Edebiyatımızda hamse geleneği
Hamse, İran ve Türk edebiyatlarında bir şairin beş mesnevisinden oluşan külliyat anlamına gelir. Hamselerin ele aldıkları konular farklılık gösterir. Edebiyatımızda birçok şair hamse yazmaya niyet etmiş ancak çok azı bu konuda muvaffak olmuştur. İçlerinden bazıları beş mesnevi ile yetinirken bazıları ise bunu genişletmiş, altı ve daha fazla mesnevi yazmışlardır.
Giriş Tarihi: 22.01.2022
18:55
Güncelleme Tarihi: 06.06.2024
09:31
◾ Hamse, Türk edebiyatında 14. yüzyıldan itibaren görülmeye başlanmıştır. Bu türde en çok tekrar edilen konu "Leylâ ve Mecnûn" , "Hüsrev ü Şîrîn" hikayeleri ile "Yûsuf ve Züleyhâ" kıssalarıdır. Daha sonraları günlük hayatı konu alan orijinal mesneviler de kaleme alınmıştır. Taşlıcalı Yahyâ ile Nev'îzâde Atâî'nin hamseleri bu bakımdan büyük önem taşımaktadır.
◾ Türk edebiyatında hamse yazan ilk şair, Çağatay sahasından Ali Şîr Nevâî'dir. Nizâmî ve Hüsrev'i örnek alsa da taklitçisi asla olmamıştır.
↪ Nevâî, Hayretü'l-ebrâr, ↪ Ferhad u Şîrin, ↪ Leylî vü Mecnûn, ↪ Seb'a-i Seyyâre, ↪ Sedd-i İskenderî.
Ali Şir Nevai, Türkçeyi yüksek bir sanat dili halinde işlemeye çalışan, bu görüşü savunan ve dilimize değer kazandıran şair, üstün bir bilgin ve devlet adamıydı. Farsçanın edebi dil olduğu bir dönemde Türkçe eserler kaleme aldı. Farsçanın Türkçeden herhangi bir üstünlüğünün olmadığını savunurken, dilimize mesafeli duran çağdaşlarını da sertçe eleştirdi. Çağatay sahasındaki edebiyatı o denli şekillendirdi ki, Çağatayca "Nevai dili" olarak anıldı. Hüseyin Baykara ile çocukluktan başlayan dostluğu sayesinde yaşamı boyunca siyasetle iç içe olsa da Nevai, kelimelerin dünyasından asla kopamadı. Tarihteki sarsılmaz yerini günümüze kadar sürdürdü.
Türkçenin en büyük hamisi: Ali Şir Nevai
◾ Anadolu sahasında ilk hamse sahibi ise Hamdullah Hamdi'dir. Hamdullah Hamdi'nin şöhretini sağlayan kaleme aldığı mesnevilerdir. Mürettep divanı ve bu divanda yer alan şiirleri göz ardı edilen şair, genellikle mesnevileriyle tanınır. Oysa tezkireci Aşık Çelebi ile Hasan Çelebi'nin naklettiğine göre, Hamdi'nin özellikle gazelleri, devrinde büyük rağbet görür.
◾ Divanında yer alan şiirler hem dönemin şiir dilini ve üslubunu yansıttığı hem de onun edebi kişiliği hakkında verilecek hükümlere katkı sağladığı için oldukça önemlidir.
◾ Hamdi'nin Hamse'si Yûsuf u Züleyhâ, Leylâ vü Mecnûn, Tuhfetü'l-uşşâk, Kıyafetnâme ve Ahmediyye (Mevlid) mesnevilerinden meydana gelir. Bunlardan özellikle Yûsuf u Züleyhâ büyük üne sahiptir.
Hamdullah Hamdi Divanı'ndan şiirler
"Nakd-i vakti gözle Hamdî 'ârif ol Assı kılmaz gussa-i ferdâ sana"
"Ey Hamdi! Vakit sermayesini gözle, hakkıyla bilen ol, yarının kederi sana fayda sağlamaz."
Nakd-i vakt: Vakit sermayesi Arif: Hakkıyla bilen Assı: Fayda Gussa-i ferda: Yarının kederi
YETENEK İSTEYEN BİR İŞTİR
Ali Şîr Nevâî'nin hamsesinden minyatürlü bir sayfa
◾ Hamselerde aşkı konu alan mesnevilerin yanı sıra soyut kavramlarla ilgili mesneviler de yer almıştır. Hamse yazmak, büyük bir yetenek gerektirdiği için kendine güvenen şairler bu işe girişmiştir fakat çoğu en çok üç, dört mesnevi yazabilmişlerdir.
◾ Edebiyatımızda hamselerin altın çağı, 16. ve 17. yüzyıl olarak değerlendirilmiştir. Mesnevilerinin sayısı beşten fazla olan şairlerin içinde Lâmiî Çelebi dikkat çeker.
↪Vâmık u Azrâ, ↪Vîs ü Râmîn, ↪Salâmân ü Absâl, ↪Şem' ü Pervâne, ↪Gûy u Çevgân, ↪Ferhâd-nâme, ↪Mevlidü'r-Resûl, ↪Maktel-i İmâm Hüseyn, ↪Şehrengîz ve Heft Peyke...
◾ Lâmiî Çelebi 15. yüzyılın son çeyreği ile 16. yüzyılın ilk yarısında yaşamış, nazım ve nesir türlerinde önemli eserler kaleme almış, divan edebiyatının en üretken şairlerindendir.
Hiç gitmediği İstanbul'da şöhreti dillere destan şair: Lamiî Çelebi
◾ Çelebi, Molla Cami'den çevirdiği eserlerden dolayı çok sayıda şuara tezkirecisi onu Cami-i Rum olarak anmıştır. Lâmiî Çelebi, Molla Cami'den başka Osmanlı sahası dışından Unsuri, Cürcani, Ehl-i Şirazi, Ali Şir Nevai ve Fettahi gibi bazı şahısların da eserlerini Osmanlı Türkçesine kazandırmıştır.
BEŞTEN FAZLA YAZAN ŞAİRLER
◾ Beşten fazla mesnevi yazmış olan başka bir hamse şairi de 16. yüzyılda, Ahmed Rıdvan olmuştur. Eserlerini II. Bayezid adına birleştiren şair, 27.000 beyit tutarında altı mesnevi ile hacimli bir divan yazmıştır.
↪İskendernâme, ↪Leylâ vü Mecnûn, ↪Hüsrev ü Şîrîn, ↪Rıdvâniyye, ↪Mahzenü'l-esrâr ve Heft Peyker...,
◾ 17. yüzyılda ise Nev'îzâde Atâî vardır. Tanınmış bir aileden gelen Atai, hamse sahibi en önemli mesnevi şairlerindendir. Yaşamı boyunca müderrislikten kadılığa kadar pek çok görevde bulunmuştur. Aynı zamanda tasavvufi bir kişiliğe sahip olan Atai, değişik konularda manzum ve mensur pek çok eser vermiştir. Hamsesindeki mesnevileri özgündür. Halkın yaşayışı, töreleri, İstanbul'un değişik manzaraları bu mesnevilerde yer alır.
Ne ararsın kapımda diyii cevr itme Atai'ye Muhabbet derdinin cûyende-i dermanıyuz cânâ.
Ey can, "Ne ararsın kapım da" diye Ataî'ye eziyet etme, biz muhabbet derdinin dermanını arıyoruz.
Fıkıh alimi şair Nevizade Atai