Coşkun, et ve süt sektörlerinde kalite ve verimlilik odaklı üretim modellerinin geliştirilmesine ihtiyaç olduğunu söyledi.
Bu yıl yaşanan gelişmelere ve 2024 beklentilerine değinen Coşkun, maliyetlerdeki değişime dikkati çekti.
Coşkun, "Kapasite kullanımımızı artırmak için verimlilik ve kalite odaklı üretim modellerinin geliştirilmesi önem taşıyor. 2024'te beklentimiz, enflasyonla mücadele için para ve maliye politikasının yanı sıra yapısal tedbirler ve güvenli gıda konularında çözüm odaklı politikaların uygulanmasıdır." diye konuştu.
Maliyetlerdeki artışın ihracatı da etkilediğine işaret eden Coşkun, geçen yılın 10 ayında 173 bin tona karşılık 513 milyon dolar ihracat yapılırken bu yılın aynı döneminde 99 bin tona karşılık 276 milyon dolarlık dış satım gerçekleştirildiği bilgisini verdi.
Coşkun, söz konusu düşüşün özellikle süttozu ve tereyağı ihracatındaki azalmadan kaynaklandığını belirterek, "2022'deki 192 bin tonluk süt ve süt ürünü ihracatına karşılık, 2023'te süt ve süt ürünü ihracatının 115 bin ton seviyesinde olmasını bekliyoruz." ifadesini kullandı.
2022'de dünya süt üretim tahmininin 935,9 milyon ton olduğunu aktaran Coşkun, dünya süt üretiminin yüzde 2,3'ünün Türkiye'de yapıldığını ve ülkenin inek sütü üretiminde dünyada 8'inci, AB ülkeleri içinde ise 3'üncü sırada olduğunu kaydetti.
Coşkun, FAO verilerine göre, dünyada kişi başına yıllık süt ve süt ürünleri tüketiminin ortalama 117,4 kilogram süt eşdeğeri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"TÜİK rakamlarına göre ülkemizin 2022 yılında kişi başına süt tüketimi yaklaşık 253 kilogram süt eşdeğeridir. Ulusal Süt Konseyi tarafından yapılan hesaplamalara göre, ülkemizde kişi başına yıllık 39,1 kilogram içme sütü, 19,6 kilogram peynir, 29 kilogram yoğurt, 10 kilogram ayran, 2,15 kilogram tereyağı tüketiliyor."
"TÜRKİYE'DE KİŞİ BAŞINA ET TÜKETİMİ YILLIK 52-54 KİLOGRAM"
Coşkun, kırmızı et üretiminde 2022'de yaşanan yüzde 12,3'lük artışla 2,2 milyon ton seviyesine ulaşıldığını aktararak, Türkiye'nin dünya kırmızı et üretimindeki payının yüzde 1,6 olduğunu söyledi.
Yem, besi materyali canlı hayvan, akaryakıt, elektrik ve işçilik gibi girdilerdeki fiyat artışlarının 2023'te de sürmesinin üretim maliyetlerini artırdığını dile getiren Coşkun, Türkiye'de kişi başı yıllık kırmızı et tüketimini yaklaşık 25 kilogram olarak hesapladıklarını bildirdi. Coşkun, "Ülkemizde yıllık 5-6 kilogram balık ve 22-23 kilogram kanatlı eti tüketildiği göz önünde bulundurulduğunda, toplam kişi başı et tüketiminin yıllık 52-54 kilogram olduğunu söyleyebiliriz. Besi çiftliklerinin kapasitelerinin yaklaşık yüzde 35'inin dolu olduğu belirtiliyor. Bu kapsamda karkas et ve kesimlik hayvan ithalatı yerine besilik ithalatı yapılmaya devam edilmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
SEKTÖRÜN 2024 HEDEFLERİ
Kırmızı et, süt ve yem sektörlerinin Türkiye'de ve dünyada birbirinden ayrılamaz sektörler olduğunu vurgulayan Coşkun, 2024 yılı hedef ve beklentilerine ilişkin de şunları söyledi:
"Her üç sektörün, hayvancılık ve hayvancılığa dayalı bitkisel üretimle birlikte değerlendirilmesi gerekir. İhtiyacımız, sektörün tüm girdi kaynaklarında uluslararası standartlarda kalite ve verimlilik odaklı üretim modellerinin geliştirilmesidir. Bu süreçte en önemli husus, ülkelerin gıda ham maddeleri üretiminde kendi kendilerine yeterli olmalarının ne kadar önemli olduğudur. Biz de süt ve et sektörlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması, yem üretimi ve maliyet yönetimi yapılması, desteklemelerin etkin yönetiminin sağlanması, ihracat desteklerinin geliştirilmesi ve sorunların çözülmesi, veri ve istatistiki değerlerin doğruluğunun sağlanması, üretici örgütlerinin düzenlenmesi ve güçlendirilmesi, tedarik zincirinde vade ve tahsilat sorunlarının çözümlenmesi, çiğ süt kalitesinin artırılması, çiğ sütün toplanmasında yaşanan sorunların giderilmesi, süt ve et sektöründe gıda güvenliğinin sağlanması, kayıt dışılıkla etkin mücadele edilmesi, süt ve et sektöründe bilgi kirliliğinin önlenmesi, perakende satışlarda inek ve dana eti ayrımının yapılması, su kaynaklarının korunması ve gıda israfının önlenmesi konusunda tedbirlerin artırılması, hayvancılık ve gıda sektöründe biyoteknolojinin kullanımının geliştirilmesi ve genç nüfusun temel protein kaynaklarına erişiminin artırılması konularında çalışmalarımızı sürdürüyoruz."