Myanmar hükümetinin, Arakan'da şiddet olaylarının yeniden başladığı 25 Ağustos'tan bu yana yaşanan olaylarla ilgili dünya kamuoyunu yanıltmak için "aldatma ve deve kuşu politikası" izlediği belirtildi.
Arakanlı insan hakları aktivistleri, Arakan eyaletinde Müslümanlara yönelik katliamlara sessiz kalan Myanmar Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanı Aung San Suu Çii'nin açıklamalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Arakanlı insan hakları aktivisti İmran Arakan, "Uluslararası gözlemcilerin bölgeye girebileceği yönünde açıklama yapan Myanmar Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanı Aung San Suu Çii, deve kuşu politikası izliyor. Bu Myanmar'ın uzun yıllardır bilinen aldatma siyasetidir." dedi.
Suu Çii'nin geçen yıl bölgede yaşanan olayların gerçekliğini ortaya koymak için bir komisyon kurmaya çağırdığını, eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın da bu komisyona başkanlık yapmaya davet edildiğini ifade eden Arakan, şunları kaydetti:
"Komisyon soruşturmalara başladı. Binden fazla göstericiyi soruşturdular. Myanmar hükümetini şok eden bir rapor yayımladılar. Rapor, ordu ve Budist milislerin Rohingyalardan yüzlerce kişinin öldürülmesine, onlarca köyün yakılmasına ve toplu tecavüz olaylarına karıştığını gösterdi."
"SUU Çİİ'NİN MYANMAR ORDUSUNA İHTİYACI VAR"
Arakan, "Suu Çii'nin uluslararası gözlemcilerin bölgeye girişine izin vermesi fitili ateşlenen küresel kargaşayı yatıştırmak adına izlediği bir aldatma politikasıdır. Su Çii, olaylar karşısındaki tutumunu olumlu bir dille açıklayamaz çünkü ülkeye aslen hükmeden Myanmar ordusuna ihtiyacı var. Durum bundan ibaret. Dolayısıyla Suu Çii orduya muhalefet ederse kaybedecek. Bu da imkansız." diye konuştu.
Aktivist Arakan, Suu Çii'nin "Arakan'da 5 Eylül'den bu yana operasyon düzenlenmediği" yönündeki açıklamalarını yalanlayarak, "Bu haberler tamamen temelsiz. Daha düne kadar Arakan'ın sınır bölgesindeydim, 7 köyün yandığını, yüzlerce ailenin ateşi fitillenen savaştan kaçtığını gördüm. Bu iddialar medyayı kandırma politikası kapsamında ortaya atılıyor." ifadelerini kullandı.
"SUU Çİİ MYANMAR ORDUSUNUN KUKLASI"
Arakan Rohingya Birliği (ARU) Basın Koordinatörü Naim Abdulhakim, "Myanmar ordusunun, Suu Çii'yi Rohingya Müslümanlarına karşı etnik temizlik cezasından kurtulmak için çıkarları doğrultusunda istediği gibi kullandığı bir kukla" olarak nitelendirdi.
Su Çii'nin ordu tarafından bina edilen anayasaya göre herhangi bir karar alamayacağına işaret eden Abdulhakim, şöyle devam etti:
"Uluslararası toplumun, uluslararası baskılardan ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) kararlarından kaçmak için söylenen tatlı sözlere kanmaması gerekiyor. Myanmar şimdiye kadar BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin (OHCHR) 36. toplantısında kararlaştırılan gerçekleri araştırma komisyonunun girişine izin vermedi. Aynı şekilde insani yardımların ulaştırılmasına da onay vermedi."
"ŞİDDET OLAYLARI DEVAM EDİYOR"
Bölgedeki şiddet olaylarının sürdüğünü ifade eden Abdulhakim, "Arakan'da 2012'den bu yana bulunan uluslararası özgür basın, insan hakları ihlallerinin hala artmakta olduğunu belirtiyor. Yüz binlerce sığınmacı kamplarında sıkıntı yaşıyor. Arakan'a dönmelerine izin verilmiyor. Şiddet, öldürme, yakma, yıkma, evsiz bırakma ve zorla göç ettirme olayları durmuş değil." şeklinde konuştu.
Su Çii'nin "Bangladeş'e kaçan Arakanlı Müslümanların da gerekli kimlik doğrulama çalışmalarının ardından ülkelerine dönebilecekleri" sözlerine ilişkin Abdulhakim, "Bu, söz konusu mültecileri kabul etmemek için yapılan bir blöf. Mantıksız ve kabul edilemez bir çağrı çünkü hümümet onların tüm resmi evraklarını aldı. Altmışlardan bu yana herhangi bir belge vermiyor. Hatta çocuklarının doğum belgesini bile alamıyorlar. Ayrıca bu insanlar ölümden kaçtılar, evleri yakıldı. Evsiz barksız şekilde Bangladeş'e ulaştılar. Ellerinde kalan bazı belgeler de yandı. Şimdi nereden kanıt getirsinler?" diye konuştu.
Abdulhakim, Su Çii'yi "baskıları azaltmak, uluslararası yaptırımlardan ve BMGK'nın kararlarından kaçmak hayaliyle uluslararası toplumu oyalamakla" suçladı.
SUU Çİİ'NİN AÇIKLAMASI
Myanmar Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanı Aung San Suu Çii, televizyon ve sosyal medya üzerinden canlı yayınlanan ve başkent Nepido'da yabancı diplomatlara hitap ettiği konuşmasında, 5 Eylül'den bu yana Arakan'da operasyon düzenlenmediğini iddia etmişti.
Dünyanın dikkatinin Arakan'daki duruma çevrildiğinin farkında olduklarına işaret eden Suu Çii, "Myanmar, uluslararası incelemelerden korkmuyor." diye konuşmuştu. Arakan'daki Müslüman köylerinin yarısının şiddet olaylarından etkilenmediğini ileri süren Suu Çii, yabancı diplomatları şiddetten etkilenmeyen köyleri birlikte ziyaret etmeye çağırarak, "Böylece bu bölgelerde insanların neden gırtlak gırtlağa gelmediğini öğrenirsiniz." ifadelerini kullanmıştı.
Arakan'da yaşayan Müslümanlara son yıllarda sağlık hizmetleri, eğitim ve altyapı sağlanarak yaşam şartlarının iyileştirildiğini belirten Suu Çii, Bangladeş'e kaçan Arakanlı Müslümanların da gerekli kimlik doğrulama çalışmalarının ardından ülkelerine dönebileceklerini kaydetmişti.
ARAKAN'DA 25 AĞUSTOS'TAN BU YANA ÇOK SAYIDA MÜSLÜMAN HAYATINI KAYBETTİ
Myanmar ordusunun, silahlı militanlarla mücadeleyi öne sürerek Arakan'da sivillere yönelik düzenlediği saldırılarında, 25 Ağustos'tan bu yana binlerce Müslüman hayatını kaybetti. Myanmar yönetiminin bölgeye giriş çıkışlara izin vermemesi nedeniyle ölen sivil sayısı tam olarak tespit edilemiyor.
Saldırılarda 200 civarı köy, ordu ve Budist milliyetçiler tarafından yakıldı ya da kullanılamaz hale getirildi. On binlerce Arakanlı Müslüman, can güvenliği nedeniyle halen bölgeden uzaklaşmaya çalışıyor. Myanmar'dan kaçan siviller dağlık bölgeler, Naf Nehri ya da deniz üzerinden Bangladeş'e geçiyor.
Bangladeş'e 25 Ağustos'tan bu yana 400 binden fazla Arakanlı Müslüman ulaştı.