Aliya İzzetbegoviç’in “Özgürlüğe Kaçışım, Zindandan Notlar” eserinden alıntılar
Aliya İzzetbegoviç, verdiği siyasi özgürlük mücadelesiyle tüm İslam aleminde bir örnek olarak görülür. O, ideali ve davası için 14 yıl hapis yatmak mecburiyetinde kalmasına rağmen hayalinden ve hedefinden asla vazgeçmez. Hapisteyken dahi faaliyetlerine devam eder. Sizler için Aliya İzzetbegoviç'in hapishanedeki notlarından derlediği "Özgürlüğe Kaçışım, Zindandan Notlar" kitabından alıntılar hazırladık.
🔸 "Özgürlüğe Kaçışım, Zindandan Notlar" Aliya İzzetbegoviç'in hapis günlerinde fikri alemindeki notları derlediği, hayatında yaşadığı tecrübeleri özgün bir dil ve diri bir anlatımla okuyucuya aktardığı çok kıymetli bir eserdir.
🔸 Aliya'nın ilk hapsolunması, Bosna'da, Müslümanların dini faaliyet ve örgütlenmeden dolayı tutuklanmaya başladığı yıllarda askerliğini neredeyse bitirmek üzereyken gerçekleşir. İslami camiada çarpıcı faaliyetleri Sırpların dikkatini çeker ve 1 Mart 1946'da on dört arkadaşıyla birlikte tutuklanır.
🔸 Onun hayatına farklı bir boyut kazandıran bu ilk hapis yolculuğunun ardından Aliya, İslami faaliyetlerine hız kesmeden devam eder, üniversiteyi tamamlar ve bir diplomat olarak daha etkin bir dava adamı olma yolunda ilerler. Şüphesiz bu yılların "Özgürlüğe Kaçışım, Zindandan Notlar" kitabının oluşmasındaki yeri önemlidir.
🔸 Aliya İzzetbegoviç'in ikinci defa tutuklanması ise 1983 yılında "Saraybosna Süreci" esnasında gerçekleşir. Aliya, dava arkadaşlığında bulunduğu pek çok yoldaşıyla beraber Yugoslavya'nın komünist yapısını yıkmaya çalıştığı gerekçesiyle tutuklanır.
🔸 14 yıl hapis hayatına mecbur edilen Aliya İzzetbegoviç, katiyyen zindanda faaliyetlerine ara vermez. Hapishaneye birlikte girdiği arkadaşlarıyla, ileride verecekleri siyasal özgürlük mücadelesinin temellerini atmaya başlar. Bugün elimize ulaşan bu güzide eserin büyük çoğunluğu, Aliya'nın ikinci hapis günlerinin meyvesidir.
🔸 İslam bana bütünü itibariyle, insanın bir melek olmaya çalışmaksızın -çünkü olamaz- ve kendisini hayvan seviyesine düşürmeksizin -çünkü bir hayvan olmamak zorundadır- kendi tabiatına bağlanması yönünde yapılmış bir talep gibi gelir.
Aliya İzzetbegoviç
🔸 İslâm'ın ulus-aşırı oluşu, ulusçu dar kafalılık ve dışlamanınn reddi anlamına gelir. Bu, İslâm'ın tüm halkların hakiki değerlerine açık olmasını mümkün kılar. Bu açıklığın sınırları insanlığı kuşatır. Bu vakfa, İslâm'ın ilk asırlarında Arap aleminin, Helen ve Fars kültürlerinin tüm başarılarına yaklaşıp kabul ederken sahip olduğu açıklığı ve önyargısızlığı açıklar.
Aliya İzzetbegoviç
🔸 İnsanların hacda giydikleri ihrarnları, iki düz beyaz bez parçasını düşünüyordum. Hayal edilebilecek en aşırı basitlik ve eşitlik. Başka bir alemden gelme, inanılmaz bir imaj. Hiçbir şey insanları elbiseler kadar ayırmamış ve aralarında ayrımcılık yapmamıştır. Elbiseler servet, sınıf, meslek ve ulus bakımından var olan tüm farklılıklarımızı en açık şekilde yansıtırlar.
Aliya İzzetbegoviç