George Orwell’ı neden okumalıyız?
Şüphesiz her okurun bir yazarı çok sevmek için son derece haklı ve bir o kadar da özgün gerekçeleri vardır. Fikriyat bu bilinçle yola çıkarak, okurlarının edebiyatın öne çıkan yazarlarını neden sevdiklerine ilişkin bir tartışma başlattı. Öyleyse soruyoruz: Çağının tanığı olmanın kabullenmekten değil, yüzleşmekten geçtiğini her eylemiyle bir kez daha kanıtlayan George Orwell'ı niçin okuyorsunuz?
Giriş Tarihi: 05.04.2019
17:19
Güncelleme Tarihi: 07.04.2019
09:26
1- Avrupa'nın ahlakçı masal geleneğini allak bullak eden bir destan yazdığı için...
2- 2+2'nin 4 etmediğini öğrenmek için...
3- Çağının tanığı olmanın kabullenmekten değil, yüzleşmekten geçtiğini her eylemiyle bir kez daha anlattığı için...
George Orwell'ın hayatındaki önemli anları ve dönemleri kayıt altına aldığı Günlükler'inin ilk kitabı Savaş Günlükleri, İkinci Dünya Savaşı'nın tüm yerküreyi altüst eden ilk yıllarında hem gündelik yaşama hem de genel politik atmosfere dair bir panorama sunuyor.
Hitler faşizminin engellenemez gibi görünen ilerleyişinin ardından Fransa'nın teslim olmasıyla değişen dengeler, Londra üzerinde aylarca süren bombardıman ve Almanya'nın Sovyetler Birliği'ne saldırması gibi pek çok kritik sürece tanıklık ederken notlar tutan Orwell, uluslararası politika kadar işgal beklentisi içindeki bir halkın psikolojisini de gözler önüne seriyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
''Perişan olabilirdi, üşüyebilirdi hatta aç kalabilirdi ama okuyabildiği, düşünebildiği ve meteorları gözlemleyebildiği sürece, dediği gibi, kendi beyninin içinde özgürdü.''
"Bu ülkede bulunmamızın, hırsızlıktan başka bir nedeni olduğunu söyleyebilir misiniz? Bu öylesine kolay ki. İngiltere'nin memuru, Burmalı'nın kollarını tutar, tüccar da adamın ceplerini boşaltır. Britanya İmparatorluğu, İngilizlerin, daha doğrusu Yahudi ve İskoç çetelerinin ticaret tekelleri kurmalarını sağlayan bir aracıdan başka bir şey değildir."
Bu sözler, George Orwell'in Burma'daki İngiliz sömürgeciliğine bakış açısını yansıtıyor. Kendisi de Burma'da görev yapmış olan Orwell, en başarılı yapıtı olarak tanımlanan Burma Günleri'nde, İngilizlerin bu sömürgedeki yaşamını ve yaptıklarını, yerli işbirlikçileri ve fırsatçıları, yerli halka insanca yaklaşarak İmparatorluğun tutumuna karşı çıkanları, aşk, nefret, tutku çemberinde destansı bir anlatımla ele alıyor.
Burma Günleri, ilk kez 1934 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde yayınlandı. Kitap ve yazarı hakkında herhangi bir dava açılmayınca, ertesi yıl İngiltere'de de basıldı. Ama sömürgecilik dönemi sona erinceye kadar kitabın Hindistan ve Burma'da satılması yasaklandı ve okuyanlar hakkında yasal işlemler yapıldı. Burma Günleri, İngiltere'nin, üzerinde güneş batmayan bir imparatorluk olduğu dönemdeki politik ve sosyal yaklaşımını göz önüne sererken, romandaki karakterlerin işlenmesindeki ayrıntılı ustalıkla da Orwell'in başarısını pekiştirdi.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
''Otelde çalışmak bana uykunun gerçek değerini öğreten şey olmuştur. Tıpkı yiyeceğin gerçek değerini açlıktan öğrenmiş olmam gibi.''