ARAKAN NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?
Arakan, hem elinde bulundurduğu rezervler açısından, hem de Asya'nın en verimli gaz ve petrol rezervlerine ev sahipliği yapan Bengal Körfezi'nden çıkarılan doğal kaynaklar için köprü görevi görmesi nedeniyle, büyük bir önem taşıyor.
3,2 milyar varil petrol ve 16 trilyon metreküplük gaz rezervlerine sahip Myanmar'ın hâkimiyetindeki Körfez bölgesinin ticari kapasitesinin artırılması için ise, Müslümanların çoğunlukta olduğu kıyı şeridindeki Arakan bölgesinde hâkimiyet sağlamak gerekiyor.
1,2 trilyon metreküplük doğalgaz ve 2,1 milyar varillik petrol rezervi tespit edilen Arakan topraklarında, doğalgaz ve petrol hattı inşa ediliyor. Arakan eyaletinin başkenti Akyab'ın güneyinde yer alan Kyaukpyu açıklarında bulunan 1,2 trilyon metreküplük doğalgaz, Güney Koreli petrol şirketi Daewoo tarafından 2004'te bulundu. Ardından Çinli CNOOC ve CNPC, Malezyalı Petronas, Hintli GAIL şirketleri de ruhsat alarak gaz yataklarını geliştirdi. Buradaki petrol ve doğalgaza talip olan ve projeye ciddi anlamda yatırım yapan Çin, günlük 500 milyon metreküp doğalgaz üretilecek Shwegaz isimli projesini hayata geçirdi; 2,1 milyar varillik petrol rezervine de talip oldu. Myanmar genelindeki 23 saha için ise, ihalelerini sürdürüyor.
ABD-ÇİN ÇEKİŞMESİ ARASINDA ARAKAN
Arakan, doğusunda Vietnam, Japonya, Tayvan, Filipinler ve takımadalarla çevrili olan ve hareket alanı kısıtlanan Çin'in, Malaka Boğazı'na olan bağımlılığını azaltacak bir çıkış kapısı olarak nitelendiriliyor.
2010 yılında Arakan'ın başkenti Akyab'ın güneyindeki Kyaukpu'da yapılan derin deniz limanı ve Sittwe'de deniz üssü kuran Çin, Pakistan'daki Gwadar Limanı ile birlikte bölgedeki hâkimiyetini sağlamlaştırma stratejisini sürdürüyor.
3 bin kilometreden fazla uzunluğa sahip Çin Pakistan Ekonomik Koridoru ile Gwadar Limanı, günde 13 milyon varil petrolün geçtiği Hürmüz Boğazı'na oldukça yakın. Arakan'dan Çin'in Yunnan eyaletine uzanan biri doğalgaz, diğeri petrol olmak üzere 2380 km'lik iki boru hattı ise, Asya'da ABD baskısını aşmak için gerçekleştiren başka bir adım. Çin, bu adımlarla ABD'nin Asya'daki hareket alanını kısıtlamayı hedefliyor. İki ülke arasındaki bu çekişme, Arakan Müslümanlarının yaşadığı zulmün nereden kaynaklandığını gözler önüne seriyor.
BÖLGEDEKİ PETROL ÇEKİŞMESİNDE BİRÇOK ÜLKE BULUNUYOR
Dünyanın gözünü diktiği zengin petrol rezervleri, Çin'in yanı sıra, İngiliz BG Group and Ophir, Hollanda-İngiltere ortaklığında Shell, Norveçli Statoil, ABD Chevron, İtalyan Eni, Fransız Total ve Suudi Saudi Aramco şirketleri için de oldukça değerli. Pekin için bölgenin önemini bilen ABD ise, Suu Çii'yi kullanarak Myanmar-Çin boru hattını aksatmayı ve söz konusu doğal kaynakları borularla Bangladeş üzerinden kendi pazarlarına iletmeyi hedefliyor. Trump'ın yeni Afganistan stratejisi ve Pakistan'a yönelik baskının artırılması da, ABD'nin bölgede Çin ile girdiği hâkimiyet yarışına işaret ediyor.
