İstiklal Marşı yarışmasında finale kalan şiirler
Milli marşlar, bir ülkenin bağımsızlığının, özgürlüğünün ve gücünün simgesidir. Ülkelerin yaşadıkları zor dönemlerde milletleri birbirine bağlayan milli marşlar, ilk kez İngiltere'de ortaya çıktı, Tanzimat ile birlikte Osmanlı'da da yerini aldı. Ülkemizin çetin bir mücadele verdiği dönemlerde halka heyecan aşılayacak ve millete kendi gücünü gösterecek bir milli marş yazılması istenmiş bu sebeple İstiklal Marşı yazma müsabakası düzenlenmişti. Peki, finale kalan ve meclise sunulan diğer 6 şiir hangileriydi? Gelin, sömürgeci güçlere karşı boyun eğmeyen bir direniş destanı İstiklal Marşı'mızın gücünü daha da fazla kanıtlayan şiirlere yakından bakalım…
Önceki Resimler için Tıklayınız
🔶İstiklal Marşı için bir yarışma düzenlendiği dönem vatan, millet, bağımsızlık, kahramanlık, yiğitlik ve Anadolu insanı gibi temaların edebiyatımızda yaygın olarak kullanıldığı Milli edebiyatın hakim olduğu zaman dilimiydi.
🔶Ziya Gökalp, Yahya Kemal, Ali Canip Yöntem, Mehmet Emin Yurdakul, Fuat Köprülü, , Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Adnan Adıvar, Halide Edip Adıvar, Ali Ekrem Bolayır, Süleyman Nazif, Halit Ziya Uşaklıgil, Faik Ali, Celal Sahir, Mehmet Rauf, Ahmet Rasim, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Refik Halit Karay, Halit Fahri Ozansoy, Enis Behiç Koryürek, Rıza Nur, Orhan Seyfi Orhon, Yusuf Ziya Ortaç, Faruk Nafiz Çamlıbel gibi önemli edebiyatçılarımızın milli değerlerimiz ve vatan mücadelesi hakkında kalem oynattığı bir dönemdi.
🔶Fakat görüyoruz ki bu edebiyatçılarımızın hiçbiri İstiklal Marşı yazmak için kalem oynatmamış ve müsabakaya katılmamıştı.
🔶İstiklal Marşı yazma gibi soylu bir görev belki de bu işi en çok hakkıyla yerine getirecek olan şaire yani Mehmet Akif'e düşmüştü.
🔶1 Mart 1921 günü TBMM, tarihi günlerinden birini yaşıyordu. Mustafa Kemal başkanlığında toplanan mecliste, açılış konuşması ardından İstiklâl Mücadelesinde gelinen nokta değerlendirildi.
🔶Mustafa Kemal'in konuşmasından sonra, sıra Karesi Mebusu Hasan Basri'nin önergesine geldi. İstiklâl Marşı'nın güftesi, Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey tarafından Meclis kürsüsünden okunacaktı.
🔶Önergenin kabulü üzerine, kürsüye çağrılan Hamdullah Suphi, yaptığı konuşmada "İstiklâl mücadelesinin ruhunu terennüm edecek" bir marş için şairlere müracaat edildiğini ve gelen şiirlerden yedi tanesinin aranılan niteliklere haiz olduğunu anlattı. Fakat "fevkalâde kuvvetli bir şiir aramak lüzumundan dolayı" şahsen Mehmet Âkif'ten bir şiir yazmasını rica ettiğini belirtti.
🔶Âkif'in çok asil bir endişe ile tereddüt gösterdiğini ifade eden Hamdullah Suphi, "katılmama sebebi" için uygun bir çözüm bulunacağını bir mektupla yazdığını anlattı. Hamdullah Suphi, bunun üzerine Âkif'in kendilerine çok nefis bir şiir gönderdiğini söyledi ve bu şiirle birlikte, altı şiiri daha milletvekillerinin görüşlerine sunacağını ifade etti.
🔶Hamdullah Suphi, Âkif'in kelimeleri bir inci misali dizdiği mısraları okumaya başladı. "Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak" dizesinin ardından milletvekillerinden şiddetli alkışlar yükselmeye başladı. Hamdullah Suphi, her mısraında alkışlar eşliğinde, İstiklâl Marşı'nın on kıtasını da okudu.
🔶Bu İstiklâl şiirinin yarattığı heyecan, mecliste büyük bir duygu sağanağı oluşturdu. O sırada Âkif ise mahcubiyetinden başını kollarının arasına almış ve âdeta sıranın üzerine çökmüştü. Alkış ve gözyaşları eşliğinde marşın okunması biterken, Nafia (Bayındırlık) Vekili İsmail Fazıl Paşa, şiir bitince haykırarak tekrar okunmasını istedi. Büyük bir coşku yaratan bu İstiklâl şiiri, milletvekilleri tarafından dört defa ayakta dinlendi.
🔶O güne tanıklık ederek şiiri okuyan Hamdullah Suphi, daha sonra hatıralarında o günü "Âkif'in ölmez eserini Büyük Millet Meclisi'nde ben okudum. Meclis tarafından büyük tezahüratla karşılandı. Alkışlandı; defalarca alkışlandı. Meclis manzumeyi ayakta dinlediği gibi Atatürk de ayağa kalkmış alkışlıyordu; herkes heyecan içinde idi" sözleriyle anlatmıştı.
🔶Önerge ve görüşmelerin ardından Hamdullah Suphi'nin "her marşın ayrı ayrı oya koyulması" teklifi kabul edildi. Daha sonra, Meclis Başkanı tarafından yapılan oylamada, büyük çoğunluğu elde eden Mehmet Âkif'in şiiri, "Millî Marş" olarak kabul edildi.
🔎Bunları biliyor musunuz?
📌İstiklal Marşına "Milli Marş" olarak Anayasada ilk kez 1982'de yer verilmiştir.
📌İstiklal Marşı Akif'in Safahat eserinde yer almaz. İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen Milli Şair, İstiklal Marşı'nı Safahat eserine koymayışının nedenini ise şöyle açıkladı: "Çünkü ben onu milletimin kalbine gömdüm."
📌İstiklal Marşı'nı para için yazdığının düşünülmesinden endişe eden Mehmet Akif, aynı dönemlerde ciddi maddi sıkıntı içerisinde olmasına rağmen, kazandığı 500 liralık ödülü yoksul kadın ve çocuklara iş öğreten Darülmesai'ye bağışladı. Bu durum, 17 Mart 1921 tarihli "Hakimiyet-i Milliye" gazetesinde şöyle ifade edildi:
"Teberru: Burdur mebusu, şairi muhterem Mehmet Akif Beyefendi'nin Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilen İstiklal Marşı için mahsus beş yüzlira mükafatı nakdiyeyi, müşarünileyh fakir İslam kadın ve çocuklarına iş öğreterek sefaletlerine nihayet vermek emeliyle teşekkül eden Darülmesai menfaatine hediye eylemiştir."