Bilinmeyen yönleriyle Ahmet Kaya
Öz vatanından uzakta, hasretle "Ben vatansızlıktan üşüyorum" demişti, Ahmet Kaya. Katıldığı son ödül töreninde, yılın en iyi sanatçısı seçilmiş, yaptığı konuşma sonrasında "birileri" tarafından linç edilmişti. Ahmet Kaya, albümünde anadilinde bir şarkı söyleyeceğini açıklamıştı; ancak o dönem, demokrasi adına kara lekelerle dolu 90'lı yılların sonuydu. Halbuki "Bu ülkenin bölünmesine bizler izin vermeyiz" diyerek birlik mesajları veren de Erdoğan hapse girdiğinde ona destek veren de Ahmet Kaya'nın ta kendisiydi… Ve onun bu hayatta tek bir isteği vardı: "Ölürse ardından asla "bu ülkeyi sevmiyor" denilmemesi…"
Doğum yıl dönümü vesilesiyle Ahmet Kaya'nın bilinmeyen yönlerini derledik.
Giriş Tarihi: 28.10.2019
11:54
Güncelleme Tarihi: 17.03.2022
17:06
"Ölürsem, hayatımda istediğim bir tek şey var. Bir tek şey… Asla 'bu ülkeyi sevmiyor' demesinler. Asla. Ben Edirne'den Ardahan'a kadar bu ülkeyi çok sevdim!"
1957 yılında Malatya'da dünyaya gelen Ahmet Kaya, 43 yaşında gurbette hayatını kaybetmişti. Kaya, yaşasaydı bugün 61 yaşında olacaktı.
Attila İlhan, Can Yücel, Nevzat Çelik, Hasan Hüseyin Korkmazgil, Enver Gökçe ve Ahmed Arif gibi birçok şairin şiirlerini besteleyen sanatçı, hayatı boyunca toplam 22 albüm yayınladı.
Ahmet Kaya, 28 Ekim 1957'de Malatya'da, Adıyaman'dan Malatya'ya iş için göç etmiş bir baba ile Erzurumlu bir annenin beşinci çocuğu olarak dünyaya geldi.
Babası Sümerbank fabrikasında mensucat işçisiydi. Altı yaşında iken babası ona bir bağlama getirdi. İlkokulu Malatya'da okudu. Okuldan arda kalan zamanlarda ve yaz tatillerinde, ya plakçıda ya da tanıdıkların minibüsünde çalıştı.
Dokuz yaşına geldiğinde babasının çalıştığı fabrikanın işçilerinin düzenlediği işçi bayramı gecesinde kendini sahnede buldu.
Ahmet Kaya'nın yaşamına dair bilinmeyenleri izlemek için tıklayın.
BAĞLAMA ÇALMAYI KENDİ KENDİNE ÖĞRENDİ
Ahmet Kaya, ailesinin geçim sıkıntısı çekmesi nedeniyle okulu bıraktı ve işportacılık, çıraklık gibi çeşitli vasıfsız işlerde çalıştı.
Liseyi dışarıdan bitirmeye karar verdi ve Eğitim Enstitüsü'nün Keman bölümüne girdi.
16 yaşında yasak afiş basmaktan hapse atıldı. Daha sonra birkaç arkadaşıyla birlikte Halk Birimleri Derneği'nin çalışmalarına katıldı. Bu çalışmaları sırasında çeşitli etkinliklerde bağlama çalmaya devam etti. Kendi başına öğrendiği için herhangi bir metoda ya da öğretiye uymamaktadır Ahmet'in çalış biçimi.
1978 yılında Gelibolu'da askerlik yaptı, bu arada orkestrada müzik çalışmalarına devam etti. Askerlik dönüşü Emine Kaya ile evlendi ve 1982 yılında kızları Çiğdem doğdu.
"Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe"
“BAĞLAMAYLA KAVGA EDİLMEZ; MEŞK EDİLİR”
O dönem, hayranı olduğu Ruhi Su'nun Boğaziçi Üniversitesi'ndeki bir dinletisine giden Ahmet Kaya, dinletiden sonra bir yolunu bulup ustanın yanına ulaşmayı başardı.
"Ruhi Su besteleri" ni kendisinin nasıl yorumladığını göstermek istedi Ruhi Usta'ya. Ruhi Usta'nın en bilinen eserlerinden "Mahsus mahal" isimli şarkısını çaldı. Usta, şarkıyı yarıda kesip bağlamayı Ahmet'in elinden aldı ve kızarak "Öyle at teper gibi bağlama çalınmaz, kavga edilmez bağlamayla, bağlama ile meşk edilir" dedi.
Ahmet Kaya, şaşkınlıkla oradan uzaklaştı; ama tabii ki bildiğini yapmaya devam etti.
"Sakin göllerin kuğusuyduk, salınarak suyun yanağında. Yarılan ekmeğin buğusuyduk. Gözüm yaşarıyor yüreğim kanıyor. Olmasaydı sonumuz böyle."
HİÇBİR KATEGORİYE AİT OLMAYAN BİR MÜZİK YAPTI
Çok sonraları birkaç arkadaşının yardımıyla Hodri Meydan Kültür Merkezi ve Bilsak'ta dinleti düzenledi ve afişlerinde de Ruhi Usta'nın kendine söylediği cümleye gönderme yaptı :
"Bağlama böyle de çalınır!"
1985 yılında 28 yaşına geldiğinde, "Zamanıdır" deyip şarkılarını alıp Unkapanı'nın yolunu tuttu. Hiçbir kategoriye girmeyen bu müziğe kimse yüz vermedi. Sonraki günlerde arkadaş yardımları ve kendi olanakları ile ilk albümünü yaptı.
Yayınlandığı yıl albüm toplatıldı, fakat daha sonra sansürü kaldırıldı. İlk albümü "Ağlama bebeğim" , ikinci albümü "Acılara Tutunmak" olarak piyasaya çıktı.
"Şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim ki bu yaşlar, utangaç boynunun kolyesi olsun."
ŞAFAK TÜRKÜSÜ İLE GENİŞ KİTLELERCE TANINDI
İkinci albümü yayınlandıktan sonra 1985 yılında Gülten Hayaloğlu ile evlendi. Gülten Hayaloğlu hapishanede idam cezasına mahkûm olan Nevzat Çelik'in "Şafak Türküsü" şiirini Ahmet Kaya'ya iletti.
Ahmet Kaya, 1986'da piyasaya çıkan "Şafak Türküsü" albümü ile geniş kitlelerce tanınmasını sağlayan atılımını yaptı. 1986 yılının sonuna doğru da "An Gelir" albümünü yayınladı. Albümde hemen tüm besteler kendisine aitti.
"Saçlarına yıldız düşmüş Koparma anne ağlama."
Ahmet Kaya'nın Şafak Türküsü adlı şarkısını dinlemek için tıklayın.