Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Filistin için Uluslararası Donör Grubu (AHLC) toplantısı öncesinde Norveç Dışişleri Bakanı Ine Marie Eriksen Soreide ile basına açıklamalarda bulundu.
Filistin Kurtuluş Örgütü ile İsrail arasına 1993'te Norveç'in başkenti Oslo'da imzalanan anlaşmanın uygulanması ve Filistin devletinin kurulması hususunda tutarlı bir çalışma içinde olduklarını belirten Mogherini, "Net bir şekilde İsrail devletinin var olduğunu söyleyebiliriz ancak Filistin devleti hala kurulamadı." diye konuştu.
Mogherini, bu devleti tanıyıp tanımamanın ise AB üyelerinin kendi inisiyatifinde olduğunu söyledi.
FİLİSTİN'DEKİ EKONOMİK SORUNLAR
Oslo Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana 25 yıl geçtiğini ve iki devletli çözümün yara aldığını belirten Mogherini, "(İsrail'in) Yerleşim birimi inşası devam ediyor. İşgal altındaki topraklarda Filistin halkını koruyan uluslararası mekanizma zorla kaldırıldı. Filistin halkı arasındaki ayrılıklar, Filistin'in birliğine ve demokrasiye zarar veriyor." ifadelerini kullandı.
Mogherini, iki devletli çözüm umudunun azaldığına işaret ederek Filistin'in yaşadığı ekonomik sorunlara çözüm bulunması gerektiğini kaydetti.
Norveç Dışişleri Bakanı Ine Marie Eriksen Soreide de İsrail'in Filistin hükümeti adına topladığı vergilerde kesintiye gitmesinin Filistin devletinin mali yükünü artırdığına değinerek "Filistin yönetimi de bu meblağın bütününün İsrail tarafından ödenene kadar İsrail'den gelen paranın tamamını reddetti." hatırlatmasında bulundu.
"Hedefimiz mali olarak bağımsız ve demokratik bir Filistin devleti" diyen Soreide, bu konuya ilişkin müzakerelerin sonuçlandırılması gerektiğini belirtti.
Norveç Dışişleri Bakanı Soreide'nin eş başkanlık yapacağı AHLC toplantısına, Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye de katılacak.
1993 yılındaki kuruluşundan bu yana AHLC, Filistin halkına yönelik kalkınma yardımları için temel politika düzeyindeki koordinasyon mekanizması görevi görüyor. AHLC'nin stratejik amacı Filistin'de kurumsal gelişmeyi desteklemek ve iki devletli çözümün gerçekleştirilmesine yönelik siyasi çabaları pekiştirmek olduğu belirtiliyor.