Arama

Divan edebiyatında sıkça kullanılan terimler

Hz. Ebubekir'in lakabının 'mağara dostu' anlamına gelen 'yar-ı gar' olduğunu ve bunun divan şiirinde de mecazen kullanıldığını biliyor muydunuz? Kendine has düşünce dünyası bulunan divan edebiyatında, mazmun denilen kalıplaşmış ifadeler kullanılırdı. Hayatın bir aynası olan bu kavramlarla şairler, şiire derin manalar kazandırdı. Divan edebiyatını daha iyi anlamamızı sağlayacak terimleri sizler için derledik.

  • 9
  • 14
HAŞR
HAŞR

Haşr: Bir araya toplanma. Kıyamette insanların bir araya toplanması. Kur'an-ı Kerim'de bu ad ile bir sure vardır. Haşre dek, haşre değin gibi kalıplaşmış kullanımlar ile kıyamet kastedilir.

Umarım haşrda can oynadığımdan duyalar
Mah-rular diyeler birbirine odur bu

Necati

  • 10
  • 14
ASHAB-I YEMÎN
ASHAB-I YEMÎN

Ashab-ı yemîn: Kıyamet gününde amel defterleri sağ taraflarından verilecek olan mutlu kimselerdir. Ashab-ı yemin, Kur'an-ı Kerîm'de altı defa zikredilir. "Ashab-ı yemin, ne mutlu ashab-ı yemine! Onlar dikensiz sedir ağaçları, uzamış gölge altında, çağlayarak akan sular kenarlarında; bitip tükenmeyen ve yasak da edilmeyen, bol meyveler arasında; yüksek döşekler üzerindedirler. Biz ashab-ı yemin için ceylan gözlü hurileri yeniden yaratmışızdır. Onları bakire, ellerine düşkün ve hepsini bir yaşta kılmışızdır. " (el-Vakıa,56/27-38)

Sağa değşirdi solunu hakka
Solunu kim ki bildi sağından

Nesimi

  • 11
  • 14
ÂL-İ İMRAN
ÂL-İ İMRAN

Âl-i İmran: Hz. Musa ile Hz. Harun peygamberlerin soyuna Âl-i İmran dendiği gibi Hz. İsa'nın soyuna da bu ad verilir. Çünkü hem Musa ve Harun peygamberler hem de Hz. Meryem'in babalarının adı İmran'dır. Kur'an-ı Kerim'de bir sure bu adla bilinir.

Şu'le-i haddün tıraş ile füruzan oldu ki
Âl-i İmran'dır çerağ nar-ı Musa'dan yakar

Aşki

  • 12
  • 14
HANKAH
HANKAH

Hankah: Konak yeri, dergah. Tekkenin büyüğüne hankâh denirdi. Hem kuruluş hem de değeri bakımından tekkeden daha büyüktür. Çoğunlukla pir makamı olur. Örneğin Mevleviliğin hankahı Konya'dır.

Meşaleler yandı derun u birun
Nur-ı tecelli olup ol hankah

Şeyh Galip

  • 13
  • 14
ÇERAĞ
ÇERAĞ

Çerağ: Fitilli mum, kandil. Yakmak, uyandırmak ve dinlenmek fiilleriyle birlikte parlaklıkla ilgili kullanımları yaygındır. Tasavvufta mürşid ve yol gösterici anlamlarına gelir.

Tekkelerde çerağın yakılması veya söndürülmesi gerektiği zaman "çerağı yak", "çerağı söndür" denilmez "çerağı uyandır", "çerağı dinlendir" denilirdi. Çerağ nefesle üflenerek söndürülmez, elin hareketleriyle dinlendirildi.

Şem-i ikbalini tar eylemesin derse felek
Kişi yaktığı çerağ üstüne pervane gerek

Laedri

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN