Halkın Dostları’ndan Hakk’ın dostlarına İsmet Özel
Geçtiğimiz günlerde geçirdiği kalp krizi nedeniyle hastaneye kaldırılan şair ve yazar İsmet Özel'i ne kadar tanıyor, hayatı hakkında hangi detayları biliyorsunuz? İsmet Özel, komünistken de "kafir, Batı, kapitalist dünya sistemi" karşıtıydı, Türklük derken de… Düşüncesinde, şiirinde, varoluşunda devamlılık olan ender yazarlardan olan İsmet Özel'in, entelektüel kimliği de buradan geliyor.
Giriş Tarihi: 17.03.2019
12:25
Güncelleme Tarihi: 19.09.2019
07:43
DAVASINDAN DÖNMEYEN BİR ÜSTAD
Halkın Dostları'nı çıkarırken de Hakk'ın dostlarıyla bir aradayken de Türkiye'nin nomosunun peşindeydi. Saf, yalın bir Türk gerçeğinin sadece İslam ile var olabileceğini neoliberalizmin Türkiye'yi ve Müslümanları işgal ettiğinde söylemedi sadece, komünistken Kızılay'da "kula kulluğa hayır" sloganları atarken de aradı.
Peygamber Efendimizin yancağızından seslendi, "bir elime Ay'ı bir elime Güneş'i verseniz davamdan dönmem" sünnetini bilmem ondan daha iyi uygulayabilen geldi mi bu topraklara…
İSLAM, TÜRK, EHL-İ SÜNNET VE GAZA OMURGASI…
Graham Fuller'e yayınevinin duvarındaki harita üzerinde dünya sistemini anlatmışlığı var, eliyle yaylar çizerek Balkanlardan Anadolu topraklarına sıkıştırılsak da, "Orta Asya'ya dönmeyeceğiz" ültimatomunu verdi. Fuller'in aldığı kesin o uyarıyı, Türklerin anladığına inanmadı hiç, Türklük vurgusu İsmet İnönü'nün Lozan'dan çıktıktan sonra "bir yüzyıl kazandık" sözünün gerçeklik sahasına inmemesi içindi biraz da; bölünme sözü edenlere karşı çıkarak, "hayır, bölünme tehlikesi yok, bu topraklarda Türk varlığının ortadan kalkma tehlikesi var" dedi.
Türkiye'nin Osmanlı'nın devamı olduğunu iddia edenlere mukabil burada İstiklal Harbi ve İstiklal Marşı ile yeni bir devletin, yeni bir milletin doğduğunu iddia etti, İstiklal Harbi kazanılmadan önce İstiklal Marşı'yla Türkiye'nin nomosu belirlenmişti bile; İslam, Türk, ehl-i sünnet ve gaza omurgası…
FELSEFENİN EŞLİK ETMEDİĞİ YAZISI YOKTU
İsmet Özel şiirlerinde, yazılarında, Türkiye'nin ya da dünya sisteminin mekanizmasını anlatırken "insan" ı her zaman merkeze aldı. Felsefenin eşlik etmediği yazısı neredeyse yoktur; Tahrir Vazifeleri başlı başına bir felsefe metnidir. Türk okuru Tahrir Vazifeleri'ni yeterince okumadı, yeterince anlamadı.
İsmet Özel hayatı boyunca bir kendilik bilgisi üretti, bir kampın adamı, sözcüsü olmayı varoluşuna kabul ettiremedi.
Müslümanlara, Türklere alelade, sıradan insan olmama, biricik kalma şuuru için çırpındı; o kendisi gibi Müslümanların da kâfirinden ayrı bir hayat yaşaması, varoluş sergilemesi için yazdı, Müslümanlar "herkesleşmek" , sıradanlaşmak, basit bir Batı mukallidi olmak için yırtındı.
‘DÜŞÜNME ÖZGÜRLÜĞÜ’NÜ ÖNE ÇIKARDI
Ortam içinde kalıp sistem dışında düşünme özgürlüğü kazanmayı öne çekti, "asfaltta gezip asfaltı eleştirme özgürlüğü" nden bahsetti, hitap ettiği çevreler "en iyi asfaltı üretme" nin derdindeydi.
Dünyaya gelmeyi saldırıya uğramak şeklinde yorumlarken Heidegger'in fırlatılma istiaresini kullandı, dünyayı savaş meydanı olarak okurken de dünya hayatını bir hurma ağacının dibinde gölgelenme hadisi zihnindeydi. "Ortama uymuyorum çünkü dünyada evimde değilim" düşüncesi insanın tamamlanmamış bir proje olduğuna atıf yapıyordu. Kim tamamlayacak bu projeyi… Hiçbir zaman insanı mutlaklaştıran bakış açısına girmedi, Al-lah'ın takdirini bir ehli sünnet müdafii olarak zihninin merkezine yerleştirdi. İnsanın özü olduğunu söyleyen klasik felsefeye karşı çıktı, insanın özü-nün değil tarihinin olduğunu söyleyerek sorumluluğunu yüzgeri eden insan varlığının foyasını çıkardı. Kimse kötüyü, çirkini, gavura has olanı yapıp özünü suçlamasın, insan ve dahi Müslüman yaptıkları kadar insan ve Müslümandı.
‘İSMET ÖZEL NEDİR’ DİYE SORANLARA…
Anadolu'nun, biz Türklerin ailelerinden birinin evladıydı, asaleti soyundan, boyundan, klanından, verili gelmiyordu, Arap Komserin Oğlu olarak kendisine "gazetelerimi getir" diyen valiye "benim görevim değil çok istiyorsanız kendiniz alın" diyen babasının asaletini tevarüs ettirmişti. Kadirşinas itaatsizliği tevarüs edilmemiş asaletinden, yani yapıp ettiklerinden, dünyaya doğru yürümesinden belliydi.
Dünyaya gelmenin amacı nedir; en konforlu maddi imkânlara sahip olmak mı, şaşaalı medeniyet kurmak mı? Tabii ki hayır, kapitalizme, küfre karşı varoluş göstermek kendini sahicilik arayışıyla açıklar.
İsmet Özel nedir diye soranlara rahatlıkla baştan ayağa sahicilik arayışı diyebilirsiniz, zannetmeyin ki samimiyet yahut sadece sözleriyle yaşadıkları arasında hilaf bulunmayan… Sahicilik kişinin "kendi potansiyelinden başkasına" itibar etmemesiydi…