Yedi Meşalecilerin edebiyatımızda açtığı yenilikler
Yedi Meşaleciler, Cumhuriyet dönemi edebiyatında beyanname ile ortaya çıkan ilk edebi topluluktu. İlk kez Servet-i Fünun dergisinde bir araya geldiler. Yaşar Nabi Nayır, Cevdet Kudret Solok, Vasfi Mahir Kocatürk, Muammer Lütfü Bahşi, Sabri Esat Siyavuşgil, Ziya Osman Saba ve Kenan Hulusi Koray'dan oluşan topluluk iddialı bir ön sözü bulunan Yedi Meşale isimli kitaplarını çıkardılar. Bu kitap edebi çevrelerce çok ses getirdi. Kitaba duyulan ilgiden alınan cesaretle çok geçmeden dergi etrafında toplandılar. Fakat Meşale dergisi latin alfabesine geçişin bir kurbanı oldu ve yalnızca 8 sayı yayımlanabildi. Peki, Yedi Meşalecilerin iddialı çıkışları neydi? Bir grup genç edebiyatımızda hangi yeniliklere yol açtı?
Giriş Tarihi: 15.10.2020
09:43
Güncelleme Tarihi: 15.10.2020
10:05
Sesli dinlemek için tıklayınız.
MEŞALE İSİMLİ KİTABIN ÇIKIŞ HİKAYESİ
📚Yedi Meşaleciler çok geçmeden kendi özgün seslerini duyuracakları Yedi Meşale isimli kitaplarını yayımladı. Bu gençler daha sonrasında toplanıp bir dergi çıkarmaya karar verdi. Yaşar Nabi Nayır, Varlık dergisinde kitap ve dergi çıkarma hikayelerini şu şekilde anlatır:
"Kaç edebiyat nesline yuvalık etmiş olan Servet-i Fünûn'da, 1926-1928'lerde ilk şiir denemelerini yayınlayan gençler arasında yedisinin aralarında yakın dostluk kurulmuştu. Ahmet İhsan'ın matbaasında karşılaşarak arkadaşlık kuran bu yedi genç günün birinde yeterince ustalığa eriştiğini düşünerek son şiirlerinden birer demeti kitap halinde yayınlamayı kararlaştırdılar. Aralarında para toplayıp son şiirlerinden ve Kenan Hulusi'nin nesirlerinden oluşan bir küçük yapıtı 'Yedi Meşale' adıyla yayınladılar. Edebiyatımızın hayli durgun bir döneminde çıkan bu küçük kitap hiç ummadığımız bir ilgiyle karşılanmıştı. Gazete ve dergilerde birçok yazılar çıktı bu kitap üzerine. Yerenler de oldu ama daha çok övücü yazılardı çıkan yazılar"
7 güzel adamın çıkardığı Mavera dergisinin kuruluş hikayesi
Cevdet Kudret, Varlık dergisinde kitabın çıkış hikayesine dair şu detayları aktardı.
"Günün birinde, kim önerdi hatırlamıyorum, o güne dek yazdıklarımızdan seçmeleri bir araya getirip ortaklaşa bir kitap çıkarmayı düşündük. Yaşar Nabi'nin evinde o iş için özel toplantılar yapıp el birliğiyle şiirleri ve yazıları seçtik. Kitaba bir ad bulmak gerekiyordu. Yedi kişi idik. İlk akla gelen, Fransız edebiyatındaki Pleiade topluluğu oldu. O adın Türkçedeki karşılığı Süreyya uygun değildi; hem yabancı kökenli idi, hem ilk ağızda kişi adı hatıra getiriyordu, hem de yıldız kümesi adı olarak yaygınlığı yoktu; onun Türkçesi Ülker de yaygın değildi. Yedi Yıldıız, Yediveren Gülü, Yedi Kollu Şamdan. . . gibi adlar düşünüldü. Sonunda Yedi Meşale adı üzerinde birleşildi. (bunu Sabri Esat bulmuştu galiba.)"
EDEBİYATTA GENÇ VE YENİ BİR SOLUK: MEŞALECİLER
📌Yedi Meşale topluluğunun yayımladığı kitap bilhassa ön sözüyle büyük bir ses getirdi. Topluluğun iddialı çıkışları kimileri tarafından övgüyle karşılaşırken, kimileri tarafından da yergiyle karşılandı.
KİTABIN BÜYÜK SES GETİREN ÖN SÖZÜ
"Bu eser size her türlü müşkilâta rağmen yalnız sanat aşkıyla çalışan birkaç gencin bir senelik edebî mahsulünü takdim ediyor. Yazılarımızı müştereken neşretmemizin sebebi memleketimizde son edebî cereyanları gösterecek toplu bir eser vücuda getirmek arzusudur.
Biz bu eserle, gençliğin yazılarını takip etmek külfetine bile girmeden, yalnız fuzulî bir tefahur ve malumat-füruşlukla "Edebiyatımız öldü, ölüyor!" diye kıyametler koparan bazı sanat kâhinlerine yanıldıklarını isbat etmek istiyoruz. Hem gazete sütunlarını ve hem de karilerin sabrını suistimal ederek boş sözlerle vakit geçirmedense cevabımızı müsbit bir misalle vermeyi tercih ettik.
Mamafih zannedilmesin ki biz, kendilerini dev aynasında görenlerdeniz. Hayır, cihan edebiyatına nazaran ne kadar ehemmiyetsiz kaldığımızı pekâlâ takdir ediyoruz. Yalnız göğsümüzü gere gere söyleyebiliriz ki taklitten, edebiyatın bu baş belâsından kendimizi kurtarmayı en büyük vazife bildik.
Yazılarımızda ne dünün mızmız ve soluk hislerini, ne son zamanların renksiz ve dar Ayşe, Fatma terennümünü bulacaksınız. Biz her şeyden evvel duygularımızı başkalarının manevî yardımına muhtaç kalmadan ifade etmeye çalıştık. Eğer muvaffak olduysak, bu da bize kâfi bir şeydir.
Papirüs dergisinin çıkış öyküsü
Yazılarımızı tedkik ediniz; kendi dar hususiyetimize, aşkımıza, sevinç ve kederlerimize ne kadar az yer verilmiş olduğunu göreceksiniz.
Hem artık bugünkü nesil hislerin aynen terennümünden zevk almıyor. Meselâ ıztırabı niçin bir kahkaha şeklinde anlatmayalım. Bazan öyle tebessümler vardır ki en derin hıçkırıklardan fazla elem ifade ederler. Sonra mevzularımızı da kabil olduğu kadar genişletmeye çalıştık. "Hep aynı vefasız sevgiliden başka bahsedecek bir şey bulamıyor musunuz?" diyenlere, onu bize değil, bizden evvelki nesillere sormaları daha münasip olacağını hatırlatmak isteriz. Kariler aynı his ve fikirlerin değiştirile değiştirile kendilerine sunulmasından bıktılar, usandılar. İşte biz edebiyatta bu çürük zihniyetle mücadele etmek istiyoruz.
Canlılık, samimiyet ve daima yenilik : Bizi müşterek bir eser neşrine teşvik eden fikirlerimizi bu suretle izah edebiliriz. Hakikî bir sanat eseri vücuda getirmek için yazılarımızı sıkı bir tasniften geçirdik ve mümkün olduğu kadar teksif edilmiş bir eser elde etmeye çalıştık. Eline her kalem alanın neşriyat sahasına atılarak kari bulduğu bu zamanda sanat eserlerini bekleyenlerin de bulunduğunu biliyor ve eserimizi onlara ithaf etmekle büyük zevk duyuyoruz."