl kurulurdu?
Birileri ona "mecnun", getirdiği mesaja ve muhtevaya "gökten inme masal" derler miydi? Hakkında yalanlar uydurup, iftiralar ederler miydi?
Akabe buluşmalarına nereden ve kimler gelirdi? Dünyalık hiçbir şey vaat edilmediği halde; Allah'ın kullarından kimler muhacir yahut ensar olurdu?
Hicret günü, ölümü göze alarak yatağına kim yatardı? Din, devlet, vatan, millet, kültür, medeniyet müdafaasında; okçular tepesini terk etmeden, ganimet beklentisi içine girmeden, kimler nöbet tutardı?
Dedesi İbrahim gibi hangi putları kırardı? Mekke'yi fethettiği gün; kimlerden ve neyin hesabını sorardı?
Şehirler, ülkeler nasıl fethedilirdi? Yeni tanış olunan halklara, hangi hayat modeli örnek gösterilirdi?
Mecusilere karşı gene ehli kitabı destekler miydi? "Kişi, sevdiği kimselerle birlikte haşrolunur" der miydi?
Ona dünyalık yüksek makamlar, büyük imkânlar teklif etseler; derdinden, davasından vaz geçer miydi? "Bir eline ayı, öteki eline güneşi verseler bile"; Allah'ın düşmanlarını dost edinip, zemzem yerine zehir içer miydi?
Veda hutbesinde, bize bırakacağı miras; Kur'an ve Sünnet dışında bir şey olur muydu? Musalla taşına konulup şahitlik ve helallik istendiğinde; "iyi bilirdik, haklarımız helal olsun" demeyen kimse kalır mıydı?
Evet, bugün aramızda bir peygamber bulunmuyor. Bize yol gösterecek, yöntem bildirecek yeni vahiyler alınmıyor.
Ancak, cümle peygamberlerin bilgi kaynağı olan kutlu miras elimizde. İnsanlık tarihinin en parlak tecrübesi, birikimi bizde.
Sırları çözecek, sınırları geçecek şifrelere sahibiz. Eğer istersek; modern çağın en büyük kerametlerini ve mucizelerini biz gösterebiliriz.
Yolumuz, dünyanın ve insanlık âleminin dosdoğru yolu olur. Yüzler güler, yürekler sükûn bulur.
Yurdumuzda ve yuvamızda; "Yeni bir peygamber gelseydi yahut son peygamber halen aramızda olsaydı ne yapardı, nasıl yapardı?" diye soralım. Tüm işlerimizde ve işleyişlerimizde; hak ehlinin yanında, batıl ehlinin karşısında olalım.
Tamamını elde edemediğimiz şeylerin, bir kısmından asla vazgeçmeyelim. Ağzımızı yaksa da, biraz kaşıntı yapsa da, acı biberi zehirli mantara tercih edelim.
Allah bizi hak ve hakikat yolunda daim kılsın. İlmimiz sıhhatli, imanımız sahih, amelimiz sâlih, tavrımız sağlam olsun.
Zekeriya Erdim
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Erken çıkan yol alır (01.05.2023)
- Acı biber ile zehirli mantar (27.04.2023)
- Defterimizi temize çekelim (23.04.2023)
- Karşılama, ağırlama, uğurlama kültürü (20.04.2023)
- “Sağlık olsun” amma nasıl? (16.04.2023)
- Şükrünü eda edenler, nimetleri heba edenler (14.04.2023)
- Satranç taşları ve dünya savaşları (09.04.2023)
- Zamane Ye’cüc Me’cücleri ve Zulkarneynleri (07.04.2023)