El Makdisi kimdir? El Makdisi’nin coğrafya bilimine katkıları
Bundan bin yıl önce yaşayan ünlü Müslüman coğrafyacı el Makdisi, coğrafi terimleri kullanan ilk kişiydi. Hayatının 20 yılından fazlasını İslam dünyasını gezerek geçirdi. Topladığı bilgileri, gördükleri ve okuduklarıyla; kendi gözlemlerini ise daha tecrübeli seyyahlarınkilerle karşılaştırarak sorguladı. Ehil bulduğu kimselere de danışan el Makdisi, ilk eserini 40'lı yaşlarında kaleme aldı. Peki, asırlar öncesinden coğrafya biliminin temelini atan el Makdisi kimdir? El Makdisi'nin coğrafya alanına katkıları nelerdir?
El Makdisi, 946-947 yılı civarında "Beytülmukaddes (Beytülmakdis)" adıyla da tanınan Kudüs'te doğdu. Bu sebeple nisbesi kaynaklarda Makdisî veya Mukaddesî olarak geçer.
Hayatı hakkında bilinenler, Aḥsenü't-teḳāsîm fî maʿrifeti'l-eḳālîm adlı eserinde anlattıklarından ibarettir.
İlk öğrenimine Kur'an'ı ezberleyerek başladı; arkasından Arapça nahiv dersleri aldı. Daha sonra Bağdat'a giderek Kadı Ebü'l-Hüseyin el-Kazvînî gibi hocalardan Hanefî fıkhı öğrendi; bunun için kendisini Hanefî sayar.
Fakat farklı mezheplere hoşgörüyle bakması ve Fâtımîler'e yakın ilgi duyması, onun bir Şiî dâîsi veya en azından Şîa sempatizanı olduğu kanaatini uyandırır.
Hayatının 20 yılından fazlasını Endülüs, Sind ve İran'ın doğusunda yer alan Sicistan bölgeleri hariç İslam dünyasını gezerek geçirdi.
Gayrimüslim ülkelerini gezmediği gibi onlardan bahsetmek ihtiyacını da duymadı. Seyahatleri sırasında 967 ve 978 yıllarında hacca gitti, Mecûsî ve Hristiyan bayramlarına katıldı, mutasavvıflarla bir arada bulundu, gazilerle birlikte savaştı ve ribâtlarda yaşadı. 1000 yılı civarında da vefat etti.
Hayatı boyunca dikkatle topladığı bilgileri gördükleri ve okuduklarıyla ve daima kendi gözlemlerini daha tecrübeli seyyahlarınkilerle karşılaştırarak sorguladı; ayrıca ehil bulduğu kimselere danıştı.
Kırk yaşına geldiğinde doğrudan gözlem, araştırma ve kişisel deneyimlerine dayanan ünlü eserini kaleme almaya başladı.
Makdisî sosyal, ekonomik ve kültürel alanlara ilgisini yansıtan kendine özgü yaklaşımıyla erken dönem coğrafyasını günümüzde "beşerî coğrafya" denilen bilim dalına çeviren kişidir.
O, coğrafyayı kendi orijinal alanından saptırmaksızın ilâhiyat ve hukuk âlimleri için temel bir disiplin olarak görür; coğrafî problemleri tartışırken de sık sık Kur'an'a ve hadis literatürüne atıflarda bulunur.