Arama

Hiç gitmediği İstanbul’da şöhreti dillere destan şair: Lamiî Çelebi

Lamii Çelebi 15. yüzyılın son çeyreği ile 16 yüzyılın ilk yarısında yaşamış, nazım ve nesir türlerinde önemli eserler kaleme almış divan edebiyatının en velut şairlerindendir. Çelebi, Molla Cami'den çevirdiği eserlerden dolayı çok sayıda şuara tezkirecisi onu Cami-i Rum olarak anmıştır. Lamii Çelebi, Molla Cami'den başka Osmanlı sahası dışından Unsuri, Cürcani, Ehl-i Şirazi, Ali Şir Nevai ve Fettahi gibi bazı şahısların da eserlerini Osmanlı Türkçesine kazandırmıştır. Edebiyat tarihinde bu denli önemli bir isim olan Lamii Çelebi'nin hayatına dair detayları ve edebi kişiliğini şiirlerinden örneklerle derledik.

  • 8
  • 16
Divan edebiyatının en çok eser veren temsilcilerinden biri
Divan edebiyatının en çok eser veren temsilcilerinden biri

Lâmiî Çelebi divan edebiyatının en çok eser veren temsilcilerinden biridir. Nazım, nesir ve nazım-nesir karışık olarak telif ve tercüme ettiği kitaplarının sayısı otuzu bulmaktadır.

🔸 Divan edebiyatı, o güne kadar Türkçede örneği bulunmayan bazı Şark mesnevilerini Lâmiî'nin kaleminden tanımış ve yine onun yaptığı tercümeler sayesinde yeni konular edinmiştir.

🔸 Sanat gösterme endişesine fazla kapılmayan Lâmiî Çelebi, oluşturduğu nazım ve nesir dili sayesinde başta tasavvuf muhitleri olmak üzere ilmiye ve sanat ortamında haklı ve kalıcı bir şöhret kazanmıştır.

🔸 Şair, şiirlerinde düzyazının akıcılığını, güzelliğini yaydığı için Lami'i mahlasını almıştır.

  • 10
  • 16
Eserleri
Eserleri

Lamiî Çelebi, çeşitli konularda manzum, mensur; tercüme, telif çok sayıda eser vermiştir. Araştırmalarda eserlerinin sayısı farklı olarak verilmektedir.

🔸 O, 55 yaşlarında yazdığı Şerefü'l-İnsân adlı eserinde bunların sayısının 24 olduğunu söyler ve şu şekilde sıralar:

Şevâhidü'n-Nübüvve, Nefahatü'l-Üns, Risâle-i Tasavvuf, Hüsn ü Dil, Münâzara-i Bahâr u Şitâ, Şerh-i Dîbâce-i Gülistân, Münşe'ât-ı Makâtib, Hall-i Mu'ammâ-yı Mîr Hüseyn, Risâle-i 'Arûz, Menâkıb-ı Üveysü'l-Karânî, 'İbret-nâme, Risâle-i Usûl min-el-Fünûn, Mevlidü'r-Rasûl 'Aleyhi's-Selâm, Maktel-i İmâm Hüseyn, Salâmân u Absâl, Şem' ü Pervâne, Gûy u Çevgân, Ferhâd ile Şîrîn, Vâmık u 'Azrâ, Kıssa-i Evlâd-ı Câbir, Lugat-i Manzûme, Risâle-i Fâl, Şehr-engîz, Dîvân-ı Eş'âr. Sayıca oldukça fazla eser veren müellifin Şerefü'l-İnsân'la 25'e ulaşan eserlerine telif ve tercüme birkaç tane daha ilave ettiği bilinmektedir.

  • 11
  • 16

Kerçi ẖâk etdi vücûdum ḥasret-i rûyuñ senüñ
Gitmedi dilden hevâ-yı gadd-i dil-cûyuñ senüñ

🔸 Her ne kadar senin yüzünü görmek hasreti vücudumu toprak ettiyse de; o uzun boyunu görme arzusu gönlümden gitmedi.

  • 12
  • 16

Micmer-i cânın yakaldan ʻışk odı ben ẖastenüñ
Ṭoydı bûy-ı üstüẖânumdan seg-i kûyun senüñ

🔸 Aşk ateşi ben aşk hastasının can buhurdanını yaktığından beri, kapını bekleyen köpekler kemiklerimin yanık kokusundan doydular.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN