"Kurdun öfkelendiğini anlarsın. Demek insana yakınlığı var. Yılanın öfkesi anlaşılmaz!"
Kemal Tahir, Kurt Kanunu
📌 Kemal Tahir, romanlarında okuyucuya vermek istediği fikir "kurtuluş reçetesinin Batı'da olmadığı kendi öz değerlerinde olduğu"ydu.
📌 Bu minvalde Bir Mülkiyet Kalesi, Yorgun Savaşçı, Esir Şehrin İnsanları, Esir Şehrin Mahpusu, Kurt Kanunu romanlarında modernleşen halkın dramına problematik biçiminde odaklandı.
🔸
📌 Kemal Tahir, eserlerinin temeline insanı koyduğunu ve edebiyat anlayışının tek insanın dramına dayandığını da söyleyerek, roman anlayışını şöyle açıklamıştı:
"Roman anlayışım, toplumun tarihsel gelişi içinde drama çatmış tek insana dayanır. Drama çatmış insanın kendisiyle ve çevresiyle boğuşmasını derinlemesine inceledikçe, Anadolu Türk insanının geleceğine, bu insanın dünya insanlığını zenginleştirecek özel cevhere sahip olduğuna güvenim artmıştır.
Bence insan dramı, insanın kapana kısılmış gibi göründüğü yerde vardır. Buradaki kıstırılmışlık, insanın dış itmeler kadar kendi kendini itmesiyle meydana gelmiştir. Ayrıca bu kapan, hiçbir çıkış noktası kalmamış, kesin bir kader de değildir.
Tersine, bütün insanlar gibi drama çatmış insan için bile dört yanı alabildiğine açıktır. Çünkü kıstırılmak karşı durulmaz bir kader haline geldi mi, orada söz konusu olan insan dramı değil, çaresizliktir."
🔸
📌 Kemal Tahir, "Notlar"ında Anadolu insanını ise şöyle anlatır:
"Doğrusu Dostoyevski gibi şöyle demektir: 'Anadolu Türk'ünü, çok zaman işlediği kötülüklerle değil, ruhunun derinlerinde acı çeken büyük insanlığıyla ölçmeli. Yolumuzu aydınlatacak şaşmaz ışık bu acı çeken insanlığımızdır."