Necip Fazıl’ın sinemaya uyarlanan eserleri
Bütün edebi türlerde eser veren çok yönlü şahsiyet Necip Fazıl'ın, düşüncelerini senaryolarıyla da ortaya koyduğunu ve bu türdeki eserlerine senaryo roman adını verdiğini biliyor muydunuz? Sizler için Necip Fazıl'ın vefat yıl dönümünde, sinemaya uyarlanan eserlerini derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Tohum, Necip Fazıl'ın ilk tiyatro eseri olup 1935 yılında kaleme alınır. Eser, maddeye verilen sahte gücün madde ötesiyle istirkabını (rekabetini), işin ukubete vardırılmasının iptalini ve ruhun zaferini anlatır. "Tohum"u bitirdiğini söyleyen Necip Fazıl oyuna gelen seyircilerin azlığını gördükten sonraki düşüncelerini de şöyle açıklar: "Sırf kemmiyet ölçüsüyle benzetelim ve aradaki keyfiyet farkını tenzih ederek belirtelim ki piyesin her bitişinde tiyatrodan çıkan halk, cemaati bir kaç kişilik bir mescid boşalıyormuş hissini veriyordu insana…"
Necip Fazıl'ın eserlerinden bir bölümü sinemaya uyarlandı. Bunlar, Nâm-ı Diğer Parmaksız Salih, Yangın Var, Zehra, Çile, Diriliş, Bir Adam Yaratmak, Reis Bey, Mü'min ile Kâfir, Siyah Pelerinli Adam ve Mukâddes Emanet'tir.
Yücel Çakmaklı 1972 yılında Kısakürek'in 'Deprem' isimli öyküsünü Çile ismiyle filme aldı. Çile'de Hülya Koçyiğit, Yalçın Gülhan ve Hulusi Kentmen gibi popüler isimler oynadı. Koçyiğit, Altın Koza'da En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü aldı. Çakmaklı yine aynı yıl, Necip Fazıl Kısakürek'in 'Senaryo Romanlarım' adlı kitabındaki 'Sen Bana Ölümü Yendirdin' adlı hikâyeden yola çıkılarak "Zehra" filmini çekti.
Necip Fazıl Kısakürek'in kaleme aldığı eser, 1988 yılında beyaz perdeye uyarlandı. Merhamet-adalet kavramları üstüne oturtulan konusuyla, "Etmeyin Reis Bey, siz ağlayamazsınız, ağlayabilseydiniz, anlayabilirdiniz." repliğini dilimize dolayan Necip Fazıl, mutlak adaletin ancak sınırsız merhamet ile sağlanabileceğini anlatıyor bu eserinde.
Konusu:
Reis Bey, bir ağır ceza reisidir. Ömrü otel odalarında geçmiş, yapyalnız ve tuhaf bir adam. Taş kalpli bir kanun tatbikçisi... Onun nazarında merhamet, idamlık bir suçtur ve "cemiyette bir ferdi korumak için bin kişiye idam gömleği giydirmekten kaçınmamalıdır." Günün birinde, annesini öldürdüğü iddiasıyla huzuruna çıkarılan bir gencin idamına karar verir. Artık olaylar çok farklı gelişecek ve Reis Bey'in buz gibi iç dünyası müthiş bir sarsıntiyle yerle bir olacaktır.
Film vizyona girmeden önce yapımcının baskısıyla bazı sahneler filmin yönetmeni Lütfi Akad'a danışılmadan değiştirildi. Bir iddiaya göre Muharrem Gürses tarafından çekilen birkaç sahne filme eklendi. Meslek ahlakına ters düşen bu davranış yüzünden Metin Erksan tarafından bir bildiriyle protesto edildi.
Filmin jeneriğinde, "Osmanlı İmparatorluğu zamanında Tulumbacılık dedelerimiz için bir yangın söndürme teşkilatından başka kabadayılık, efendilik ve spor mevzu idi. Bu film onlara ithaf edilmiştir." notu bulunmaktadır.
Parmaksız Salih, Necip Fazıl Kısakürek'in Nâm-ı Diğer Parmaksız Salih adlı tiyatro oyunundan uyarlanarak Faruk Kenç tarafından yönetilen 1950 yapımı filmdir. Filmin konusu şöyledir: Haddehaneli Salih, Beyoğlu'nda kumarhane işletir. Kumar yüzünden donanmadan atılıp hapis yatar. Eşini kaybettikten sonra çocuğunu komşusuna bırakıp Mısır'a gider. Burada kumardan kazandıklarıyla zengin olur ve İstanbul'a dönerek çocuğunu arar.
Eserde, "En canhıraş sebepleri ve neticeleriyle doktor ve ilacı olmayan hastalığı, 'kumarı' göstermek" istediğini söyleyen Necip Fazıl, Parmaksız Salih ile ilgili olarak kendisine yöneltilen bir suale şu cevabı veriyor: "Eserde ifadelendirmek istediğim tek dava, bin bir tezad ve bin bir zıt kader cereyanı içinde hakiki fışkırışını bulamamış ve hatta kötülük baskısı altında uyuşmuş bir ruhun, en büyük saike kavuşur kavuşmaz birden şahlanışı ve tam 55 yıl bilmeden hasret çektiği ve daima istekli yaşadığı ulvî aksiyona şiddetle atılışıdır."