Şairlere şiirleri karşılığında verilen mükafat: Caize
Osmanlı'da sanatla uğraşanlar özellikle de şairler daima takdir ve saygı gördü. Bunun neticesi olarak şairlik bir meslek ve geçim kapısı oldu. Sanat, edebiyat ve Osmanlı idari teşkilatında hediye anlamında kullanılan caize terimi ise şairlere şiirleri karşılığında verilen bir çeşit mükafattı. Günümüzde bir anlamda şekil değiştirerek kurumlaşan, jüriler aracılığıyla seçilen yazar ve eserlere verilen ödüllere dönüşen caizeler hakkında bilgileri derledik.
Osmanlı'da sanatla uğraşanlar daima takdir ve saygı gördü. Bunun neticesi olarak şairlik bir nevi geçim kapısı oldu. Osmanlı'da ilk kültür ve eğitim kurumları İznik ve Bursa'daydı. Bunun sonucu olarak da ilk örnekler bu coğrafyadan elde edildi.
Eskiden şairler bir hami (koruyan) tarafından korunup kollanırdı. Şairler de bu vesileyle hamilerine kaside, gazel veya mersiye takdim ederlerdi. Hamiler de bu eser sahiplerini başarıları ölçüsünde ödüllendirirdi.
Şairin ve sanatının çeşitli vesilelerle itibar görmesini sağlayan bu anlayışın değişik örneklerini ilk devirlerden itibaren görmek mümkündür. Herim b. Sinân el-Mürrî, dönemin üç büyük şairinden biri olan *Züheyr b. Ebû Sülmâ'ya samimi methiyelerine karşılık her fırsatta ihsanlarda bulunmuştu.
*Züheyr b. Ebû Sülmâ: Muallakat (İslamiyet'ten önceki dönemden bugüne kalmış yedi uzun Arap şiir grubu) şairleri arasında olan Züheyr, İslâm öncesi dönemin üç büyük şairinden biri kabul edilir. Vasıf (tasvir) ve hiciv türlerinde şiirler yazmıştır. Şiirleri ciddi ve eğiticidir, bir kısmı darbımesel (atasözü) haline gelmiştir.