Divan edebiyatında sıkça kullanılan terimler
Hz. Ebubekir'in lakabının 'mağara dostu' anlamına gelen 'yar-ı gar' olduğunu ve bunun divan şiirinde de mecazen kullanıldığını biliyor muydunuz? Kendine has düşünce dünyası bulunan divan edebiyatında, mazmun denilen kalıplaşmış ifadeler kullanılırdı. Hayatın bir aynası olan bu kavramlarla şairler, şiire derin manalar kazandırdı. Divan edebiyatını daha iyi anlamamızı sağlayacak terimleri sizler için derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Çerağ: Fitilli mum, kandil. Yakmak, uyandırmak ve dinlenmek fiilleriyle birlikte parlaklıkla ilgili kullanımları yaygındır. Tasavvufta mürşid ve yol gösterici anlamlarına gelir.
Tekkelerde çerağın yakılması veya söndürülmesi gerektiği zaman "çerağı yak", "çerağı söndür" denilmez "çerağı uyandır", "çerağı dinlendir" denilirdi. Çerağ nefesle üflenerek söndürülmez, elin hareketleriyle dinlendirildi.
Şem-i ikbalini tar eylemesin derse felek
Kişi yaktığı çerağ üstüne pervane gerekLaedri
Yâr-ı gâr: Mağara dostu. Hz. Ebubekir'in, hicret yolculuğunun başında Hz. Peygamber ile Sevr mağarasındaki arkadaşlığına işaret eden lakabıdır. Mekke'den çıktıktan sonra kendilerini takip eden müşriklerden korunmak için Hira dağında bir mağaraya sığındılar. Onlar içeri girdikten sonra, iki güvercin mağara girişine yuva yapıp yumurtladı ve bir örümcek ağ ördü. Müşrikler mağaranın ağzına kadar geldikleri halde bu halleri görünce içeride insan olmayacağını hükmederek geri döndüler. Bu nedenle Hz. Ebubekir'e yâr-ı gâr denir. Kur'an-ı Kerim'de bu hadiseye telmihen Ebubekir'den "ikinin ikincisi" diye bahsedilir. Divan şiirinde bu tamlama mecazen "sadık sevgili" anlamında kullanılır.
Senden ayruk gönlüme yoktur vefalı yar u dost
Ey cefasız hüsni kamil yâr-ı gârım kandesinNesimi