Mektepten mesleğe hayata hazırlık
Geçtiğimiz günlerde, okul müdürünün talebi üzerine, bir Anadolu Meslek Lisesine gittik. Bir ders saati kadar süre içinde gençlerle sohbet ettik.
Konu, "Mektepten Mesleğe Hayata Hazırlık" şeklinde belirlenmiş ve ilan edilmişti. Onları motive edecek, ideal ve irade kat sayılarının yükselmesine vesile olacak bir konuşma yapmamız istenmişti.
Hasbelkader, çuvallar dolusu keçiboynuzu çiğneyerek elde ettiğimiz bir kaşıklık baldan, az miktarda tattırmaya çalıştık. Salonda oluşan atmosfer sayesinde, dinleyicilerden önce biz motivasyon merdiveninin üst basamağına ulaştık.
Bunun ilk yansıması yahut dışa vurumu olarak konuyu okuyucularımızla da paylaşmak istiyoruz. Çünkü eğitim safha ve süreçlerinin temel amacının; çocukları ve gençleri "sınavlara hazırlamak" değil, "hayata hazırlamak" olması gerektiğini biliyoruz.
Bunun için yapılması gerekenleri kısaca özetleyelim. Her zaman, her yerde, herkes için geçerli olan hususların altını, üstünü, sağını, solunu çizelim:
1. Çocuklar ve gençler için, "ilk mektep" ailedir. İnsanın temel altyapısını oluşturan benlik, kimlik, kişilik özellikleri orada şekillenir.
Aile, toplum ağacının hem tohumu hem toprağı olma özelliği taşır. Olumlu ya da olumsuz etkileri, hayatın bütün alanlarına ve konularına ulaşır. Onun için, önce anneler ve babalar bu role hazırlanmalıdır. Evler mektep, ebeveynler muallim olmalıdır.
2. Âlem ve içindekiler; muazzam bir "denge ve düzen" üzerine kurulmuştur. Hemen her şey, formüle edilerek yerli yerine oturtulmuştur.
Bunun için çocuklara ve gençlere "hayatı formüllerle anlama, kavrama anlayışı ve alışkanlığı" kazandırılmalıdır. Bir formülün, bin çözüm olduğu ve olacağı anlatılmalıdır.
3. Yetişmek ve yetkinleşmek için, "kariyer" sahibi olmak yetmez; "kalite" sahibi olmak da gerekir. Bu bağlamda, insana; "vali olma" arzusu ile birlikte "adam olma" aşkı da verilmelidir.
4. Çocukların ve gençlerin "ne olacakları" konusuna odaklanıp, "kim olacakları" konusunu ihmal etmek; farkında olunmadan yapılıyorsa gaflet, farkında olunarak yapılıyorsa ihanettir. Bu anlayışla yetişenler ya da yetiştirilenler; ekmek yerine adam doğrayan keskin bıçaklar haline gelir.
5. İnsanlar madenler gibidir, farklı kabiliyet ve kapasitelerde yaratılmışlardır. Hayatın çeşitli alanlarında ve konularında işe yarayacak özelliklerle donatılmışlardır. Bunun sebebi, ihtiyaçların farklı olmasıdır. Yaşamak için gereken her şeyin, elimizin altında bulundurulmasıdır.
Herkes, fıtraten yakın ve yatkın oldukları alanlarda değerlendirilmelidir. Kimin balık, kimin kuş olduğu tespit edilmeli; "balıklara iyi yüzme, kuşlara iyi uçma" öğretilmelidir.
Böylece, "cevher" keşfedilmiş ve "mücevher" kimliği kazandırılmış olur. Kazmayı alıp bahçeyi kazanlar; toprağın altındaki altın küplerini bulur.
Ayrıca, meslek alanları ile yetenek alanları da eşleştirilmelidir. Her bir çocuğa ve gence, eğitim sürecinin bir üst kademesine geçerken ve iş tercihi yaparken, kendi madeni doğrultusunda istikamet verilmelidir.
6. Çocukluk, ergenlik, gençlik dönemleri; "oyun çağı, masal çağı, macera çağı" özellikleri taşırlar. Ailede anneler ve babalar, okulda öğretmenler ve idareciler; bu özelliklere uygun olan dil, üslup, metot, usul ve etkinliklerle onlara daha kolay ulaşırlar.
Eğitim, öğretim adına verilmek istenenler; "çaya, çorbaya katılan ilaç" gibi olmalıdır. Kazandırılmak yahut değiştirilmek istenen duygular, düşünceler, davranışlar; oyun, masal, macera kahramanlarının şahsında sunulmalıdır.
7. Her yaş ve seviyedeki insanın, örnek alıp özenebileceği kahramanlara ihtiyacı var. Sevdikleri, övdükleri, "rol model" olarak gördükleri kimselere benzemeye çalışırlar.
Yetişkinlerin yapması gereken şey, çocuklara ve gençlere "iyi örnek" olmaktır. Onlara tarihi, gerçek ya da sanal şahsiyetlerden iyi örnekler ve öyküler sunmaktır.
8. İnsanın üç enerji kaynağının olduğunu, hepimiz biliyoruz. "Beden enerjisi, akıl enerjisi, ruh enerjisi" şeklinde tasnif ediyoruz.
Bu üçünün bileşkesi, muazzam bir "güç ve imkân" anlamına gelir. Eğer iyi yönetilerek, "sabit değer" olmaktan çıkarılıp "stratejik değer" haline getirilebilirse; sahibini, kanatsız uçurabilir.
9. Hayata doğru hazırlanmak için, onunla doğru ilişki ve iletişim kurulmalıdır. Geçmişten geleceğe uzanan hayat yolu üzerinde, bizi nelerin beklediğinin farkında olunmalıdır.
Bu bağlamda; "yeryüzü mescit" tanımına, "yeryüzü mektep" tanımının da eklenmesi gerekir. Âlem ve içindekiler; "okunup anlaşılması gereken bir hayat kitabı" olarak görülmelidir.
Eğitim sisteminin, bu ve benzeri tespitler doğrultusunda düzenlenmesine ihtiyaç var. Zeminin kaygan ya da pürüzlü olması sebebiyle, nesiller heder oluyorlar.
Zekeriya Erdim
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Küresel köyün kitlesel uyanışı (18.11.2023)
- Asrın idrakine neyi, nasıl söyleyelim? (14.11.2023)
- İç sesiniz size ne söylüyor? (06.11.2023)
- Coğrafya kaderse eğer (29.10.2023)
- Savaş ve barış gönüllüleri (24.10.2023)
- İzler ve izimler (17.10.2023)
- Hayata dokunmanın değeri (12.10.2023)
- Ağırlıklarımızı atalım (06.10.2023)