Halkın Dostları’ndan Hakk’ın dostlarına İsmet Özel
Geçtiğimiz günlerde geçirdiği kalp krizi nedeniyle hastaneye kaldırılan şair ve yazar İsmet Özel'i ne kadar tanıyor, hayatı hakkında hangi detayları biliyorsunuz? İsmet Özel, komünistken de "kafir, Batı, kapitalist dünya sistemi" karşıtıydı, Türklük derken de… Düşüncesinde, şiirinde, varoluşunda devamlılık olan ender yazarlardan olan İsmet Özel'in, entelektüel kimliği de buradan geliyor.
Önceki Resimler için Tıklayınız
İsmet Özel bulunduğu dönemde bazı kavramların öne çıkmasını biraz da dünya sisteminin işleyişine bağlar; medeniyetçilik gibi... Üç Mesele'de medeniyetin kapitalist karakterini, baskın ve varoluşu tahrif eden yapısını, yabancılaşma ve teknik ile anlatır. Kültür ile medeniyetin ayrılmazlığını, Batılı teknolojinin, sanayinin dünya sistemine eklemlenme olduğunu harlı düşünce dünyasında açık açık yazar. Şair döneminin eğilimlerinin karşısındadır, bu karşıtlığı kaba muhalifliğin ötesinde teklifleriyle birlikte yapar.
Herkesin Türklük deyince nefret objesine dönüştürdüğü yıllarda "Amerikalı değilim hiç olmayacağım" tişörtü giymesine istihzayla yaklaşanlar bugün Amerikan oyunlarından bahsediyor! Menderes ve Özal'ın Türkiye'ye yaptıklarını o furyanın libidosu yüksek zamanlarında da sarahaten anlatır!
Radikalizm cazipken vasat ümmeti yazdı. Fundamentalizmi ve radikalizmi dünya sisteminin Müslümanları bölmeye yönelik girişimleri şeklindeki değerlendirmesinin bugünden bakıldığında ne kadar gerçek olduğu anlaşılır. Geleneği gelecekte değil İslami gelecek perspektifinde değerlendirir, sağcı ya da solcu değil Müslüman olmanın onurunu anlatır, demokrasinin erdemli bir yönetim olmasa bile cari düzende Müslümanlar için en iyi yönetim biçimi olduğunu kaydeder, sentez arayışlarının karşısına geçer.
Komünistlikten itibaren Rusya-Moskova, Çin-Pekin, AB-Brüksel, İran-Tahran, Mısır, Suudi Arabistan, Orta Asya merkezliliğe, İslami-sosyalist hareketlerin farklı metodlarına karşı Türkiye-İstanbul merkezliliği, Türkiye'nin ve Müslümanların meselelerinin Türkiye'den çözülebileceğini uzun uzun anlatır; "Milli meselemiz beynelmileldir" diyen o.
İsmet Özel "Ya güçlünün tattırdıklarını tadıp yavaş yavaş yok olacağız ya kendi ayakları üzerinde durup millet olacağız" dediğinde Türklük yazıları nedeniyle taşlanıyordu, bugün siyasal, fikri, matbuat alanını bu söz belirlemiyor mu? Ya da bize özgü yol… O bütün yazılarında ne demokrasi ne tek parti, ne komünizm ne kapitalizm ne milliyetçilik ne muhafazakârlık dediğinde üçüncü yoldan, bize özgü olandan bahsediyordu.
Halkın Dostları'ylayken de Hakk'ın Dostları'nın yanında da, güçlü millet vurgusunda da hiçbir zaman kitleleri ölçü görmedi, İntibak yazısında olduğu gibi avamın öneri getiremeyeceği, getirilen önerileri kabul edeceği düşüncesinden hiçbir zaman sapmadı.
Belki de lümpenliğin yükselişi "halksa kal'am onu kal'a kılan benim" bakış açısının yitirilmesinden ileri geliyor. Dünya sistemiyle, kapitalist küfür düzeniyle kavgasında Müslümanlara en çok "düşmanı gösteriyorlar, ona saldırıyoruz / siz gidin artık / düşman dağıldı dedikleri / bir anda / anlaşılıyor / baştan beri bütün yenik düşenlerle / aynı kışlaktaymışız" ikazında bulunur, kullanılmamayı, aparata dönüşmemeyi salık verir; başarır mı… Bunu Allah'ın ve devletin gölgesinde yaşamaya mecbur ve alışmış insan varlığının kavraması belki de şimdilik mümkün değil.
Sivil dayanılmaz yüreği düşüncesinin, şiirinin, ontolojisinin her kıvrımında attı, düşüncesindeki sahicilik haramla, parayla, kariyerle ilişkisinin yokluğundan gelir.
Çok da zorlamamak gerek, modern dünyada nasıl Müslüman olunur yahut dünya nasıl değişir diye büyük teorilere bakmayın, "ölümü pahasına haram yemeyen"ler çoğaldığında bakmışsın ki dünya zaten değişmiştir.
Erdemler risalesine İsmet Özel'den eklenecek çok tutum var, Müslüman olmanın sorumluluğunu örtenler, dejenerasyondan yakınıp, bize ne oldu yazıklanmasına girişebilirler. Dünyayı Peygamber Efendimizin yancağızında oturup "tam düşecekken tutunduğum tuğlayı / kendime Rab bellemeyeceğim" diyenler değiştirir.
Ercan Yıldırım – Star Açık Görüş