Şerif Muhittin Targan kimdir, eserleri nelerdir?
Türk müziğinin önemli şahsiyetlerinden Şerif Muhittin Targan, 13 yaşındayken çok iyi ud çalmasıyla tanındı. Beş yaşlarında iken duyduğu melodileri piyanoda yalnız başına çalabiliyordu. İlk eserini, Mehmed Âkif Ersoy'a ithaf etti. Musikiye miras bıraktığı eserleriyle birlikte Şerif Muhittin'i 52'nci ölüm yıl dönümünde saygı ve özlemle anıyoruz.
Giriş Tarihi: 13.09.2019
09:20
Güncelleme Tarihi: 13.09.2019
18:13
Tam adı Fehametli Şerif Muhiddin bin Ali Haydar olan büyük ud ve viyolonsel virtüözü bestekar Şerif Muhiddin Targan 21 Ocak 1892'de İstanbul'un Çamlıca semtinde doğdu. Babası Osmanlı Devleti'nin son Mekke emîri, Meclis-i A'yân ikinci reisi ve Evkaf nâzırlarından Ali Haydar Paşa, annesi Sabiha Hanım'dır. Peygamberimizin 37'nci kuşaktan torunudur. Adındaki Şerif kelimesi, aynı zamanda bu irtibatın ifadesidir.
1908'de Dârülfünun Hukuk Fakültesi ve bir yıl sonra Edebiyat Fakültesi'ne girdi ve her ikisinden de mezun oldu. 29 Ekim 1916 tarihinde babasının Mekke emirliğine tayini üzerine onunla birlikte Hicaz'a gitti ve bir süre Şam'da bulundu.
8 Nisan 1950'de Safiye Ayla ile evlendi. Zarif ve mütevazi kişiliğiyle tanınan Şerif Muhittin, 13 Eylül 1967 tarihinde vefat etti ve Zincirlikuyu Asrî Mezarlığı'na defnedildi. Ağabeyi Şerif Abdülmecit Targan da (ö. 1965) kemanî, viyolonselist ve piyanisttir.
Bir bülbülün öyküsü: Safiye Ayla dosyamızı okumak için tıklayın.
Targan'ın musiki kabiliyeti ailesi tarafından küçük yaşlarda fark edilmesine rağmen derslerine engel olacağı endişesiyle bu dönemde düzenli musiki eğitimi alamamış, evlerinde düzenlenen haftalık musiki toplantıları sayesinde musikiyle tanışmıştır. Dört beş yaşlarında iken duyduğu melodileri piyanoda yalnız başına çalmaya gayret etmiş, on üç yaşlarına doğru gizlice ud çalışmıştır. Ali Rifat Bey'den (Çağatay) Türk mûsikisi klasiklerinden önemli fasıllar, Rauf Yektâ Bey'den nazariyat, Zekâizâde Hâfız Ahmet Efendi'den (Irsoy) makam ve usul öğrenmiştir.
İLK KONSERİNİ 4 ARALIK 1934’TE VERDİ
İlk konserini 4 Aralık 1934'te veren Şerif Muhittin, eşi Safiye Ayla ile bazı hayır kurumları yararına verdiği konserler dışında sazıyla hiçbir toplu musiki icrasında yer almamış ve hiçbir sanatkara eşlik etmemiştir. Dönemin en önemli viyola ustası Gaspar Cassado'nun çok takdir ettiği bir sanatkar olmuş, viyolonselde gösterdiği başarının yanı sıra özellikle bu sazın kazandırdığı Batı tekniğini kullanarak çaldığı udda kendi üslûbunu geliştirmiş, ancak bu üslubun klasik tavra aykırı düşmesinden dolayı udu gitar gibi çaldığı iddiasıyla eleştirilmiştir. Halbuki Şerif Muhittin, Ûdî Nevres'in tekniğini Ali Rifat Çağatay'dan alarak güçlü bir virtüozite ortaya koymuş, Ali Rifat Çağatay ud konusunda Şerif Muhittin'in kendisini çok aştığını söylemiştir.