Beled suresi meali, tefsiri ve fazileti
Şehir, yerleşim yeri manasına gelen Arapça "el Beled" kelimesinden adını alan Beled Suresi, Mekki surelerdendir. İnsanoğlunun yaratılışına vurgu yapan Beled Suresi, mushaf sıralamasına göre doksanıncı suredir. Fazileti, muhtevası, tefsiri, ve meali ile merak edilen Beled Suresi'nde ana hatlarıyla insanın nimetler karşısındaki tavrı, yardımlaşma, sabır ve insanoğlunun aldanması işlenir.
Giriş Tarihi: 29.03.2023
16:11
Güncelleme Tarihi: 29.03.2023
17:48
Beled Suresi 8-20 Ayetler Meali
﴾8-9 ﴿ Ona iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi?
﴾10﴿ Ve ona iki yolu göstermedik mi?
﴾11﴿ Fakat o, sarp yolu göze alamadı.
﴾12﴿ O sarp yol nedir, bilir misin?
﴾13﴿ Köle âzat etmektir.
﴾14-16﴿ Veya bir kıtlık gününde yakını olan bir yetimi yahut aç açık bir yoksulu doyurmaktır.
﴾17﴿ Sonra iman edip birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve acımayı öğütleyenlerden olmaktır.
﴾18﴿ İşte bunlar hakkın ve erdemin yanında olanlardır.
﴾19﴿ Âyetlerimizi inkâr edenler ise bâtılın ve erdemsizliğin yanında olanlardır.
﴾20﴿ Onların hakkı, üzerlerine kapatılmış bir ateştir.
Beled Suresi'ni okumak ve mealini dinlemek için tıklayın
Beled Suresi 8-20 Ayetler Tefsiri
➡ İnsana lutfedilen duyu organlarından söz edildikten sonra ona, "iki yol"un da gösterildiği belirtilmektedir. Duyu organları dış dünyadan bilgi edinme araçlarıdır; "iki yol" ise genellikle "iyilik ve kötülük yolları" olarak açıklanmış olup bu ifade insanın, olgular ve eylemler üzerine "doğru-yanlış, iyi-kötü" şeklinde hüküm verme ve tercihte bulunma yetenekleriyle donatıldığı anlamına gelir.
Tefsirin tamamını okumak için tıklayın
Beled Suresi 8-20 Ayetler Tefsiri
➡ Böylece bu iki kısa âyette veciz bir üslûpla Allah Teâlâ'nın insana bilgi edinme, düşünüp yargıda bulunma ve seçim yapma yetenekleri lutfederek bu yetenekleriyle onu yeryüzünün en seçkin varlığı halinde yarattığı anlatılmaktadır. Bu yetenekler aynı zamanda insanın bir ödev ve sorumluluk varlığı olmasını da gerektirmiştir.
Tefsirin tamamını okumak için tıklayın
Beled Suresi 8-20 Ayetler Tefsiri
➡ İşte 11. âyette bu sorumluluğu yerine getirmeyenler kınanmakta; ardından da o dönem toplumunun en ağır sorunlarıyla ilgili başlıca ödevler sıralanmaktadır. Bunlar, köleleri özgürlüklerine kavuşturmak, yetimi ve yoksulu doyurmak, birbirine sabırlı ve merhametli olmayı tavsiye etmektir. İslâm'ın sosyal ahlâkının kapsamlı bir özeti olan bu ifadeler, eski deyimiyle tahdîdî değil tâdâdîdir; yani sınırlayıcı değil, örnek göstericidir.
Tefsirin tamamını okumak için tıklayın
Beled Suresi 8-20 Ayetler Tefsiri
➡ Kuşkusuz iyilikler imanla birlikte değer kazanacağı için 17. âyette inananlardan olma şartı da getirilmiştir. Buradaki "inanma", "yapılan iyiliğin faydasına ve gerekliliğine inanma" olarak da yorumlanmıştır (bk. Şevkânî, V, 521). Rivayete göre Hakîm b. Hizâm adlı bir sahâbî, Hz. Peygamber'e, "Yâ Resûlellah! Vaktiyle ben Câhiliye döneminde sadaka verir, köleleri özgürlüklerine kavuşturur, akrabalarımla yakından ilgilenir, buna benzer iyilikler yapardım. Bunlardan sevap kazandım mı, ne dersiniz?" diye sorunca Hz. Peygamber, "Müslüman oldun ve artık bütün o iyiliklerinin sevabını alacaksın" buyurmuşlardır (Müsned, III, 402).
Tefsirin tamamını okumak için tıklayın