Peygamberimizin müjdelediği kentin kurucusu: 'Hz. Süleyman Efsanesi'
Sonu hüzünlü biten bir hikâyenin iki kahramanı. Hz. Süleyman ve İstanbul. Taşı toprağı altın İstanbul, aynı zamanda 'Hazreti Süleyman Makamı' olarak yüzyıllar boyunca anıldı. Peki, böyle bir ifade, İstanbul'u elinde bulunduran devletlerin kralları tarafından neden kullanılmıştı? Hz. İsa'dan, Peygamber Efendimizden bin yıl öncesinde İstanbul, nasıl biliniyordu? Bizans Kralı Jüstanyus, Ayasofya'nın açılışında neden Hz. Süleyman'ı yendiğini dile getirdi. İşte, Yedi Tepe İstanbul'un sayısız efsanelerinden Hz. Süleyman ve İstanbul'u sizler için inceledik.
Giriş Tarihi: 10.03.2019
09:32
Güncelleme Tarihi: 10.03.2019
09:36
TARİHLER BOYUNCA İSTANBUL’UN İSİMLERİ
İstanbul, tarih sahnesine, Byzas, Buzis, Byse, Bysante gibi adlarla çıktı. Roma dönemine kadar da en çok Byzantion olarak anıldı. Romalılar Antoneia, Anthusa, Deutera Rome dediler. Sonra, uzun bir dönem boyunca Konstantinopolis olarak kaldı.
Kuzeylilerin verdikleri adların bir kısmı kentin gücünü vurguluyordu: Tsarigrad (Slav kaynaklarında imparator kenti) ve Miklegard (Vikinglerde İmparator Mikhael'in kenti) gibi. Ruslar Tekfuriye ve Zavegorod, Macarlar Vizenduvar, Polonyalılar Kanatorya, Çekler Aylana, İsveçliler Herakliyan, Hollandalılar İstefanya, Franklar Agrandone, Portekizliler Kostiye, Araplar Konstantiniyye-i Kübra, Acemler Kayser-i Zemin, Hintliler Taht-ı Rum, Moğollar Çakduryan demişlerdi Osmanlı'nın "Asitane"sine.
Öte yandan, İstanbul'a yakıştırılan sanlar da en az kendisi kadar görkemliydi: Asitane-i Saadet (Sultan Sarayı), Dâr-ül Hilâfe (Halife'nin evi), Dârü's Saltana (Saltanatın evi), Dergâh-ı Selâtin (Sultanlar kapısı)… Ve sonunda bizim kentimiz, İstanbul.
KÖRLER ÜLKESİNİN KARŞISINDA BİR MEDENİYET
Bilinen tarihi 2600 yıldan daha eskilere uzanan İstanbul, birbiriyle ilgisi olmayan kültürlerin mirasıyla süslendi. Ve sonuçta, tüm üslup ve kültürler iç içe geçerek, birbirini özümseyerek, İstanbul'un anıtsal tarihini oluşturdu. Kuruluşu hakkında bilinen en yaygın rivayet; Megaralı göçmenlerinin yolculuğu hakkındadır.
Efsaneye göre, Koressa'nın oğlu, Yunanistan'ın Megara kentinden genç Byzas, yandaşlarıyla birlikte, bölgedeki baskılardan kurtulmak, yeni bir kent kurmak ve özgürlüğünü ilan etmek için yola çıktı. Genç adam, o çağda bilinmeyenleri bilinir kılan birisine, Delfoi kentindeki kâhine danıştı. Delfoi kâhini gideceği yeri tarif etti; "Kentini kuracağın yer, körler ülkesinin tam karşısında olacak." Byzas yola çıktı, aradı taradı, körler ülkesi diye bir yer yoktu.
Sonunda, mola verdikleri bir deniz kıyısında (Sarayburnu), karşı sahile baktı ve bağırdı: "Bu insanlar kör mü, burası varken orada oturulur mu?". Delfoi kâhinini hatırladı genç adam; "Körler ülkesinin karşısında kuracaksın kentini." Körler ülkesi, günümüzün Kadıköy'üdür. Temelleri Sarayburnu sırtlarında atılan kente, kurucusunun adı olan Byzas'tan dolayı, "Byzas'ın kenti" anlamında "Byzantion" dendi
Süleymân (as.) Gazze'de doğdu. Babası Dâvûd (as.) vefat ettiğinde 12-13 yaşlarında idi. Babası gibi önce hükümdar, sonra peygamber oldu. Beyt-i Makdis'i (Mescid-i Aksâ'yı) yedi yılda inşa etti. Yemen'deki Sebe' Melikesi Belkıs ile evlendi. Kudüs'te vefat etti.
FATİH SULTAN MEHMET, AYASOFYA VE HZ. SÜLEYMAN
1453 yılında İkinci Mehmet ( Fatih Sultan Mehmet), İstanbul'u fethettikten sonra namaz kılmaya Ayasofya'ya gider. İçeriye girdiği sırada kilisenin rahiplerinden bir tanesi gizlendiği yerden çıkarak Fatih'in önünü keser. Rahip, Kelime-i şahadet getirerek Müslüman olmak istediğini belirtir.
Daha sonra Fatih'e Ayasofya'nın içinde Hz. Süleyman'dan kalan mabedin yerini gösterir. Böylelikle Fatih İstanbul'daki ilk namazını Ayasofya içindeki Süleyman Tapınağı'nda kılar. Gene rivayete göre burada bulunan değerli eşyalar Boğaz kıyılarında bir yere taşınır.
HZ. SÜLEYMAN VE İSTANBUL EFSANESİNİ KİM YAZDI?
Kutsal kitapların öykülerinden etkilenen Hz. Süleyman ve İstanbul efsanesi hakkında ilk kaynak Evliya Çelebi. O da Yanevan isimli Yunan tarihçisini kaynak göstermiş. Evliya Çelebi'nin birinci kitabın birinci cildine bakıldığında efsaneyle karşılaşıyoruz.
Efsaneye göre İstanbul, Peygamber Efendimizin doğumundan bin 600 yıl önce, Hz. Davut'un oğlu, 'Kâf'dan 'Kâf'a, insanlar ve cinler, vahşi hayvanlar ve kuşlara hükmeden Hz. Süleyman tarafından kurulmuştu.