Arama

Edebiyat ödülü Japon asıllı İngiliz’e

İsveç'teki Nobel Komitesi, 2017 Nobel Edebiyat Ödülü'nü; kendisini "Yazmaya oturuyor ve düşünüyorsunuz, realistim ama sanırım aynı zamanda absurdist" olarak tanımlayan, Japon kökenli İngiliz yazar Kazuo Ishiguro'ya verdi.

Edebiyat ödülü Japon asıllı İngiliz’e
Yayınlanma Tarihi: 5.10.2017 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 05.10.2017 17:01

Kazuo Ishiguro, Nobel Edebiyat Ödülü'nü "Günden Kalanlar" isimli romanıyla kazandı.

2017 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanacak isimler arasında Haruki Murakami, Margaret Atwood ve Ngũgĩ wa Thiong'o gibi yazarların isimleri de geçiyordu.

Nobel Edebiyat Ödülü'nü geçen sene Bob Dylan kazanmıştı. İsveç Nobel Akademisi, Amerikan müzik geleneğinde 'yeni şiirsel ifadeler yarattığı' için Bob Dylan'ın Nobel Ödülü'ne layık görüldüğünü açıklamıştı.

Bob Dylan ödülü almaya gelmemiş ancak daha sonra İsveç'e gittiği bir konserde almıştı.

Ishiguro'nun aldığı ödül Nobel'in resmi Twitter hesabından da duyuruldu.

BARIŞ ÖDÜLÜ YARIN AÇIKLANACAK

Hafta başından itibaren Nobel Tıp Ödülü, Nobel Fizik Ödülü, Nobel Kimya Ödülü'nün sahiplerini ve bugün de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazananı açıklandı. 6 Ekim Cuma günü Nobel Barış Ödülü'nü kazanan isim açıklanacak.

BU SENE ÖDÜL KAZANAN DİĞER İSİMLER

2017 Nobel Tıp Ödülü, 2 Ekim'de ABD'li bilim insanları Jeffrey Hall, Michael Rosbash ve Michael Young'a verildi.

2017 Nobel Fizik Ödülü, yerçekimi dalgaları üzerindeki çalışmalarıyla Rainer Weiss, Barry C. Barish ve Kip S. Thorne'un oldu.

2017 Nobel Kimya Ödülü ise, geliştirdikleri 'çözeltideki biyomoleküllerin yüksek çözünürlüklü yapı tayini için kriyo-elektron mikroskobu' ile Jacques Dubochet, Joachim Frank ve Richard Henderson'a takdim edildi.

REALİSTİM AMA…

Dedektif hikâyelerinden tutun da kovboy hikâyelerine kadar birçok tutkusu olan Ishiguro'nun özel olarak tasarlanmış küçük ofisinde, yerden tavana kadar odayı kaplayan ve kayın ağacından yapılan kübik raflarda, renk kodlarına göre dosyalar düzgünce istiflenmiş. Romanlarının Lehçe, İtalyanca, Malayca ve öteki dillerdeki çevirileri tek sıra halinde yerleştirilmiş.

"Yazmaya oturuyor ve düşünüyorsunuz, realistim ama sanırım aynı zamanda absurdist." Kazuo Ishiguro, Susannah Hunnewell'ın bir röportajında böyle tanımlıyor kendini.

İNGİLİZ KRALİYET NİŞANINA LAYIK GÖRÜLDÜ

Kazuo Ishiguro, 1954 yılında Nagasaki'de doğdu ve beş yaşındayken ailesi ile beraber güney İngiltere'nin Guildforf isimli ufak kasabasına taşındı. Yirmi dokuz yıl boyunca Japonya'ya dönmedi. 27 yaşında, Nagasaki'de geçen ve övgüyle karşılanan ilk romanı, Uzak Tepeler (1982) yayımlandı. İkinci romanı Değişen Dünyada Bir Sanatçı (1986), İngiltere'nin en prestijli ödülü olan Whitebread ödülünü kazandı. Ve üçüncü romanı, Günden Kalanlar (1989) ile uluslarlarası ününü pekiştirdi. İngilizce versiyonu, bir milyondan fazla satıldı, Booker Ödülünü kazandı ve Merchant Ivory prodüksiyon şirketi tarafından, başrolde Anthony Hopkins, Ruth Prawer Jhabvala tarafından yazılan senaryoyla beyaz perdeye uyarlandı.

Ishiguro İngiliz Kraliyet Nişanına layık görüldü ve portresi bir süre 10 Downing St. de asılı kaldı. Meydan okuyan kutsama, bir sonraki romanı Avunamayanlar (1995) ile okuyucularını şaşırttı. Şaşkına dönen bazı eleştirmenler acımasızca saldırdılar; James Wood, "kötülükte kendi kategorisini icat etti" diye yazdı. Fakat Anita Brookner'ın da dahil olduğu öteki eleştirmenler, Ishiguro'yu savunmuş ve Anita Brookner, başlangıçtaki tereddütlerini yenip romanı, "Kesinlikle bir başyapıt" olarak nitelendirmiştir. Kabul gören ikiden fazla romanın –Öksüzlüğümüz (2000), Beni Asla Bırakma (2005)– yazarı olan Ishiguro, senaryo ve televizyon oyunları yazdığı gibi en son Jazz şantözü Stacey Kent için şarkı sözü bestelemiş. Ortak hazırlamış oldukları CD, Breakfast on the Morning Tram, Fransa'da en çok satan albüm olmuştur.

