A'dan Z'ye Cemal Süreya
Gözlerini hayata bir yük vagonunda açmıştı, İkinci Yeni'nin ele avuca sığmaz şairi Cemal Süreya… Yalnızlığın ve aşkın başkenti diyorduk ona. 1990'da yaşamını yitirdi ama Turgut Uyar'ın dediği gibi ''Cemal Süreya hiç ölür mü?'' Şiirleri sokaklara taşan, duvarlara yazılan bir şair o. Sevda sözlerimizi en içten şiire nakşeden bir kalemdir.
…Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni…
Önceki Resimler için Tıklayınız
Süreya bir yazısında "Sanatçılarla, yazarlarla yapılan konuşmalar dergi ve gazete sayfalarında bırakılmamalı" der. Nursel Duruel de şairin bu isteğini Güvencin Curnatası kitabında yerine getirir. Onun söyleşilerini ve soruşturmalara verdiği cevaplarını bu kitapta bir araya getirir.
Garip akımı ve toplumcu gerçekçi kuşağa tepki olarak ortaya çıkan, şiir tarihimizdeki önemli akımlardandır. Cemal Süreya'nın ilk kitabı Üvercinka da akımın ilk kitabı olarak kabul edilir. Turgut Uyar, Edip Cansever, Ülkü Tamer, Ece Ayhan, İlhan Berk, Sezai Karakoç bu akımın içinde değerlendirilir. Süreya ise bu akımı bir söyleşinde şöyle anlatır: "1950'li yıllarda genç şairler birbirinden bağımsız olarak başka bir düzende şiir söylemeye başladı. O sırada şiirimiz fazla akıllı hatta 'akılcı' bir şiirdi. Bu son şairlerle irrasyonel bir öğe geldi şiirimize. Hikâye öğesi dışlandı. Ses soyutlamalarına gidildi ve bir iç ses aranmaya başlandı Türk şiirinde."
Ünlü şair son yıllarını Kadıköy'de geçirir. Ölümünden sonra oturduğu sokağa onun ismi verilir. Yaşadığı Başak Apartmanı'na bir plaket çakıldı. Peki, Süreya için Kadıköy ne ifade ediyordu? Bir yazısında şöyle söyledi: "İstanbul'da, ama Kadıköy'de oturuyorum. Bu 'ama' biz Kadıköylüler için çok şey açıklayan bir sözcük. Daha doğrusu bizi açıklayan bir sözcük. Kadıköylüler, iş ilişkileri ve zorunluluklar dışında İstanbul'u fazla kullanmazlar. Kadıköy yeter onlara. Diyeceksiniz ki, İstanbul yayıldıkça her semt için öyle olmuştur. Doğru. Ama bizim için daha da öyle. Öte yandan her şeye karşın, kasaba niteliğini yitirmemiştir Kadıköy. Oradaki dostluklar sıla dostluğu gibidir. Mahalle arkadaşlığı gibi."