Şiir türleri nelerdir? Şiir türü örnekleri
Edebiyatın en kadim türlerinden biri şiirdir. Cahit Sıtkı Tarancı tarafından "Sözcüklerle güzel şekiller kurma sanatı" olarak tanımlanan şiir, ask, ayrılık, özlem, kahramanlık, eleştiri ve öğreticilik noktasında konularına göre türlere ayrılmıştır. Peki, edebiyatımızda konularına göre ayrılan şiir türleri ve ünlü edebiyatçılarımızın bu türlere örnek olarak yazdığı şiir örnekleri nelerdir?
Giriş Tarihi: 22.02.2020
11:51
Güncelleme Tarihi: 22.02.2020
11:57
"Saçlarını kimler için bölük bölük yapmışsın Saçlarını ruhumun evliyalarınca örülen Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin Gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir Sen kaç köşeli yıldızsın
Fabrika dumanlarında resmin Kirli ve temiz haritaları doldurmuşsun Hâtırasız ve geleceksiz bir iç deniz gibi Aşka veda etmiş topraklarda durmuşsun
Benim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim Bir tek köşen bile ayrılmamışken bana Var olan ve olacak olan bütün köşelerinin sahibi benim Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim Sen kaç köşeli yıldızsın"
Sezai Karakoç
"Zil, şal ve gül. Bu bahcede raksın bütün hızı... Şevk akşamında endülüs üc defa kırmızı.
Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir İspanya neş'esi ile bu akşam bu zildedir.
Yelpaze çevrilir gibi birden dönüşleri, İşveyle devriliş, örtünüşleri...
Her rengi istemez, gözümüz şimdi aldadır. İspanya dalga dalga bu akşam bu şaldadır..
Alnında halka halka aşüfte kakülü Gögsünde yosma gırnatanın en güzel gülü...
Raks ortasında bir durup oynar, yürür gibi; Bir baş çevirmesiyle bakar öldürür gibi...
Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü sürmeli, Şeytan diyor ki, sarmalı yüz kere öpmeli.
Gözler kamaştıran şala, meftun eden güle Her kalbi dolduran zile, her sineden "Ole! "
Yahya Kemal
Çoban ve kır yaşamını, doğa güzelliklerini anlatan şiirlere pastoral şiir denir.
Pastoral şiirlerin her türlü süsten, yapmacıktan, gösteriş ve söz oyunlarından uzak bir yapısı vardır. Bunlara bukolik şiir ( çoban şiiri) de denir.
Pastoral şiirin iki biçimi vardır:
İDİL: Bir ozanın ya da çobanın ağzından yazılıp kır yaşamının çekiciliğini, güzelliğini anlatan çobanıl aşkı yansıtan kısa şiirlere denir.
EGLOG: Birkaç çobanın karşılıklı konuşmaları yoluyla oluşturulan, aşk, kır yaşamı üzerine duygu ve düşüncelerini yansıtan pastoral şiirlere denir. Türk edebiyatında "Han Duvarları" şiiri bu türe verilebilecek en güzel örneklerdendir.
"Derinden derine ırmaklar ağlar, Uzaktan uzağa çoban çeşmesi, Ey suyun sesinden anlıyan bağlar, Ne söyler su dağa çoban çeşmesi. "Goynunu Şirin'in aşkı sarınca Yol almış hayatın ufuklarınca, O hızla dağları Ferhat yarınca Başlamış akmağa çoban çeşmesi... "O zaman başından aşkındı derdi, Mermeri oyardı, taşı delerdi. Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi. Değdi kaç dudaga çoban çesmesi. Vefasız Aslı'ya yol gösteren bu, Kerem'in sazına cevap veren bu, Kuruyan gözlere yaş gönderen bu... Sızmadı toprağa çoban ceşmesi. Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda, Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda, Ateşten kızaran bir gül ararda, Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi, Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar, Tarihe karıştı eski sevdalar. Beyhude seslenir, beyhude çağlar, Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi..."
Faruk Nafiz Çamlıbel
"Sonbahar geliyor serçe Yuvanı ne yapacaksın? Ayva çiçek açmadan önce. Meyvelerin içi geçecek Rüzgâr başka çeşit esecek Yağmurlarla ıslanacaksın."
Cahit Külebi
Epik sözcüğü, Yunancada destan anlamındaki epope den gelmektedir. Yazının bulunuşundan önceki dönemlerde ulusların hayatında derin izler bırakan tarihsel olayları dile getiren destanlar epik şiir sayılır. Epik şiirlerde yiğitlik, kahramanlık, savaş. temaları işlenir. Her epope ( destan) ya da epik şiirlerde tarihsel bir gerçek vardır. Epik şiir bu gerçekten kaynaklanır. Epik şiirlerin çoğu, okuyucuyu coşkulandırdığı için lirik özellikler de taşır.
"Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik
Haykırdı, ak tolgalı beylerbeyi "İlerle!" Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kafilelerle
Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan
Bir gün yine doludizgin atlarımızla Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla
Cennette bu gün gülleri açmış görürüz de Hâlâ o kızıl hâtıra gitmez gözümüzde
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik"
Yahya Kemal
"Kalktı göç eyledi Avşar elleri, Ağır ağır giden eller bizimdir. Arap atlar yakın eder ırağı, Yüce dağdan aşan yollar bizimdir. Belimizde kılıcımız Kirmani, Taşı deler mızrağımın temreni. Hakkımızda devlet etmiş fermanı, Ferman padişahın,dağlar bizimdir. Dadaloğlu'm birgün kavga kurulur, Öter tüfek davlumbazlar vurulur. Nice koçyiğitler yere serilir, Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir."
Dadaloğlu