İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un bilinmeyen bir şiiri keşfedildi. Dergah Dergisi'nin Mayıs sayısında yayınlanan şiir, edebiyat profesörü Mustafa Koç tarafından bulundu. Revnakoğlu ailesinin arşivinden çıkan şiir Akif'in henüz 20 yaşındayken baytar mektebini bitirdikten sonra atların ıslahı için gönderildiği Adana'da kaleme alınmış. Şairin ilk gençlik yıllarına ait bir münacaatın m'ak kısmı olan bu şiir "Allah" adını taşıyor.
Dergah dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ali Ayçil, büyük edebiyatçıların yeni ortaya çıkan eserlerinin edebiyat dünyasını heyecanlandırdığına dikkati çekerek, "Akif'in bu şiirinin bulunması, hem edebiyat araştırmaları için hem de Akif'in şiir yanını inceleyen ve eleştirenler için çok önemli. Akif'in ondan sonraki şiirinin şekillenişini bu şiire bakarak konuşma şansı elde ediyoruz. Kültür ortamının, edebiyata olan ilgisinin sloganik bir ilgi olup olmadığını da bu tür durumlarda görüyoruz" dedi.
Ayçil, Mustafa Koç'un mart ayından bu yana Revnakoğlu'nun arşivinden bazı bölümleri Dergah'ta yayımladığını belirterek, "Revnakoğlu arşivi çok önemli bir arşiv. Kendisi tekkeler, kültür dünyamız, insanlar ve ilişkiler üzerine hem notlar tutmuş hem gazetelerde yazmış birisi. Yaklaşık 350 dosyası var ve el yazısıyla tuttuğu notları okumak çok zor. Hocanın Revnakoğlu arşiviyle ilgilenmesi edebiyatımız ve kültürümüz için bir kazanç oldu. Çünkü Mustafa Koç çok titiz bir akademisyen ve zor metinleri çözmeyi de seviyor" diye konuştu.
BÜYÜK ŞAİRLİĞİN İSPATI
Dergah dergisinin yayın yönetmeni Ali Ayçil, keşfi şu sözlerle anlattı: "Akif, Adana'ya gönderiliyor. İstanbul'da Arap Hoca diye meşhur bir hoca var. Ona uzun bir münacaat gönderiyor. Arap Hoca, Cemalettin Server Revnakoğlu ile konuşurken 'Akif bana vakti zamanında bir münacaat gönderdi. Büyük şairliğinin ispatı gibiydi' diyor. Mustafa Koç hoca Revnakoğlu ile Arap hocanın bu diyaloğundan yola çıkarak arşivi tarıyor ve bu şiiri buluyor. Akif'in kendi imzası var. Allah adlı şiir tazeliğini koruyor, üzerinde genç Akif'in teri var. Islak imzalı haliyle yayımladık. Bazı kelimeler zor anlaşılsa da şiir atmosferiyle okuyucuyu hemen etkiliyor."
SAFAHAT'I BU ŞİİRDEN OKUMAK GEREK
Şiiri keşfeden Mustafa Koç ise, "Arap Hoca, Akif'in bütün çocukluğuna tanıklık etmiş. Baytar mektebine giderken yazdığı şiirlerden bahseder. Akif'in Adana'ya gittiğinde kendisine şiirler gönderdiğini söylüyor. Bizi en çok heyecanlandıran hem şiirin yeni, hem de başlığının Allah olmasıydı. Gençlik dönemine ait bir şiir. Akif'in ilk gençlik yıllarında Allah ile olan ilişkisini nasıl bir bütün olduğu ömür sermayesinin üzerinde yürüdüğünü gösteren manalı şiirlerinden. Akif'i tanımak için bütün Safahat'ı bu Allah şiiri üzerinden okuyarak ikmal etmek gerek" şeklinde konuştu.
Ayçil, şiirin Mehmet Akif'deki genç şair kabiliyetini çok iyi yansıttığına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Safahat'a almadığı şiirlerden bir kısmı biliniyordu. Onlar zaten daha sonra yayımlandı ama bu şiirle ilgili herhangi bir bilgi yoktu. Prof. Dr. Mustafa Koç, Revnakoğlu'nun arşivinden şiirin ıslak imzalı metnini çıkardı. Akif'in el yazısını bilenler zaten bu metnin ona ait olduğunu hemen anlayabiliyor. O belgeyi de dergide yayınladık. Mehmet Akif'in yeni bir şiirinin bulunmuş olması ve bunun kamuoyuyla paylaşılmış olması kültür açısından önemlidir. Bu işi Dergah ya da başka bir derginin yapması çok önemli değil. Önemli olan böyle gizli kalmış eserlerin ortaya çıkarılması."
Ali Ayçil bu şiirin Akif'in ilk şiirlerinden biri olması münasebetiyle edebiyat kabiliyetini çok erken yaşta gösterdiğini belirterek, şöyle konuştu: "Bence Safahat'taki şiirlerle kıyaslandığında gençliğin tazeliği olduğu için gönüllerde apayrı bir yer tutacaktır. Kalbi bir Allah'a bağlılık anlatılıyor burada. Biz bu şiirden hareketle Akif'in sonradan şiirindeki olası değişimleri de görme fırsatımız var."
Ali Ayçil, ortaya yeni çıkan şiirin edebiyat dünyasındaki yansımasını ise şu sözlerle aktardı:
"Büyük edebiyatçıların yeni ortaya çıkan her metni edebiyat ortamını heyecanlandırır. Akif'in bu şiirinin bulunması, hem edebiyat araştırmaları için hem de Akif'in şiir yanını inceleyen ve eleştirenler için çok önemli. Akif'in ondan sonraki şiirinin şekillenişini bu şiire bakarak konuşma şansı elde ediyoruz. Kültür ortamının, edebiyata olan ilgisinin sloganik bir ilgi olup olmadığını da bu tür durumlarda görüyoruz. Yani sevdiğimiz bir şairin yeni bir şiiri ortaya çıktığında onunla ilgileniyorsak bu bizim kültürle ilişkimizin canlı ve sahici bir ilişki olduğunun işaretidir. Eğer Akif'in yeni ortaya çıkmış şiiri bizi heyecanlandırmıyorsa, bu bir slogan uygarlığı peşinde olduğumuz anlamına gelir."
Bu tür metinlerin aynı zamanda kültür ortamı içindeki insanları denediği yorumunu yapan Ayçil, "Kültürel ağırlığımız ya da ciddiyetimiz, Akif'in şiirine gösterilen ilgi ölçüsündedir diyebiliriz" şeklinde konuştu.
İşte o şiir
ALLAH
Ey kudreti insânları lâl eyleyen Allâh!
Âcizlere ey bahş-i mecâl eyleyen Allâh!
Teslîm ediyor akl-ı selîm hayrette her dem
Her kârda izhâr-ı kemâl eyleyen Allâh!
İdrâk-i sıfâtın bize mümkün mü ki heyhat
Âkılları pâ-bend-i ıkâl eyleyen Allâh!
Aşk âteşini kalplere sensin koyan elbet
Âlemleri mecnûn-ı cemâl eyleyen Allâh!
Hâl ehlini âlâm ve mesâib ile giryân
Bîçâreyi mehcûr-ı visâl eyleyen Allâh!
Yâ Rabb! Kerem et beni dildâra kavuştur
Gamgînleri âzâd-ı melâl eyleyen Allâh!