Türk kültüründe menakıbnameler
Fetihlerle beraber İslamiyet, bilinen tüm kıtalara yayılarak büyük bir coğrafyada egemen olmuştur. Bu egemenlik ile beraber kitleler İslam dinini benimsemişler. Bu etkileşim neticesinde milletlerin kültürü İslam ile harmanlanmıştır. Bu harmanlanma sonucu ortaya çıkan edebi türlerden biri de menakıbnamelerdir. Menakıbnameler dinin kendisine değil ahlaka yönlendiren metinlerdir. Bu husustan dolayı tarihin her döneminde menakıbnameler eleştiriye uğramıştır. Meselenin hikâyeleştirilmesi normal olarak görülmekle beraber içerisine eklenen bazı uç görüşler hakikat ile uyuşmamaktadır.
Önceki Resimler için Tıklayınız
↪ Vilayetname-i Koyun Baba
Yazarı bilinmemektedir. "Kadriye" isimli bir şair menakıbı nesir olarak bulmuş ve manzuma çevirmiştir. Eserde, Horasanlı bir eren olan Koyun Baba'nın yaşamı, kerametleri anlatılmaktadır. Koyun Baba'nın Hacı Bayram'ın halifesi olduğu bazı kaynaklarda geçer.
"Koyun Baba ki sadad-ı mübeccel
Yazılmış tarihi nesren mufassal
Kemalatı anın izbar edilmiş
Keramatı dahi tezkar edilmiş"
📌 Kadriya olayın bu boyutunu yukarıdaki mısralarda dile getirir. Koyun Baba gibi bilinen bir zatın menakıbının nesirde kalması ve bilinmemesi Kadriya'yı harekete geçirmiş ve Koyun Baba menakıbı manzumlaşmış ve tüm Anadolu'ya dağılmıştır.
(X) Bilgi Notu:
Eser Çorum Hasan Paşa kütüphanesinde bulunmaktadır.
(X) İlginç Bilgi:
Hafız Azmi isimli zat da altı sahifelik bir Koyun Baba menakıbnamesi yazmıştır. Bu menakıbname Kadriya'ya ait seksen sahifelik menakıbnamenin son altı sayfasındadır.
"Miski anber gibi kokar türbesi
Giren çıkmaklığa kılmaz hevesi
Kabul olur anda cümle duası
Erenler içinde nur Koyun Baba"
📌Hafız Azmi'ye ait olan metin, menakıbnamelerin genel fikri yapısı hakkında detaylı bilgi vermektedir.
Horasan neresidir?
Horasan, Maveraünnehir'de bulunan, ilmi çevreleri ile meşhur bir bölgedir.
Koyun Baba menakıbnamesi ile alakalı daha fazla detaylı bilgi için videoyu izleyebilirsiniz.
↪Tezkire-i Satuk Buğra Han: Eser, Karahanlı hükümdarı Satuk Buğra Han hakkında kaleme alınmıştır. Bu menakıbname Türk edebiyatındaki ilk menakıbnamedir.
↪Cevahiru'l Ebrar min Emvaci'l-Bihar: Hazini tarafından Ahmed Yesevi ve Yeseviyye hakkında kaleme alınan bir menakıbnamedir. Kitap III. Murad'a takdim edilmiştir. Bu eser Ahmed Yesevi'nin terbiye metodu ve Türkistan'daki insanların kendisine gösterdikleri önemi ortaya koyması bakımından çok değerlidir. Yeseviyye'nin adab ve erkânı, Ahmed Yesevi'nin insani ve sosyal kişiliği eserin muhtevasını teşkil eder. Eserin içeriğinden hakkında detaylı bilginin olmadığı Hazini'nin Maveraünnehir'de tasavvuf etkisinin yoğun olarak hissedildiği bir dönemde yaşadığı anlaşılmaktadır.
"Cümle kütüblerde virici tuhuf
Hamd u sena ķasrına babul-murad
Besmele miftah-ı saray-ı reşad
Bismi işarat ile dir ba-ķasem"
📌Yukarıdaki metin Menakıbname'nin ilk sayfasında bulunmaktadır. Hazini manzum olarak kaleme aldığı menakıbında besmele'nin doğruluk sarayının anahtarı olduğunu söyleyerek başlanılan işte Allah (cc)'ı anmanın önemine dikkat çeker.
