Divan edebiyatında derin manaları olan berceste beyitler
Sözlükte "seçkin, güzel, latif" anlamlarına gelen berceste, divan edebiyatında söyleyiş güzelliği olan, derin bir anlam taşıyan dizeler için kullanılan terimdi. Eski toplumumuzun düşünüş, yaşayış ve sanat sevgisini günümüze taşıyan bu beyitler, kültür hafızamızda önemli bir yer edindi. Beğenilip dilden dile dolaşan klasik şiirin bercesteli beyitlerini sizler için derledik.
Marifet iltifata tâbîdir
Müşterisiz metâ zâyîdirMuallim Nacî
Marifet, yetenekli olduğunu göstermek övülmeye, takdir edilmeye bağlıdır; diğer taraftan, kabiliyetini gereksiz yere harcamak boşunadır.
Âdemoğlu âleme üryân gelir üryân gider
Nâle vü efgânile giryân gelir giryân giderTaşlıcalı Yahya
İnsanoğlu dünyaya çıplak gelir, çıplak gider; feryat ve inlemelerle ağlayarak gelir, ağlayarak gider.
Efgân: Figanlar, inlemeler
Giryân: Gözyaşı döken, ağlayan
Nâle: Feryat
Altun ile mîzânda bir gelse dahi zeng
Sıklette bir olmak ile kıymette bir olmazKemal Paşazade
Sarı bakır, terazide altınla aynı ağırlıkta olsa bile kıymette ona eşit olmaz; çünkü ağırlıkta aynı olmak, kıymette denk olmak anlamına gelmez.
Âsafın mikdârını bilmez Süleymân olmayan
Bilmez insan kadrini âlemde insan olmayanZiya Paşa
Süleyman Peygamber gibi emelleri olmayan, Âsaf'ın (Âsaf gibi bir vezirin) değerini bilemez; bu âlemde kendisi insan olmayan, insanın kadrini bilemez.
Âsaf: Süleyman peygamberin veziri.
Âvâzeyi bu âleme Davûd gibi sal
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imişBâkî
Davut Peygamber gibi güzel sesini, yumuşak ve tatlı söyleyişini bütün âleme duyur; bu gök kubbe altında (her şey gelip geçicidir), sana kalacak olan hoş bir sedâ olacaktır.
Âvâze: Nam, yüksek ses
Sadâ: Ses