Eski şiirin zirvesi: Fuzuli
İslami edebiyatın zaman içerisinde farklı dallardan beslenerek büyümesi ortaya pek çok güzel sanat alanında yetkin isimler çıkarmasına vesile oldu. Edebiyat tarihi içerisinde en çok tercih edilen tür olan şiir ise bundan en fazla payı alan tür oldu. Klasik şiirimizin zirvesi olarak kabul edilen Fuzuli, üç ayrı dilde "Divan" yazabilecek denli büyük bir isimdi. Şiirle kurduğu bağ vesilesiyle diğer şairlerden ayrılan Fuzuli, İslam edebiyatının adeta çatısı oldu.
Giriş Tarihi: 07.11.2022
10:29
Güncelleme Tarihi: 05.11.2023
09:01
◾ 16. yüzyıl doğumlu olan şair Fuzûlî'nin Molla Süleyman'ın oğlu olduğu ve asıl adının Mehmet olduğu bilinir. Fuzûlî ise mahlasıdır. Fuzûlî, boşuna ve gereksiz yere söylenen söz anlamına gelmektedir.
◾ Fuzûlî bu mahlası alarak kendisinin kibirden uzak olduğunu ifade etmek ister, tevazu gösterir. Şairin soyu Irak'a yerleşmiş olan Bayat boyuna dayanır.
◾ Irak'ta Türklüğün havzası sayılan Kerkük'ün kültür ortamında yetişir. Zamanla e l yazması divanlarıyla en çok çoğaltılan ve yayılan şairlerden biri hâline gelir.
Kerbela ne demek?
Şehrin adı Asurluların dili olan Akadcada "yakın" anlamına gelen "karb" ile Aramicede "Allah" anlamına gelen "ala" kelimeleri bir araya gelmesiyle oluşur. Arapçada yumuşak toprak anlamına gelen "karbalat" kelimesinden geldiğini ileri sürenler de vardır.
Divan şiirinin edasını dönüştüren Fuzuli'nin beyitleri ve anlamları
Kanuni'nin Bağdat Seferi
◾ Vav TV'de yayınlanan Divan programında Prof. Dr. Dursun Ali Tökel Kanuni Sultan Süleyman'ın Bağdat Seferi ile alakalı şu ifadelerde bulundu:
"Kanuni Sultan Süleyman 1534 yılında Bağdat'a sefer düzenler. Fuzûlî, Osmanlı İmparatorluğunun başkenti İstanbul'dan sefere katılan Hayâlî Bey ve Taşlıcalı Yahya gibi büyük şairlerle karşılaşır. Bu karşılaşmada Hayâlî Bey ve Taşlıcalı Yahya, Fuzûlî'ye Nizâmî'nin Farsça kaleme aldığı Leyla ile Mecnun 'un Türkçesinin olmadığını söyler. Ardından ondan bu eserin Türkçesini yazmasını isterler. Bu rica üzerine Fuzûlî Leyla ile Mecnun mesnevisini yazar. Fuzûlî, Kanuni'yi övmek için yazdığı 71 beyitlik "Kaside Der Tavsif-i Bağdat ve Medh-i Sultan Süleyman" kasidesi Bağdat'ın biyografisi niteliğindedir. Bu kaside, okurlarına 1534'te sefere katılıp da Bağdat'a ulaşarak şehri keşfe çıkmış gibi hissettirir."
◾ Fuzûlî ayrıca Bağdat'ın dini ve tarihi şahıslarını, coğrafi ve doğal güzelliklerini anlatıp İslam inancı bakımından şehrin önemi nden bahseder. Dolayısıyla Fuzûlî'nin kasidelerinin ayrıca birer belgesel olduğu söylenebilir.
◾ Fuzûlî'nin Türkçe, Farsça ve Arapça olmak üzere üç farklı dilde divanı vardır. Arapça divanının hacmi diğer divanlarına nispeten daha azdır. Ahmet Hamdi Tanpınar'a göre Fuzûlî'nin divanlarındaki her bir bölüm hatta her bir kaside ayrı bir kitap niteliğindedir.
Aşk ve ıstırap şairi
Sözün ihyası
◾ Dursun Ali Tökel, Fuzuli'nin sanat yaşayışı ile ilgili,
"Fuzûlî bu 466 yılı ömrüne katıp bugüne kadar yaşamış olsaydı şiir anlayışının nasıl şekilleneceği merak konusu olurdu. Bu merak, Fuzûlî'nin insanı derinden kavradığını gösteren düşünce ve sözleriyle giderilebilir. Çünkü onun sözleri her çağda hayat bulup muhataplarına hayat verebilir güçtedir. Öyle ki Fuzûlî "Ver söze ihya ki tuttukça seni hâb-ı ecel/ Ede her sâ'at seni ol yuhudan bîdar söz" beytiyle canlılık kazandırılan sözün kıyamet uykusuna yatan bedenlerin ruhlarını diri tutacağını ifade eder. Böylece Fuzûlî sözlerini ihya ederek kıyamete kadar yaşayacaktır. Fuzûlî'nin şiirdeki bu anlayışının benzerlerini sözü ihya eden Mevlana, taşları ihya ederek onları zamansız kılan Mimar Sinan ve notaları ihya eden Dede Efendi'de görmek mümkündür. Dolayısıyla onları ölümsüz kılan kullandıkları malzemeleri ihya etmeleridir. Bu durumda Fuzûlî'nin âb-ı hayâtı yani ölümsüzlük iksiri ilimle terbiye edilen sözdür." cümlelerini kurar.
◾ Fuzûlî , divanlarında kasidelerin giriş kısmında o zamanki çağın siyasi ve toplumsal olaylarından bahseder . Örneğin Fuzûlî Divanı'ndan Kanuni Sultan Süleyman Bağdat'a sefer düzenlediğini, Bağdat'ı fethettikten sonra Ayas Mehmet Paşa 'yı oraya vali olarak atadığını ve bu valinin yönetiminde bölgede asayiş sağlayıp Kerbelâ'ya su getirip köprüler yaptırdığını öğrenebiliriz.
Bir şaheser: Fuzuli Divanı