(X) İlginç Bilgi: Eserin bilinen tek nüshası İstanbul Üniversitesi kütüphanesindedir.
(X) İlginç Bilgi: Eseri kayıp iken keşfeden Ord. Prof. Dr. Mehmet Fuat Köprülü olmuştur.
(X) Bilgi Notu: 11. Osmanlı padişahı olan III. Murad'ın "Futuhat-ı Siyam" adlı bir tasavvuf eseri bulunmaktadır.
(x)Ahmed Yesevi kimdir?
Pir-i Türkistan olarak bilinen Ahmed Yesevi, Türkistan'da Müslümanlığın yayılmasında çok emeği olan bir zattır. İslamiyet Türkler arasında Ahmed Yesevi'nin çabaları ile yayılmış ve karşılık bulmuştur.
↪Kerâmât-ı Ahî Evran: Gülşehri tarafından halifesi olduğu Ahi Evran'ın vefatı üzerine kaleme alınan bu eserde Ahi Evran'ın kişiliği, alicenaplığı, kerametleri anlatılmıştır. Eserde bilhassa ahilik teşkilatı üzerine tarihi kaynaklardan edinilemeyecek denli detaylı tasvirler vardır. Ahiliğin ne olduğu, toplumsal karşılığı, sosyal ilişkilerdeki yeri gibi hususlar eserde ciddi bir yer kaplar.
"Elli yıl bir dem ben ansuz durmadum
Yazu yaban varduġını görmedüm
Elli yıl ben bu aradan gitmedüm
Bir acı söz kimseden işitmedüm"
📌Eser manzum usulde yazılmıştır. Eserden yapılan alıntıda Gülşehri'nin Ahi Evran'ın yanında elli sene geçirdiği, kötü söz işitmediği anlaşılmaktadır.
(x)Gülşehri kimdir?
Kırşehir o zamanki adıyla Gülşehri'de ikamet etmiş bir şeyh ve şairdir. Yaşadığı şehrin adını mahlas olarak almıştır.
(X) Bilgi Notu: Menakıbnameler manzum ve mensur olarak yazılmışlardır. Ama Vilayetnamelerde eserlerin manzum-mensur karışık şekilde de yazıldığı görülmektedir.
📌 İslam'ı seçen tüm kavimler ticaretten, ahlaka edebiyattan, yaşantıya kadar ekseri alışkanlığı değiştirmiş yahut İslam'a uyarlamıştır. Çünkü İslamiyet tüm kavimlerden ve düşüncelerden üstün yüce Allah(cc)'ın katındaki tek dindir. Bu değişimler hayatımıza yepyeni güzellikler katmıştır.
📌 İnsanların yüzyıllardır düşüncelerini, duygularını en güzel biçimde dile getirmek için kullandıkları edebiyat da şüphesiz bu değişimlerden en güzel payı almıştır. İslamiyet ile beraber edebi hayatımıza birçok yeni tür katılmış ve estetik seviyemiz yükselmiştir.
📌 Allah(cc) rızası için çaba gösteren Evliyaullah'ın hayatlarını ve kerametlerini ele alan menakıbnameler de İslam'ın edebiyatımıza akseden güzelliklerindendir.
İsmail Güleç'in Fikriyat'taki yazılarını okumak için tıklayın
Mürekkep Damlaları programında Prof. Dr. İsmail Güleç;
"Çocuklar menkıbeleri dinlediğinde fantastik bir çizgi roman gibi anlar, hayal eder. Bizim sözlü kültürümüz bize müşterek bir dil ve algı sağlamıştır." sözleri ile konuya dikkat çekmiştir.
Prof. Dr. Ahmet Taşğıl;
"Buyruk, fütüvvetnamelerin özet halidir. Menakıbnamelerle bir alakası yoktur." sözleriyle karıştırılan kavramlara temas etmiştir.
(x)Programı tümünü izlemek için tıklayınız