Kuduz tedavisi var mı? Kuduz hastalığı nasıl bulaşır?
Ülkemizde son günlerde gerçekleşen kuduz vakaları, insanların kuduz hastalığını araştırmaya sevk etti. Hayvanlardan bulaşan bir hastalık olarak bilinen kuduz, önlem alınmadığı takdirde ölümle sonuçlanabiliyor. Kuduz belirtileri kısa sürede kendisini gösterirken milyonlar kuduz hastalığı, kuduz vakaları, kuduz tedavisi, kuduz belirtileri gibi soruların yanıtlarını arıyor. Sizler için "kuduz" hastalığını konunun uzmanı Prof. Dr. İlyas Dökmetaş'a sorduk.
Giriş Tarihi: 07.11.2022
18:34
Güncelleme Tarihi: 07.11.2022
19:40
◾ Bekir Salih Yaman: Kuduz hastalığının etkilerinden genel olarak bahsedebilir misiniz?
🔸 Prof. Dr. İlyas Dökmetaş:
Kuduz hastalığının da tüm hastalıklarda olduğu gibi başlangıç belirtileri olur. Halsizlik, yorgunluk, ısırılan bölgede bir uyuşma hissi, o bölgede bir kaşınma hissi gibi semptomlar başlangıç döneminde ortaya çıkar. Virüsün beyne ulaşması 15 - 40 gün kadar sürer. Ondan sonra kuduzun kendi bulguları ortaya çıkar. O bulgular ya paraliziler ile ya felçler ile beraber seyreder. Tükürük bezleri, yutkunma bezleri etkilenir veya yutkunma süreleri o bölgeyi etkiler. Kişinin bol miktarda tükürüğü olur ama bunu yutamaz ve ağzından salyalar akar. Tükürük sekresyonunda artma olur ama bunu yutamadığı için ağzından salyalar gelmeye başlar. Kişiye su vermek istediğinizde içemez, kaslar kasılır ve ağrı hisseder. Bu nedenle tükürüğü yutamadığı gibi sudan da korkar.
🔸 Prof. Dr. İlyas Dökmetaş:
Aniden bir ışık tuttuğunuzda, karanlıktan aydınlığa çıkardığınızda ışıktan korkar, kasılmaları olur. Yine rüzgârdan, hava akımından etkilenir kasılmaları olur. Bu bulgularla hastalar hekimlere gider. Önceki dönemde aşılanmışsa kişi zaten problem yok, aşılanmamışsa o başlangıç dönemi dediğimiz bulgular düzensiz olduğu için hekime gitmez insanlar. Ama bu bulgularla gittiğinde de olay çok gecikmiş olur. Beyin etkilenmiş olur, kuduz virüsü beyine kadar gitmiş olur. O bölgedeki sinirleri etkiler ve artık sona doğru yaklaşım olur. Hidrofobi, aerofobi, fotofobi dediğimiz bu ışıktan sudan ve rüzgârdan korkma olayından sonra felçler görülebilir.
🔸 Prof. Dr. İlyas Dökmetaş:
Öncelikle ısırılan bölgedeki organda, bacakta, elde, kolda felç olur. Sonra el ve kol gibi diğer organlarımızda da felçler olur. Bundan sonrada hastanın yaşama ihtimali 3 - 5 gündür. Yani virüsün alındığı bir başlangıç dönemi var. Hiçbir belirti yok. Ondan sonra o virüsün beyne doğru gittiği dönemde yavaş yavaş sinir yoluyla omuriliğe geçiş dönemi var. O dönemde halsizlik, yorgunluk, ısırılan yerde kaşıntı bulguları var. Üçüncü dönemde, o kasılmaların olduğu dönemler var. Rüzgârdan korkmanın, ışıktan korkmanın, tükürük sekresyonunun arttığı dönem var.
Bekir Salih Yaman: Herhangi bir yaralanma durumunda enfeksiyon olasılığını azaltmak için bir insan ne yapabilir?
🔸 Prof. Dr. İlyas Dökmetaş:
Yapacağı ilk iş, ısırılan bölgenin sabunlu su ile yıkanması, bol sabunlu su ile.
Mümkünse tazyikli su ile. Ama bunu yaparken de ellerinde çatlaklar, yaralar varsa eldiven giysin. Gerekirse gözlük taksın.
Çünkü o yıkma yerindeki salyalar gözünüze gelirse oradan gelip vücuda bulaşabilir. Yani kendinizi koruyarak hastaneye geldiğinizde de bizim yaptığımız ilk işlem bol tazyikli su ile o bölgeyi yıkamak.
Sabun ve tazyikli su, virüsü o bölgeden % 80-90 oranında uzaklaştırıyor ve hastalığın oluşmasını engelliyor. Bu rakam çok büyük bir oran.
Tentürdiyot veya alkol varsa o bölge silinebilir, onun da faydası vardır.
🔸 Prof. Dr. İlyas Dökmetaş:
Bireyin yani ısırılan kişinin vücut direncinin özelliklerine göre - yani vücut direnci düşükse immün sistemi baskılanmışsa, kanserli hastaysa, AIDS'li hastaysa, şeker hastalığı varsa, böbrek hastalıkları varsa - buna benzer şeyler varsa bunlarda daha hızlı bir şekilde hastalık gelişebiliyor. Baş- boyun bölgesinde ısırıklar varsa yani beyne yakın olan bölgelerde, birden çok parçalı ısırıklıklar varsa risk yüksek.
Bu aşamada bize geldiğinde sadece aşı yapıyoruz, o ısırılan bölgenin özelliğine göre aşıyla immunoglobulin yapıyoruz. Çok az bir hastada ise köpek veya kedi aşılı ise çok derin bir yaralanma yoksa hiçbir şey yapmayıp hayvanın ölüp ölmeyeceğini gözlemliyoruz.
Kuduz olan hayvanlar 10 gün içerisinde ölürler. Son 10 gün içerisinde tükürük salyanlarında kuduz virüsü vardır. Isırmayla o salyadaki virüs vücuda geçer. Hayvan 10 gün içerisinde ölmezse zaten hayvan kuduz değildir.
Ama ısıran hayvan kaçmışsa, kaçarken ölmüşse veya ısıran hayvanın aşı durumu bilinmiyorsa o zaman ya sadece aşı, ya da aşıyla * immünoglobulin yaparız.
*Bağışıklık sisteminin bir parçası olan ve vücuttaki yabancı maddeler ile savaşan Y şekilli proteinlere antikor ya da tıbbî adı ile "immünoglobulin" denir.