Fatih’e sunduğu kaside ile idamdan kurtulan şair: Ahmet Paşa
Devlet adamı rolüyle üstün başarılar göstererek Fatih döneminde vezirlik rütbesine kadar yükselen Ahmet Paşa, aynı zamanda klasik edebiyatımızın da önemli simalarından biridir. Hayat öyküsü oldukça ilgi çekici olan şairin, Fatih Sultan Mehmet'e bu denli yakınken neden Yedikule zindanlarına atılarak hakkında idam hükmü verildiğini biliyor muydunuz? Peki şairin nasıl kurtulduğunu? İşte tüm bu soruların cevabını ve daha fazlasını siz Fikriyat okurları için inceledik.
Sultan II. Murad'ın kazaskerlerinden İlyas Bin Veliyüddin'in oğlu olan Ahmed Paşa'nın Edirne'de dünyaya geldiği tahmin edilmektedir. 15.yüzyıl divan şairleri arasında yer alan Ahmet Paşa, eğitimini de Edirne'de tamamlamıştır.
Ahmet Paşa babasının nüfuzu sayesinde tahsilini tamamladıktan sonra Bursa Muradiye Medresesi'nde müderris olarak ilk vazifesine başlamıştır. Fatih Sultan Mehmet'in tahta geçmesiyle birlikte yükselen Aşık Paşa, önce kazesker ardından padişaha musahib ve hoca olmuştur.
Şiirlerinde padişaha methiyeler düzmesinin yanında bürokratik kimliği, şairin vezirlik rütbesine kadar yükselmesine sebebiyet vermiştir. Ahmet Paşa, Sultan'ın en büyük destekçilerinden olmuş hatta öyle ki Sultan İstanbul'un fethi zamanında askerlerin manevi gücünü arttırmak için şairi yanından ayırmamıştır.
Fâtih'in Ahmed Paşa'ya olan bağlılığı onu âdeta bir gölge gibi yanından ayırmaması pek çok kişinin kıskançlığına da sebep olmuştur. Böylece günün birinde talihi ters dönen Ahmed Paşa, bazı dedikodular üzerine padişahın gazabına uğramıştır.
Ahmet Atilla Şentürk'ün Osmanlı Şiir Antolojisi kitabında da ifade ettiği gibi Ahmet Paşa'nın padişaha olan aşırı yakınlığı, çevresindeki bazı insanlar tarafından kıskançlıkla karşılanmış ve hakkında türlü dedikodular çıkarılan şaire en nihayetinde iftara atılmıştır.
Tezkireler, Ahmet Paşa'nın işlediği ahlaki bir kabahat neticesinde zindana atılmış olduğunu nakleder.
Aşık Çelebi'nin, Meşa'irü'ş-şu'ara isimli tezkiresinde nakledildiğine göre Fâtih, Ahmed Paşa'yı önce katletmek istemişse de sonra kapıcılar odasına hapsettirmekle yetinmiştir.
Mustafa İsen'in hazırlamış olduğu Latifi Tezkiresi'nde nakledilen bilgiye göre ise Sultan Mehmet, has gılmanlarından uzun boylu bir serviyi andıran birini nasihat için bağlatıp huzuruna getirmiş. Orda bulunan Paşa, bağlanmış olan kulu o halde görünce, "Cihân yansın, o tatlı gülüşlü mumu andıran sevgili ayağında demir bağlarla yatıp ağlar. Onun dudağı Şiraz helvası gibidir; eğer satarsa, Mısır, Buhara ve Semerkand'a değer." manasına gelen beyitleri söylemiştir. Bu şiiri işiten Fatih Sultan Mehmet ise duyduğu dedikodulara inanarak şairi Yedikule zindanlarına hapsettirmiştir.
Ali Nihat Tarlan, Ahmed Paşa Divanı adlı eserin ön sözünde hakkında yapılan ahlakî dedikoduyu gerçekçi bulmaz. Ahmed Paşa'nın kişisel bir nedenden dolayı ölüm cezasıyla hapsedilemeyeceğini, bahsedilen tezkire yazarların kasideyi gerektiği kadar incelemediğini ve Ahmed Paşa'nın mahiyetini bilmediğimiz bir sebeple padişahın gözünden düştüğünü söyler.