Vebanın bulaşıcı hastalık olduğunu ilmi yoldan açıklayan alim İbnü’l-Hatib kimdir?
Endülüs'ün büyük doktorlarından olan, Gırnata'da öğrenim gören İbnü'l Hatib, döneminin en bilgili ve en birikimli hekimi olarak bilinir. Tıp alanında da yaptığı çalışmalarla tanınan alim, veba hastalığının bulaşıcı olduğunu ilmi açıdan ispat etti. Ona göre, bulaşmanın varlığı; tecrübe, araştırma, hisler ve kendilerine güvenilir nakillerin açıklığı sayesinde anlaşılmaktaydı. İbnü'l-Hatib hakkında bilgileri derledik.
Endülüs'ün büyük doktorlarından olan, Gırnata'da öğrenim gören İbnü'l Hatib, 15 Kasım 1313'te Levşe'de (Loja) doğdu. Asıl adı Lisanüddin Ebu Abdullah Muhammed bin Abdullah bin Said bin âli bin Ahmed bin es Selmani'dir. Endülüs döneminin en bilgili ve en birikimli hekimi olarak bilinir. Endülüs'ün fethinden sonra Suriye'den Endülüs'e göç eden Yemen asıllı soylu bir aileye mensuptur.
Büyük bir müellif, şair, devlet adamı ve doktordu. Çeşitli konularda altmışa yakın eser verdi. Vebanın yayıldığını söyleyerek yüzlerce yıl önce karantina uygulamasını başlattı. Beni Ahmer Devleti'nin veziri ve tarihçisi Lisanüddin, yazdığı yazılar nedeniyle, aralarında kendi yetiştirdiği talebelerinin de bulunduğu kişiler tarafından 1374 senesinde cesedi yakıldı.
1313 ve 1374 yılları arasında yaşamış olan İbnü'l-Hatîb, Veba hastalığını yakından inceleyerek bulaşıcı bir hastalık olduğunu bilimsel olarak açıkladı.
İbnü'l-Hatib siyasetle ilgilendi, eserler kaleme alıp, şiirler yazdı. Bunun yanı sıra tıp alanında da yaptığı çalışmalarla tanındı. En büyük başarısı, şüphesiz ki veba hastalığının bulaşıcı olduğunu ispat etmesiydi. Ona göre, bulaşmanın varlığı; tecrübe, araştırma, hisler ve kendilerine güvenilir nakillerin açıklığı sayesinde anlaşılmaktadır.
İbnü'l-Hatib veba hakkındaki açıklamalarını şöyle sürdürür: "Bu gerçekler, pek sağlam delillerdir. Hastalıklı kimse ile temas etmeyen kimseler sağlıklı kalmaktadırlar. Buna en güzel örnek, bilhassa Afrika'da gözlemlerimizle tespit ettiğimiz bedevi oymaklarıdır. Temasa geçenler ise hastalığa yakalanmaktadırlar. Bu geçiş için hastanın giydiği elbiseyi giyme, kullandığı kap kacağı kullanma, takındığı küpeleri takınma, vebalı evden bir kişinin diğer insanlarla görüşmesi, temiz bir limana hastalığa bulaşmış bir geminin gelmesi yeterlidir. Dikkatli bir araştırmacı bunu gayet açıklıkla görebilecektir."