Eski edebiyat gerçekten "eski" midir?
Klasik edebiyatımız tarih boyunca çeşitli eleştirilerin odağı olmuştur. Bu eleştirilerin olumsuz bir sonucu olarak birtakım adlandırmalar ortaya çıkmıştır. Eski Türk edebiyatı, buna verilecek en önemli örneklerden biridir. Eski Türk edebiyatı adlandırması süregelen edebiyat geleneğini yansıtmaktan ziyade ideolojik bir boyut içermektedir. Peki, Eski edebiyat gerçekten eski midir? Bazı aydınlar tarafından hangi gerekçelerle bu adlandırılmaya tabi tutulmuştur?
Giriş Tarihi: 10.04.2020
18:15
Tarih boyunca eleştirilerin odağı oldu
Türk şiir geleneği içinde egemen konumuyla varolan "divan şiiri", sürekli bir tartışmanın odağındadır. Tanzimat neslinin başlattığı divan şiirine yönelik bu eleştirel tartışma, çok kere edebiyat ölçülerinin de dışına çıkarak günümüze gelmiştir ve devam da etmektedir. Klasik şiirle ilgili tartışmaların özünde, "divan şiirinin 'saray şiiri' olup olmadığı" vardır demek pek yanlış olmaz. Fakat yalnızca buna indirgemek de doğru bir tutum değildir. Nitekim bu tartışmaların ana sebebinde süregelen bakış açısının Tanzimat ile birlikte bambaşka bir yöne evrilmesi yatar.
Sosyal hayatın divan şiirine yansıdığı beyitler
Bir edebiyata verilen birçok adlandırma
Divan edebiyatıyla ilgili ilk problem bu edebiyat geleneğini "adlandırma" noktasında olmuştur. Bu edebiyatın pek çok adlandırması vardır, fakat çoğu edebiyatın dünyasını kapsamaz, bir şeyleri içeri alırken pek çok şeyi de kapsam dışında bırakır.
Divan edebiyatının harflerle kurulan kelime oyunları
Divan edebiyatı, Yüksek Zümre edebiyatı, Klasik Türk edebiyatı, Saray edebiyatı, Enderun edebiyatı, Osmanlı şiiri, Osmanlı edebiyatı, Eski Türk edebiyatı, Havas edebiyatı, İslamî Türk edebiyatı, Ümmet Çağı Türk edebiyatı, Elit edebiyatı, Kapıkulu edebiyatı, Dînî edebiyat vs. adlarıyla anılan bu edebiyat, tartışmaların odağı olmuştur. Bu adlandırmalar bu edebiyatın özellikleriyle ilgili olup Tanzimat'la birlikte divan edebiyatına karşı takınılan olumsuz tavrın bir göstergesidir.
Divan edebiyatını daha iyi anlamanızı sağlayacak 21 mazmun
İdeolojiye dönüşen "eski" ve "yeni" kavramları
Bu adlandırmalar arasında bir tanesi vardır temsiliyet durumu açısından dikkat çekicidir: Eski Türk edebiyatı… Yeni ve eski kelimelerini bir sıfat olarak kullanırken belli bir tarihten sonra düşünce ve toplumsal hayatımızda yer alan bir kavram olarak kullanmaya başladık. Tanzimat'tan itibaren yeni ve eski kavgası yapan toplumumuz, modernleşme başlığı altında medeniyetimizin bazı değerlerini "eski" olarak olumsuz bir anlamda yaftalamıştır. Bu sebeple "yeni" ve "eski" kavramları artık bir ideolojiye dönüşmüştür.
Divan edebiyatı şairlerinin birbirinden farklı meslekleri
Toplumsal düzende görülen ideolojik değişimler, edebiyat alanında da görülmüş ve böyle bir ortamda yeni kurulan edebiyatı meşrulaştırmak için eski edebiyat alabildiğine kötülenmiştir. Yeninin tutunabilmesi ve kabulü için eskiye ait her şeyin reddi, dışlanması vazgeçilmez bir alışkanlık olarak süregelmiştir. Tanzimatla birlikte başlayan, eski kültür ve edebiyattan ilk kopuş, Cumhuriyet sonrası aydınlarının pek çoğunda da Osmanlı mirasının bütünüyle reddi şeklinde kendini göstermiştir.
Divan edebiyatının 'inci' değerindeki kadın şairleri