BOB DYLAN'I TANIMA EVRESİ

Nobel Edebiyat Ödülü'nü geçen sene Bob Dylan kazanmıştı. İsveç Nobel Akademisi, Amerikan müzik geleneğinde 'yeni şiirsel ifadeler yarattığı' için Bob Dylan'ın Nobel Ödülü'ne layık görüldüğünü açıklamıştı.

Rock müzik ile de ilgilenen Ishiguro, on beş yaşında gitar çalmaya ve on bir yaşında pop şarkılarını dinlemeye başlamış. İlk beğendiği şarkı bir Galli olan Tom Jones'un söylediği "The Green, Green Grass of Home" isimli kovboy şarkısı. Babasının Japonya'dan getirdiği, Sony marka ufak, banttan banda kayıt yapan çift makaralı bir teybe sahip olan Ishiguro, o teyple, radyodan kasete kayıt yapabiliyordu. Kötü kaydedilmiş bu uğultulardan kelimeleri anlamaya çalışan Ishiguro, 13 yaşında ilk Dylan albümü olan John Wesley Harding'i keşfediyor.

"KELİMELER HOŞUMA GİDİYORDU"

Bob Dylan'ın muhteşem bir söz yazarı olduğunu biliyordum. Hakkında emin olduğum iki şey vardı, biri iyi şarkı sözünün, ötekiyse iyi kovboy filminin ne olduğu, diyen Ishiguro, ilk kez Dylan'dan etkilendiğini şu cümlelerle anlatıyor. "Zannedersem bilinç akışı ve sürreal şarkı sözleriyle karşı karşıya kalmam, ilk kez Dylan sayesinde oldu. Ve şarkı sözlerine edebi bir yaklaşımı olan Leonard Cohen'i keşfettim."

"OLDUKÇA İHTİLAFLI BİR ALANDAYIM"

Çok az yazar tarafından olumlu şekilde eleştiri alan Ishiguro, kendimi oldukça ihtilaflı bir alana soktum. Yazmış olduklarımın üç kitap boyunca bir eleştirisi varsa eğer o da, yeterince cesur olmadıklarındandır. Buna ilişkin gerçeğin yankısını duyar gibiyim, New Yorker'da Günden Kalanlar'a dair, baştan sonra övgü dolu bir inceleme vardı ve nihayetinde şunu söylüyordu, kitaptaki tek sorun, her şeyin bir saat gibi işlemesi, açıklamasıyla bu eleştirilere olumsuz bir bakış açısı getirmedi.

LE GUİN VE KAZUO ISHİGURO DÜELLOSU

Geçmiş yıllarda bilimkurgu edebiyatının efsanelerinden Ursula K. Le Guin ile Kazuo Ishiguro arasında, kalemin kılıçtan keskin olduğunu kanıtlayan hararetli bir söz düellosu yaşandı. Ishiguro "The Burried Giant" adlı kitabı hakkında The New York Times gazetesine verdiği bir demeçte şu sözlerle bazı endişelerini dile getirdi:

"Okurlarım beni anlayacak mı? Ne yapmaya çalıştığımı kavrayabilecekler mi, yoksa yüzeysel elementlere takılıp eserime önyargıyla mı yaklaşacaklar? Bunu yalnızca fantastik bir kitap olarak mı görecekler?"

Ancak bu sözler en büyük ustalardan biri olan Ursula K. Le Guin'in tepkisini çekti. Le Guin, kişisel blog sayfasında kaleme aldığı bir yazıda hem Ishiguro'nun yeni kitabını hem de yazarın fantastik ve bilimkurguyu hâkir gördüğünü düşündüğü sözlerini hedef aldı.

"Evet, elbette ki eserini fantastik olarak görecekler. Bunu neden yapmasınlar ki? Ama görünüşe göre yazarımız bu kelimeyi bir hakaret olarak kullanıyor. Bir edebiyat türünü eserinin ona dahil edilmesinden korkacak kadar hor gören hiçbir yazar o türün derin anlamları şöyle dursun, 'yüzeysel elementlerini' bile ciddi bir amaç uğruna başarılı bir şekilde kullanamaz. The Burried Giant'ı okumak 'acı verici' bir tecrübeydi. Tıpkı yüksek bir yere gerilmiş bir ipten düşmekte olan bir adamın 'Acaba benim bir cambaz olduğumu mu düşünecekler?' diye merak etmesine benziyor."

"BEN PERİLERİN VE EJDERLERİN SAFINDAYIM"

Bu açıklamadan birkaç gün sonra The Guardian gazetesinin düzenlediği bir etkinliğe katılan Ishiguro bu ithamları kesinlikle kabul etmediğini ve Le Guin'in kendisini 'gündemdeki bir sonraki hasmı' olarak seçmekte oldukça acele ettiğini belirtti.

"Sanırsam benim yeni Margaret Atwood olmamı istiyor. Eğer devlerin ve perilerin kitaplara konu olmasına karşı açılmış bir savaş varsa, ben devlerle perilerin tarafındayım demektir. Le Guin kitabımı sevebilir veya sevmeyebilir ama beni asıl endişelendiren şey yanlış adama çatmış olması. Çünkü ben perilerin ve ejderlerin safındayım." (Kayıp Rıhtım)

FİKRİYAT

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN