Şinasi'nin 150 yıl sonra ortaya çıkan mezarındaki gizem neydi?
Yazar, şair ve gazeteci kimliğiyle tanınan Şinasi, Tanzimat sonrası yenileşme sürecinin en önemli temsilcilerinden biri olarak görüldü; "yeniliğin alfabesi" olarak anıldı. Daha çok edebiyat tarihindeki "ilklerle" adından söz ettirse de Şinasi, Sultan Abdülmecid'e düzenlenen suikast girişimleriyle anıldı. 150 yıldır kayıp olan mezarı ise geçtiğimiz günlerde Ayaspaşa Palas'ta gün yüzüne çıkarıldı. Peki, mezarındaki gizem neydi? Şinasi'nin hayatına dair en ilgi çekici 10 soru ve cevabı…
Önceki Resimler için Tıklayınız
📌Edebiyatımızın değişmesinde, yeni kimlik arayışında ve yeni edebi türlerle zenginleşmesinde Şinasi'nin attığı ilk adımlar önemli rol oynadı.Gazete vasıtası ile yeni nesir edebiyatımızın oluşumuna büyük katkıda bulunmuş; fikri ve eğitici yanı ağır basan bir nesir tarzı yerleştirmeye çalışmıştı.
📌Türkçenin kaygısını taşıyan bir sanatçı olarak Şinasi, şiir dilinden gazete diline tiyatrodan fikri yazılarına kadar her türde "safi Türkçe" görüşünü savunmuştu. Mahallileşme fikrini eserlerine başarılı bir şekilde uyguladı.
📌Mustafa Reşid Paşa ve arkadaşlarının özellikle yazışma dilinde açtıkları sadeleşme çığırını şiire ve gazete diline, geniş anlamıyla edebiyata Şinasi uyguladı.
📌Aslında usta bir şair olmamasına rağmen gerçekleştirdiği şekil ve muhteva değişiklikleriyle "yeniliğin alfabesi" diye adlandırıldı.
📌Mehmet Kaplan'a göre Şinasi'nin orijinalitesi ne dilinde, ne şiirinde, ne de içeriğindedir. Bunun nedenlerini açıklayan araştırmacıya göre, Şinasi'nin asıl yeniliği ve farklılığı geliştirmiş olduğu üslubundadır.
📌Geçtiğimiz günlerde Tanzimat döneminin en önemli aydınlardan biri olan Şinasi'nin mezarının İstanbul Gümüşsuyu'ndaki Ayaspaşa Palas binasının altında kaldığı ortaya çıktı. Yıllar boyunca meçhul olan Şinasi'nin mezarı gün yüzüne çıkarıldı. Fakat mezarı ne yazık ki bir binanın altındaydı.
📌Bölge bir zamanlar Ayaspaşa Mezarlığı olarak anılıyordu. 16. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar defin işlemleri yapılan alan zamanla parça parça yok edilmeye başlandı. 1820'lerde çekilen fotoğraflarda buranın geniş bir mezarlık olduğu ortaya çıkıyordu. 1934 yılında bölge kamulaştırılınca mezarlar başka bir yere nakledilmeden üzerlerine binalar yapıldı. Ve birçok kıymetli Osmanlı mezar taşları kırılarak yeni yapılan binaların temel taşı olarak döşendi.
📌Edebiyatımızın en önemli isimlerinden biri olan Şinasi de 45 yaşında 1871 yılında vefat ettiğinde buradaki mezarlığa defnedildi. Fakat mezar yeri tam manasıyla bilinmiyordu. Tarih araştırmacısı Mehmet Dilbaz'ın birtakım belgelere ulaşması sonucu Şinasi'nin Alman Konsolosluğu'nun tam karşısında bulunan Ayaspaşa Palas'ın altında kaldığı ortaya çıktı.
📌Gazeteci yazar Ebüzziya Tevfik, Şinasi'nin cenazesini kaldıran isimdi. Şinasi'nin mezarı hakkındaki var olan belge de kendisi tarafından yazıldı.
📌Bu belgede cenaze merasimi sırasında bölgede eski Park Oteli'nin bulunduğu yerde Hariciye Tevfik Bey'in bir konağı olduğu ve cenazenin tam o konağın bulunduğu yerde, Şinasi'nin annesinin mezarının yanına defnedildiği yazmaktadır.
Şiir
➡Tercüme-i Manzume (1859)
➡Müntehabât-ı Eş'âr (Dîvân-ı Şinâsî) (1862)
➡Müntehabat-ı Tasvîr-i Efkâr (1885–1886)
Tiyatro
➡Şair Evlenmesi (1859)
Derleme
➡Durub-ı Emsal-i Osmaniyye (1851, Paris)
➡Fabllar (Tenasüh, Eşek ile Tilki, Karakuş Yavrusu ile Karga, Arı ile Sivrisinek...)
Eleştiri
➡Mesele-i Mebhusatu'n Anha
➡Teşrüfatu'ş-Şuara:Fatîn Tezkiresi Hakkında (İlk 52 sayfası mevcut)
Makale
➡Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Gazete
➡Tercüman-ı Ahval (1860)
➡Tasvir-i Efkâr (1862)
Yayımlanmayan Eserleri
➡Sarf ü Nahv-i Türkî
➡Kamûs-ı Osmânî (Sözlük)