Ortak değerlerimiz "deprem"
"Yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi ve bunun sonucunda oluşan yer sarsıntısı" anlamına gelen deprem, coğrafi konumu nedeniyle Türk tarihinin bir gerçeğidir. Türk lehçelerinde birçok farklı ifade ile karşılık bulan bu afet, "yer silkelenmesi ve yer titremesi" gibi anlamlarla nitelendirilir. İşte, lehçelerdeki deprem afetinin karşılıklıkları...
ESKİ TÜRKÇE
Deprem- Täbrämek
◾ Türkologlar, Türkiye Türkçesindeki "deprem" kelimesinin, Eski Türkçedeki, "täbrämek" yani "sarsılmak, sallanmak, kımıldamak" anlamına geldiğini tespit etmişlerdir.
◾ Deprem, "yeryüzünün altındaki derin katmanların kırılarak yer değiştirmesi" anlamındadır. Eski Türkçe "täp" sözcüğü 'basmak, ezmek, tepmek' diye bilinmektedir.
AZERBAYCAN TÜRKÇESİ
Deprem- zalzala
◾ Oğuz grubunun Türkiye Türkçesi ve Türkmen Türkçesi dışında üçüncü temsilcisi durumunda olan Azerbaycan Türkçesinde deprem kelimesinin Arapça kökenli karşılığı olan "zelzele" kullanılırken; "yer titreme" kalıbının da kullanıldığı gözlenmektedir.
GAGAVUZ TÜRKÇESİ
Deprem- Er tepremee
◾ Oğuz grubunun son temsilcisi Gagavuz Türkçesinde, deprem sözcüğüne karşılık olan kelime, "er tepremee" dir.
◾ Gagavuz Türkçesinde, yer kelimesinin başındaki /y/ harfinin düşmesi ve "titreme" kelimesinin "tepremee"ye dönüşmesi sonucu "er tepremee" ifadesi oluşmuştur.
UYGUR TÜRKÇESİ
Deprem- Yar tavrişi
◾ Güneydoğu grubunun temsilcisi olan Uygur Türkçesinde, "deprem" kelimesini, yer sarsıntısı, yer titremesi anlamına gelen "yer tavrişi" ifadesi karşılar.