Edebiyat nedir? Edebiyat çeşitleri ve özellikleri hakkında bilgiler...
Edebiyat veya yazın; olay, düşünce, duygu ve hayalleri dil aracılığı ile estetik bir şekilde ifade etme sanatıdır. Daha kısa tanımla edebiyatın, bir sanat formu olarak oluşturulan yazılar olduğu bilinir. Kelime ve kavram olarak Türkçede Tanzimat'tan sonra kullanılmaya başlanan edebiyat, diğer sanatlara oranla gücünü ve zenginliğini, kullandığı malzemenin söz olmasına borçludur. Sizler için edebiyat çeşitleri ve özellikleri hakkında bilgileri derledik.
Giriş Tarihi: 21.02.2020
16:44
Güncelleme Tarihi: 21.02.2020
17:16
Edebiyat , Arapça "edep" sözcüğünden türetilen bir kavramdır. İlk kez Şinasi tarafından günümüzdeki anlamıyla bir sanat türünün adı olarak kullanılmıştır.
Edebiyat , bir coğrafya veya milletin (Avrupa edebiyatı, Türk edebiyatı), bir devrin, bir sanat veya edebiyat mektebinin edebî mahsullerinin bütününe verilen isimdir. Batı'da literatür kelimesi aynı zamanda, genel olarak herhangi bir alanda yazılmış eserlerin bütünü için kullanılmaktaysa da Türkçe'de edebiyat bu anlamda yaygın değildir. Onun yerine Türkçe'de de literatür kelimesi tercih edilir.
Peki edebiyat çeşitleri nelerdir?
Türk edebiyatının umumi gelişimi içinde, nazarî ve estetik esaslarını İslâmî kültürden alarak meydana gelen ve özellikle örnek kabul ettiği Fars edebiyatının her yönden kuvvetli ve sürekli tesiri altında şekillenip belirgin örneklerini vermeye başladığı 13. yüzyıl sonlarından, 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar, bünyesini sarsıcı ve zayıflatıcı bir tepki ve değişikliğe uğramadan Arapça-Farsça kelimelerin geniş ölçüde yer aldığı bir dille varlığını altı asır sürdürmüş bir edebiyat geleneğidir.
Eski toplumumuzun düşünüş, yaşayış ve sanat sevgisini günümüze taşıyarak klasikleşen edebiyatımız, kültür hafızamızda önemli bir yer edindi. Öyle ki asırlar öncesinde yazılmasına rağmen günümüzde de her kesimden insanın ilgisini çeken ve "kendine mahsus" olan divan edebiyatını Abdülhak Şinasi Hisar, "edebiyatımızın bir has bahçesi" şeklinde tanımlar.
Klasik edebiyat da denilen divan edebiyatı, İslam medeniyetinin tesiri altında inkişaf edip insanların belleğinde yer edindi. Divan şairleri, tefsir, hadis, fıkıh gibi ilimleri ilham alarak eserlerinde kullandı.
Divan edebiyatının kaynakları arasında dinî ve felsefî bilgiler, Kur'an ve hadis, kıssalar ve mucizeler, tarih, ilim, günlük hayatta olan olaylar yer alır.
Saçlarından isteyen derdim bu gönlüm hatemin Güldüğünde korkarım ağzında pinhan olmasın Ahmed Paşa
'DİVAN ŞİİRİ'NDEKİ 17 MEFHUMU ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYIN
Türklerin 11. yy'dan başlayarak yurt edindikleri Anadolu'da sözlü geleneğin bir devamı olarak günümüze kadar sürdürülen sözlü edebiyata, halk edebiyatı adı verilir. Kaynağını geleneklerden, halkın kültüründen alan halk edebiyatı, İslamiyet öncesi sözlü edebiyatın uzantısıdır. Halkın duygu ve düşüncelerini, yaşama ve dünyaya bakışını yansıtır. Dil, biçim, konular, duyarlıklar bakımından halk kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır. Halk edebiyatı, ortaya konan ürünlerin gösterdiği biçim ve içerik özelliklerine göre üç bölüme ayrılır:
1) Anonim (Ortak) Halk edebiyatı 2) Âşık Edebiyatı 3) Tekke (Tasavvuf) Edebiyatı
1) Anonim (Ortak) Halk edebiyatı
Söyleyeni belli olmayan, halkın ortak malı sayılan ürünlerin oluşturduğu, sözlü geleneğe dayalı edebiyattır. Sözlü olduğu için, ürünler; halk arasında dilden dile geçtikçe zaman, kişi, yer unsurlarına bağlı olarak değişikliğe uğramıştır.
2) Âşık Edebiyatı
Halk diliyle ve hece vezniyle meydana getirilen, saz eşliğinde söylenen şiirlerden oluşan geleneksel edebiyatımızın adıdır. Bu geleneği sürdüren şairlerimize Âşık denildiği için bu edebiyata da Âşık Edebiyatı denilmiştir.
3) Tekke (Tasavvuf) Edebiyatı
Tasavvuf edebiyatı şairleri, yalın bir dille, hece ölçüsüyle ya da aruzun heceye yakın yalın kalıplarıyla eserler vermişlerdir. Şairleri hecenin yanında aruzu, dörtlüğün yanında beyiti de kullanılmıştır. Bu edebiyatın düzyazı biçimini ise evliya menkıbeleri, efsaneler, masallar, fıkralar ve tarikat büyüklerinin yaşamlarını konu alan yapıtlar oluşturur. Arapça - Farsça sözcükler, Halk edebiyatının en çok bu bölümünde kullanmıştır. Bunların bir bölümü tasavvuf terimleridir.