Suudi Arabistan, Myanmar'daki katliamları başlatan ve karakol baskınlarını gerçekleştiren Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu (ARSA)'nu destekliyor. Mekke'de büyüyen ve Arabistan uyruğuna sahip ARSA kurucusu Attullah Ebu Amar Jununi'yi ve örgütü fonlayan Riyad yönetimi, Arakan'daki direnişi kendi amaçları adına kullanıyor. Bölgedeki doğal kaynakların geçiş noktasını güvenli hâle getirmek isteyen Suudi Arabistan, Suu Çii'nin yönettiği Myanmar'da çatışmayı alevlendirmek için Budistleri silahlandırıyor.
PETROL İÇİN KAN GÖLÜNE DÖNEN ARAKAN
Çin, 2010 yılında biri doğalgaz, diğeri petrol olmak üzere Arakan'dan başlayıp Çin'in Yunnan eyaletine uzanan iki ayrı boru hattı yapımına başladı. Çin, Malaka Boğazı'na alternatif olacak boru hatları ile Singapur ve Malezya'ya olan bağımlılığını da azaltmayı hedefliyor. Myanmar ise, bu projeden 29 milyar dolarlık bir gelir elde edecek.
Aynı zamanda Çin, Arakan'ın başkenti Akyab'ın güneyindeki Kyaukpu'da yapılan derin deniz limanı ve enerji terminallerini, Arakan petrolünün aktarımının yanı sıra, 30 yıl boyunca Afrika ve Ortadoğu'dan Çin'e giden tankerlerin boşaltılacağı liman hâline getirdi. Bu, Bengal Körfezi'ndeki konumunu sabitlemek isteyen ve ABD'nin Asya kuşatmasına karşı durmaya çalışan Çin'in, Pakistan'da kurduğu Gwadar Limanı kadar stratejik açıdan oldukça önemli.
2380 km'lik boru hatlarının inşaatı ile birlikte, hatların geçtiği toprakların askeri bölge haline getirildiği Arakan'da, bölgedeki Müslüman köylerine yönelik saldırıların dozu ise, son dönemde iyice arttı. Doğalgaz ve petrol boru hatlarının korunması güvenlik çemberine alınması gibi gerekçelerle Müslümanlar katlediliyor.
MESELE TAMAMEN PETROL
2012'de Müslümanların yaşadığı zulmün sadece Budizm nedeniyle değil; petrol kaynaklı olduğu konusu daha önce gündeme gelmişti. Bölgedeki BM Mülteciler Yüksek Komiserliği yetkilileri bile Budistlerin ara sıra BM yetkililerine de saldırdığını ve birçok yere hâlen giremediklerini, medyaya şu ifadelerle anlatmışlardı: "Arakan'da tam olarak ne yaşandığını bilmiyoruz. Bazı alanlar askerî bölge ilân edilmiş. Deniz ortasında adalar var. Oralarda çok sayıda insanın abluka altında olduğunu söylüyorlar. Havadan bazı noktalara yardım attığımız oluyor. Ama temasımız kesinlikle mümkün değil. Arakan genelinde de yiyecek ve barınma temini bunun haricinde bir şey yapamıyoruz. Zaten yapılması da istenmiyor. Karşılıklı görüşmeler sonrasında buradaki hükümet bu insanların bir buçuk yıl sonra eski yerlerine geri gönderileceğini söylüyor. O zamana kadar buradaki boru hatları bitiyor. Zaten işin özü de doğalgaz ve petrol meselesi. Yoksa Budistlerin Müslümanları katletmesi değil. Biraz araştırırsanız ülkenin kuzeyinde ve doğusunda Çin kökenli Shanlara yönelik saldırıları da göreceksiniz. Geçmişte Müslümanlara yönelik saldırılar olmuş. Ama bugün dünden oldukça farklı. Boru hatları Çin için yapılıyor."
İNSANSIZLAŞTIRMA PLANI UYDUDAN KANITLANDI
Geçtiğimiz günlerde, Arakan eyaletine bağlı Chein Khar Li köyünün Myanmar saldırılarından önceki ve sonraki uydu görüntülerini paylaşan HRW, 700 yapının yok edilerek Müslümanların yaşam alanının nasıl yok edildiğini ortaya koydu.
Konu hakkında konuşan kuruluşun Asya Direktörü Phil Robertson "Bu yeni uydu görüntüleri, Müslüman köyünün tamamen yok edildiğini gösteriyor. Burası, yangın tespit ettiğimiz 17 yerleşim yerinden sadece biri. Neler olduğunun tam olarak anlaşılması için bağımsız gözlemcilerin bölgeye girmesi gerekiyor" dedi.
FİKRİYAT