Ev Okulu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uzman Psikolojik Danışman Mehmet Hilmi Eren, "Özellikle okul öncesi dönemde rutinlerinizin olması lazım. Akşam yatarken ya da günün belirli saatlerinde muhakkak, bir gün anne bir gün baba çocuklarınıza masal ve hikaye okumalısınız. Dikkat edin anlatmalısınız demedim. Çocuk, siz ona masal ve hikaye okurken, 'bu dinlediğim masal kahramanları, şu iki kapaklı kartonun içinde. Ben de ilk fırsatta okumayı öğreneyim.' diye şevk duyar, motive olur. Kitap okuma alışkanlığı okul öncesi dönemde kazandırılır." dedi.
Eğitim süreçlerinin ev ve aile ortamında desteklenmesi, ailelerin öğrenme sürecine katılması ve ev-okul uyumunun sağlanması amacıyla, Ev Okulu Derneği tarafından Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kongre Merkezi'nde "Evde Eğitim Zirvesi" düzenlendi.
Eren, zirvede yaptığı konuşmada, ilkokul, ortaokul, lise bütün kademelerde eğitimci olarak görev aldığını dile getirerek, "Ama ben "e-yitime" karşıyım. Dikkat ederseniz eğitim demedim. Ben e-yitime karşıyım. Teknolojinin, elektronik aletlerin hayatımızdan yitirdiği şeyler var ya onlara karşı bir eğitimciyim." dedi.
Şimdi her şeyi teknolojiyle halledebileceğini düşünen bir nesil olduğunu vurgulayan Eren, ödevlerin elektronik ortamda yapılmasının yanında arkadaşlıkların da sanal ortamda olduğunu söyledi.
Eren, bebeklerin hayata tertemiz başladığını ifade ederek, "Fakat, o bebeği önce anneler, babalar, daha sonra da kısmen öğretmenler el birliği ile kendimize benzetiriz. Bebeğe ilk yalanı annesi söyler. Emzirme döneminden sonra anne eline kaşığı alır, 'Aç yavrum ağzını, bu son.' O kaşık son değildir. Beden dili bebeklikten oluşuyor ve anne-babanın buna katkısı var." diye konuştu.
Bebeklikte dikkat ve zeka gelişimi konusunda yapılacaklar olduğunu anlatan Eren, şöyle devam etti:
"Zekada kalıtım ve çevresel faktörler etkili. Kalıtım, anne ve babadan geçen genetik kodlar. Bunun etkisi son araştırmalara göre yüzde 55 civarında. Çevresel faktörler yüzde 45. Daha anne karnındayken, bebekle bolca sohbet etmek, konuşmak gerekiyor. Sizin sesinizi bolca duyması lazım. Kelimeler, sözcükler havada dolaşmalı. Bebek kalktı yürümeye başladı, 'Şunu versene, onu uzatsana' tarzı cümleler yerine, 'Mutfaktaki granit tezgahın üstündeki kırmızı kapaklı plastik şişedeki suyu getirir misin?' tarzı, vasıfları, sıfatları, nitelemeleri olan cümleler kullanmanızı tavsiye ediyoruz. Özellikle okul öncesi dönemde rutinlerinizin olması lazım. Akşam yatarken ya da günün belirli saatlerinde muhakkak, bir gün anne bir gün baba çocuklarınıza masal ve hikaye okumalısınız. Dikkat edin anlatmalısınız demedim. Çocuk, siz ona masal ve hikaye okurken, 'bu dinlediğim masal kahramanları, şu iki kapaklı kartonun içinde. Ben de ilk fırsatta okumayı öğreneyim.' diye şevk duyar, motive olur. Kitap okuma alışkanlığı okul öncesi dönemde kazandırılır."
Eren, sözcük dağarcığıyla zekanın doğru orantılı olduğunu ifade ederek, "Dil gelişimi konusunda özellikle okul öncesi dönem, ilk 7 yaş çok kritiktir." dedi.
EVDE YASAKLI KELİMELER
Eren, bazı kelimelerin evlerde kullanımını yasakladıklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Eve geldiniz, odaya girdiniz, çocuk gözlerini tavana dikmiş kanepede uzanıyor, bir ayağı da kanepenin kenarında, 'Ne duruyorsun, ödevini yapmadın. Boş boş oturma.' deyip lütfen çocuğu hemen oradan kaldırmayın. Onun öyle anlara da ihtiyacı var. Şu cümleleri yasaklıyoruz, 'hayal kurma, gerçekçi ol, ayakların yere bassın, eski köye yeni adet getirme, bulutların üstünde uçma, icat çıkarma.' Birçok uzman 'Çocuklarınızın sorularını cevapsız bırakmayın.' der. Biz diyoruz ki 'Lütfen çocukların sorularını cevaplamayın, onların bulmasına yardımcı olun.' Çocuk size bir şey sorduktan sonra hemen cevap vermektense, 'sence nasıl? Sen olsaydın ne yapardın? Bir düşün bakalım.' yönergesini sık verin."