Arama

Anadolu sahasındaki hamse sahibi ilk şair: Hamdullah Hamdi Divanı'ndan şiirler

Anadolu sahasında ilk hamse sahibi şair olan Hamdullah Hamdi'nin şöhretini sağlayan kaleme aldığı mesnevilerdi. Mürettep divanı ve bu divanda yer alan şiirleri göz ardı edilen şair, genellikle mesnevileriyle tanındı. Oysa tezkireci Aşık Çelebi ile Hasan Çelebi'nin naklettiğine göre Hamdi'nin özellikle gazelleri devrinde büyük rağbet gördü. Divanında yer alan şiirler hem dönemin şiir dilini ve üslubunu yansıttığı hem de onun edebi kişiliği hakkında verilecek hükümlere katkı sağladığı için oldukça önemlidir. İşte Hamdullah Hamdi'nin bir nüshası Süleymaniye, diğeri Millet Kütüphanesi'nde bulunan Divanı'ndan şiirler...

"Bend-i zülfün göreli meyl eylemez
Gönlümün dîvânesi illâ sana"

Bend: Bağlayan
Divane: Deli

(Gönüle) bağlayan saçını gördüğümden beri deli gönlüm senden başkasına meyletmez, illa ki sana meyleder.

En meşhur eseri, Yûsuf u Züleyhâ mesnevisini II. Bayezid'e sunan, fakat bir iltifat göremeyince padişahı övdüğü kısmı çıkararak yerine kötü talihinden şikâyet eden yeni bir bölüm koymuştur. Leylâ vü Mecnûn mesnevisinin baş tarafı ile Kıyâfetnâme'sinin sonunda sanatkâra ve sanat eserlerine pek değer verilmediğini belirterek yaşadığı devirden şikâyette bulunmuştur.

Klasik şiirin altın çağından beyitler ve anlamları

"Hem-ser oldun dil-rübâlar zülfine
Eksük olmaz ey gönül gavgâ sana"

Hem-ser: Arkadaş
Dilrüba: Sevgili
Zülüf: Saç

Ey gönül! Sevgililerin saçlarına arkadaş oldun, artık kavga senden eksik olmaz.

Kınalızâde, Hamdi Çelebi'nin hiçbir gelirinin olmadığını ve zaman zaman Yûsuf u Züleyhâ'sını yazıp satmak suretiyle geçimini sağladığını nakleder. Bütün bunlardan hayatının maddî sıkıntılar içinde geçtiği anlaşılmaktadır. Yûsuf u Züleyhâ'yı Ayasofya'nın top kandilleri altında yazdığını söyleyen Evliya Çelebi onu aynı devirde yaşayan Hamdi adlı başka bir şairle karıştırmıştır.

Kuşların mütercimi Türkçe aşığı Gülşehri'den beyitler

"Nakd-i vakti gözle Hamdî 'ârif ol
Assı kılmaz gussa-i ferdâ sana"

Nakd-i vakt: Vakit sermayesi
Arif: Hakkıyla bilen
Assı: Fayda
Gussa-i ferda: Yarının kederi

Ey Hamdi! Vakit sermayesini gözle, hakkıyla bilen ol, yarının kederi sana fayda sağlamaz.

Hamdullah Hamdi, XV. yüzyılın ikinci yarısındaki edebî anlayış ve zevkin dışına çıkmamış ve bu dönemde Türk şiirine hâkim olan Câmî tesirinden kurtulamamıştır. Diğer tezkirecilerle birlikte bu tesir üzerinde duran Âşık Çelebi onun Câmî'ye mektuplar gönderdiğini söylerse de söz konusu mektuplardan hiçbiri bugüne kadar ele geçmemiştir.

Şeyhülislam Yahya'dan beyitler ve anlamları

"Âh kim vaslın nasîb itmez habîb
Gerçi direm gice gündüz yâ nasîb"

Vasıl: Kavuşma
Habib: Sevgili

Ah ki, sevgili kavuşmayı nasip etmez, gerçi gece gündüz "Ya nasip!" demekteyim.

Hamdi Çelebi'nin Yûsuf u Züleyhâ'sının o zamana kadar bu konuda yazılanların en mükemmeli olduğunda bütün tezkireciler birleşmektedir. Riyâzî, Kemalpaşazâde'nin, "Hamdi'nin mesnevisini evvelce görmüş olsaydım bu mevzuya el sürmezdim" dediğini nakleder.

Şeyhi Divanı'ndan en güzel beyitler

"Derd-i dil-berdür bizüm dermânumuz
Zahmet olur gelme lutf eyle tabîb"

Derd-i dilber: Sevgilinin derdi
Tabid: Doktor

Sevgilinin derdi bizim dermanımızdır, zahmet olur gelme, bize lutf eyle doktor.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN