Yahya Kemal kimdir? Yahya Kemal'in şarkılara dönüşen şiirleri...
Yahya Kemal, Türk edebiyatı tarihi içinde "dört aruzcular"dan biri olarak kabul edilmektedir. "Yalnız duyan yaşar" sözü, derler ki, doğrudur; "Yalnız duyan çeker" derim, en doğru söz budur." mısralarını kaleme alan şairin ölüm yıl dönümünde şarkılara dönüşen şiirlerini derledik.
Giriş Tarihi: 01.11.2019
13:51
Güncelleme Tarihi: 01.11.2021
09:04
Yahya Kemal Beyatlı, 1884 yılında Üsküp'te dünyaya geldi. Vefa Lisesi'ni bitirdikten sonra uzun süre Fransa'da kaldı. Burada Fransız edebiyatını ve edebiyatçılarını yakından tanıma olanağı buldu. Divan şiiri üzerinde yoğunlaştı. Yurda dönünce Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne girdi. Darülfünun'da edebiyat ve tarih dersleri verdi. Gazete ve dergilerde yazılar yazdı.
"Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul Sade bir semtini sevmek bile bir ömre bedel
Nice revnaklı şehirler görünür dünyada Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rüyada Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende kalan…"
Münir Nurettin Selçuk, Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul dinlemek için tıklayın.
Kişiliğinde ve eserlerinde Paris'te okurken Fransız şairleri büyük ölçüde etkili oldu. "Ok" şiiri hariç bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazdı. Şiirlerinde Boğaziçi, Türk Musikisi, İstanbul'un tarihi ve doğal güzelliklerine yer veren Yahya Kemal'in olgunluk dönemi şiirlerinde ise Osmanlı Medeniyet ve Kültürü, tarih ve vatan sevgisi yer aldı. Duygu ve düşünceyi düş ve ustalıkla kaynaştıran Yahya Kemal'in şiirlerinin konusunu aşk, tabiat, deniz, ölüm ve sonsuzluk oluşturdu. Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgârıyle , Eğil Dağlar, Aziz İstanbul gibi pek çok yapıta imza attı.
Sık sık sağlığı bozulan Yahya Kemal tedavi için birkaç defa Paris'e gitti, fakat tam iyileşemedi. Son aylarında yattığı Cerrahpaşa'da 1 Kasım 1958'de öldü . Mezarı Rumeli Hisarı Kabristanı'ndadır.
Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli. Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu! Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden, Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
Yahya Kemal'in şiir görüşü dil mükemmeliyetiyle musikiye dayanır. Ona göre şiir alelâde cümlelerden değil nağmeden meydana gelir. Bu yüzden gözle veya zihnî bir okumadan çok sesle okunmaya muhtaçtır. Mısra bir nağme olmalıdır, bunun için de kelimelerin kulakla seçilmesi ve mısradaki yerlerinin bulunması gerekir.
Edebiyat tarihimizde, çevresinde bir sohbet halkası oluşmuş şair ve yazarlara sıkça rastlanır. Çevresinde bir aydın halkası oluşan şairlerimizden biri de Yahya Kemal'dir. Söz ustası Yahya Kemal, Osmanlı'dan tevarüs ettiği ve Fransa'dan edindiği zengin kültürel birikimi ve hoş sohbetiyle dönemin aydınlarını kendisine çeken bir şairdi. Başta tarih olmak üzere, şiir, müzik, resim, mimarî gibi sanatlara ve tabii ki İstanbul'a ilişkin derin bilgisi ve deneyimleriyle yâranı kendisine hayran bırakırdı.