Kovid-19 salgını sürecinde evde kalınan bu günleri daha verimli değerlendirmek için arayışa girenler, hobi, dil öğrenimi ve sanat gibi internet üzerinden online verilen kişisel gelişim kurslarına yöneldi.
Gelişen teknoloji, birçok üniversite ve meslek kurslarının eğitimlerini online vermesini sağlarken, Kovid-19 salgını ise eğitim ve öğretimin bu dönemde tamamen online ortama taşınmasını sağladı. Pandemi nedeniyle evlerinde kalan öğrenciler eğimlerini internet üzerinden sürdürürken, bu süreçte kişisel gelişimine katkı sağlamak isteyenler de dijital ortamda kurs arayışına girdi.
Sokağa çıkamayıp evlerinde kalan birçok kişi, şu zamana kadar erteledikleri, iş yoğunluğu, aile ve ekonomik nedenlerden dolayı fırsat bulup gidemedikleri kursları online alıyor.
Kendini geliştirmek isteyenler, Ingtagram, Youtube gibi dijital platformlardan e-seminerleri takip ederken, yine internet ortamında verilen hızlı okuma, etkili ve etkili iletişim teknikleri, yabancı dil, bilgisayar yazılım ve tasarım programları, fotoğrafçılık, işaret dili, stres ve stresle başa çıkma, doğuma hazırlık ve bebek bakımı, yemek, pasta ve ekmek yapımı, vücut geliştirme ve fitness, yaşam koçluğu ve sağlık alanındaki kurslara başvuruyor.
"SAĞLIK SEKTÖRÜ, ÖZEL EĞİTİM, PSİKOLOJİ VE ÖĞRETMENLİK İLGİ GÖRÜYOR"
Çeşitli alanlarda 2013'ten bu yana uzaktan eğitim veren Merkezi Eğitim Kurumları Kurucusu Nihat Sarı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendilerini geliştirmek, yeni bir meslek kazanmak ve boş vakitlerini değerlendirmek isteyenlerin bunu mümkün olan en az çabayla, uygun zamanda, hobi, dil öğrenimi, sanat, kişisel gelişim, mesleki eğitimi gibi çeşitli alanlarda ve daha az maliyetle yapmak istediklerini söyledi.
Kurs açma maliyeti ve kursiyerlerin derslere belirli oranlarda katılım zorunluluğu gibi nedenlerden dolayı uzaktan eğitimin potansiyel kursiyerler için bir çözüm olduğunu vurgulayan Sarı, "Kullanımı ve erişimi kolay, zaman sınırlaması yok, daha az maliyetli ve seçenekleri daha çok. Koronavirüs nedeniyle de evde kalan insanlar bir arayış içindeler, boş vakitlerini değerlendirmek zorundalar. Görüyoruz ki eğitimlere yoğun bir talep var. İlk başta hobi kurslarına ilgi biraz daha hızlı başlamıştı ama son dönemde mesleki eğitimlere ilgi biraz daha fazla. Tahminimiz, ilk başta sürecin hızlı şekilde atlatılacağını öngörenlerin vakit geçirmek için hobi alanına yöneldiği, sonrasında ise sürecin uzama ihtimaline karşı evden yapılabilecek yeni meslekler için arayışta olduğu yönünde. Daha fazla sevecekleri ya da kendilerini daha güvende hissedecekleri meslekleri araştırıyorlar." değerlendirmesini yaptı.
Sarı, Ankara ve Yeditepe üniversiteleri ile Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğinde verilen kursların ardından sertifika hazırlandığını dile getirerek, bu dönemde sağlık sektörü, özel eğitim, psikoloji ve öğretmenlik alanındaki eğitimlerin biraz daha fazla ilgi gördüğünü anlattı.
"Online eğitim navigasyon gibi hızlı, pratik ve farklı yolları gösteriyor"
Online kursların kişisel gelişim için bir fırsat olduğunu vurgulayan Sarı, şunları kaydetti:
"Size bir şeyler katabileceğinizi düşündüğünüz her şeyi denemelisiniz. Günümüzde çok çalışmak tek başına başarıyı getiremeyebiliyor. Hayatınızın ne kadar iyi olmasını istiyorsanız kariyerinizin o kadar iyi olması gerekmekte. Herkesin aklındaki iyi kavramı farklıdır ama bu iyi kavramına sizi götürecek yoldaki bakış açınız ne kadar geniş olursa iyiye ulaşmanız o kadar olasıdır. Etimolojik olarak kariyer kelimesi araba (yük arabası) olarak geçmekte ve kursları ise hedefinize ulaşmanız için kılavuzluk eden haritaya benzetebiliriz. Online kurslar ise navigasyon teknolojisi gibidir. Gitmek istediğiniz hedefe ulaşmanızı sağlayan hızlı, pratik ve farklı yolları gösteren bir teknoloji. Size kalan tek şey nereye gideceğinize karar vermek."
"DİJİTAL ORTAMDA 10 YILDIR EĞİTİM VERİLİYOR"
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Murat Dağıtmaç, yaklaşık 10 yıldır dijital ortamlarda eğitim verildiğini ancak şu döneme kadar pek popüler olmadığını söyledi.
Kovid-19 salgını sürecinde okullarda eğitimin durması, 20 yaş altındakilere sokağa çıkma yasağının gelmesiyle yeni bir eğitim sürecine girildiğini dile getiren Dağıtmaç, "Evde kalınan bu süreç insanları yeni arayışlara itti. Evde kaldığı süreci daha verimli hale nasıl getirebilirim diye arayış içerisine girilince elimizdeki en önemli aktör televizyon ve internet oldu. Hem iletişim ihtiyacını karşılamak hem de kişisel gelişimimize katkı sağlamak istenen bu süreçte internet evimizin dışındaki dünyayla bağlantı kurmadaki en önemli etken oldu." dedi.
Dağıtmaç, online platformlar sayesinde başka ülkedeki bir İngilizce öğretmeninden ders veya Paris'teki bir ressamdan resim eğitimi alınabildiğini vurgulayarak, yine Anadolu'nun herhangi bir ilçesinden İstanbul'daki bir üniversite hocasının konferansına katılabilindiğini anlattı.
"INSTAGRAM VE YOUTUBE'DA E-SEMİNERLER ÇOĞALDI"
Kişisel gelişim kurslarının da altyapılarını ve eğitimcilerini bu yeni eğitim sistemine göre entegre etmesi gerektiğini dile getiren Dağıtmaç, şöyle devam etti:
"Bu süreçte kişisel olarak kendini geliştirmek isteyenler online kurslara yöneldi. Bunlar arasında yabancı dil eğitimi ve bilgisayar eğitimleri (yazılım ve tasarım programları) diğer programlara göre önde diyebiliriz. Yine Instagram üzerinden verilen dans kursları canlı yayınlarla hedef kitlesini aktif tutmaya ve yeni kitlelere ulaşmaya çalışıyor. Zoom, YouTube, Instagram gibi platformlar vasıtasıyla e-seminerler çoğalmaya başladı. El işi, evde yapılacak teknik konular ve yemek tarifleri daha çoğunlukla Youtube üzerinden dönüyor. "