Buruc Suresi meali ve tefsiri
Mekki surelerden olan Buruc, kelime kökeni olarak burçlar anlamına gelir. Mushaf sıralamasına göre seksen beşinci sırada olan Buruc suresinde "ashabul uhdud" anlatılır. Surede inkarcıların yaptığı işkenceler ve müminlerin gösterdiği direnç anlatılır.
Giriş Tarihi: 12.03.2024
16:51
Güncelleme Tarihi: 13.03.2024
10:22
Burûc Suresi 1-10. Ayetler Mealleri
﴾1﴿ Andolsun burçlarla dolu göğe,
﴾2﴿ Vaad edilmiş güne,
﴾3﴿ Tanıklık edene ve edilene ki,
﴾4-5﴿ O çukurları, alev alev yanan ateş çukurlarını hazırlayanlar mahvolmuşlardır!
﴾6-7﴿ Hani o sırada ateşin başında oturmuşlar, inananlara yaptıklarını seyrediyorlardı.
﴾8-9﴿ Aziz, övgüye lâyık, göklerin ve yerin mâliki olan Allah'a inandıkları için, sırf bu sebeple onlara ağır işkence uyguladılar. Ama Allah her şeye şahittir.
﴾10﴿ Mümin erkeklere ve mümin kadınlara işkence edip de sonra tövbe etmeyenler var ya, işte onları cehennem azabı, yakıcı azap beklemektedir.
Burûc Suresi 1-10. Ayetleri okumak ve dinlemek için tıklayın
Burûc Suresi 1-10. Ayetler Tefsiri
◼ Bir önceki sûrede olduğu gibi burada da yeminle söze başlanarak müminleri inançlarından dolayı ateş dolu çukurlara atıp yanmalarını seyreden zalimler kınanmakta ve âhirette hak ettikleri cezaya çarptırılacakları haber verilmektedir. Burûc kelimesi "açığa çıkmak, görünmek, saray ve köşk" anlamlarına gelen burcun çoğuludur. Astronomi terimi olarak burç, güneşin bir yılda takip ettiği düşünülen yörüngenin içlerinden geçtiği, belli sembollerle gösterilen on iki takım yıldızından her birini ifade eder. Modern astronomide "yıldız kümeleri" veya "galaksiler" olarak anlamak mümkündür (ayrıca bk. Hicr 15/16; Furkan 25/61). 2. âyetteki "vaad edilen gün"den maksat, kıyamet günüdür (Taberî, XXX, 82; Kurtubî, XIX, 283). "Tanıklık eden ve edilen" diye çevirdiğimiz 3. âyetteki şâhid ve meşhûd kelimelerini müfessirler farklı anlamlarda yorumlamışlardır.
TEFSİRİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Burûc Suresi 11-12. Ayetler Tefsiri
◼ Çeşitli işkence, zulüm ve sıkıntılara mâruz kaldıkları halde imanlarından tâviz vermeyip sorumluluklarının gereğini yerine getiren müminlere âhirette altlarından ırmaklar akan cennetler verileceği ifade edilmektedir. Bu, müminler için bir sevinç ve mutluluk vesilesidir. "Şüphesiz rabbinin yakalaması pek yamandır" ifadesi, inkârcıların mutlaka cezalandırılacağını, Allah'ın azabından kurtulmalarının mümkün olmadığını gösterir. Buna göre söz konusu işkencelere göğüs geren müminler imanlarındaki sebatın karşılığını âhirette iki şekilde alacaklardır.
TEFSİRİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN