Büyük Günahlar nedir? İslam'a göre Büyük Günahlar
Farsça "suç" anlamına gelen günah kelimesi, esasında Allah Teala'nın yasakladığı eylemlerin bedelidir. Günahlar mahiyetlerine göre küçük günahlar ve büyük günahlar olmak üzere ikiye ayrılır. Büyük günahlar ise kendi arasında kalple ilgili, dil ile ilgili, mide ile ilgili, organlarla ilgili, el ile ilgili, ayak ile ilgili, bedenle ilgili olamk üzere ayrılırlar. Peki, büyük günah hükmü nedir? Büyük günahları araştırdık.
Giriş Tarihi: 30.08.2024
11:50
Güncelleme Tarihi: 30.08.2024
16:08
Günah nedir?
◾ Günah, Farsça bir kelime olup, dinde suç sayılan, Allah'ın yasak ettiği söz ve davranışlar , demektir. Allah'ın yapın dediği bir şeyi yapmamak günah olduğu gibi, yapmayın dediği bir şeyi yapmak da günahtır. Bir örnek olmak üzere, Allah Teâlâ inananlara namaz kılmayı emretmektedir.
◾ Ergenlik çağına gelen aklı başında bir müslüman, Allah'ın bu emrini yerine getirmekle yükümlü dür. Böyle bir kimse namaz kılmayacak olursa günah işlemiş olur. Bunun başka bir örneği de zinadır. Allah Teâlâ, aralarında nikah bağı bulunmayan kadınla erkeğin cinsi ilişkide bulunmalarını yasaklamıştır. Allah'ın bu yasağına uymayanlar da günah işlemiş olurlar. Kur'an-ı Kerim, günahları, büyük ve küçük olmak üzere iki kısma ayırır.
KÜFRÜN ALAMETLERİ NELERDİR?
Büyük Günah nedir?
◾ Büyük günahın, herkesin üzerinde ittifak ettiği bir tanımı yoktur. İslam alimleri bu konuda farklı tanımlar yapmışlardır. Bu tanımlardan birisi ve belki de en uygun olarak kabul edileni şu tanımdır: "Allah'ın adam öldürmek ve zina etmek gibi ceza tayin ettiği ve işleyene cehennemde azap edeceğini bildirdiği her günah, büyük günahtır."
◾ İbn Hacer el-Heytemî (H. 909-974, M.1504-1567) büyük günahlar hakkında yazdığı "ez-Zevacir an iktirâfi'l-Kebâir" adlı eserinin baş tarafında büyük günah hakkındaki çeşitli tanımları naklederken birinci sıraya bu tanımı almıştır. Bu şu demektir: Bir günah ki onu işleyen kimsenin cehennemde azap edileceği Kur'an-ı Kerim ve hadislerde bildirilmiş ise, o günah, büyük günahtır.
En büyük günah Allah'a şirk koşmaktır
◾ Büyük günahların en büyüğü Allah'a ortak koşmaktır. Bu sadece büyük günah değil, aynı zamanda küfürdür. Bütün Peygamberler Allah'ın bir olduğunu, ortağı ve dengi bulunmadığını ve yalnız O'na ibadet edilmesi gerektiğini duyurmuşlardır.
◾ Allah birdir, ortağı ve dengi yoktur. Evrende her şeyin yerli yerinde olması ve her hangi bir düzensizliğin bulunmaması, onu yaratan ve yönetenin bir olduğunu ve ortağının bulunmadığını gösterir.
◾ Peygamberimiz putperest bir topluluk içinde büyümüştü. Bugün Müslümanlar için birliğin sembolü olan Kâbe putlarla dolu idi. Putlara tapanlar Allah'ı tanıyor, ancak O'nun ortakları olduğuna inanıyor ve bu ortaklar aracılığı ile O'na yaklaşacaklarını sanıyorlardı.
◾ Allah'ı tanıdıkları, yer ve gökleri Allah'ın yarattığına inandıkları halde putlara niçin tapıyorlardı? Onlar buna şu cevabı veriyorlardı: "Biz putlara, bizi Allah'a yaklaştırsınlar ve Allah katında bize şefaatçi olsunlar diye tapıyoruz" diyorlardı.
İSLAM'DA SEVAP VE GÜNAH ANLAYIŞI
◾ Halbuki bilemiyorlardı, Allah katında şefaat Allah'ın iznine bağlıdır. Allah izin vermedikçe hiç kimsenin şefaat etmesi söz konusu değildir. En üstün saygı demek olan ibadet yalnız Allah'ın hakkıdır, O'ndan başkasına ibadet yapılmaz. Bunun için O'na yapılan ibadete başkasını ortak etmek şirktir, en büyük günahtır. Allah'a gösterilen saygının benzeri, kim olursa olsun, başka hiç kimseye gösterilmez. Pek çok insan bu noktada yanılmakta ve şirke yönelmektedir.
◾ Peygamberimiz şirke düşme konusunda Hristiyanları örnek veriyor. Çünkü Hristiyanlar Hz. İsa'yı aşırı derecede överek O'nu ilâhlaştırmışlar ve küfre gitmişlerdir. Halbuki Hz. İsa İlâh (Tanrı) değil, bizim Peygamberimiz gibi bir Peygamberdir.
◾ Peygamberimiz de Hristiyanların düştükleri bu korkunç hataya düşmememiz için bizi uyarıyor. Çünkü Peygamber de olsa bir insanı aşırı derecede övmek ve onda —yalnız Allah'da bulunması gereken bir takım yetkilerin bulunduğuna inanmak— Allah korusun insanı şirke götürür.
Sihir - Büyü
◾ Sihir, sözlükte sebebi gizli olan şey demektir. Dindeki anlamı ise sebebi gizli olan ve gerçek olmayan şey demektir ki, göz bağcılık ve hilekârlık şeklinde cereyan eder. Biz buna Türkçemizde "Büyü" ve "Efsûn" diyoruz. Bunu sanat edinene de sihirbaz denir. Sihrin çok eski bir tarihi vardır, ilkel topluluklara kadar uzanır. Sihrin değişik yolları ve pek çok çeşitleri vardır. Fahreddin er-Râzî (M. 1149-1210), "Mefatihü'l-gayb" adlı meşhur tefsirinde sihrin sekiz çeşidini saymıştır.
Sihrin Hakikatı Var Mıdır?
◾ Sihir her şeyden önce kendi özünde bir harika değildir. Yani ilahi irade ile ortaya çıkan olaylar dan değildir. Onun bir özel sebebi vardır. Bu sebep gizli olduğu ve herkes için bilinmediğinden olay bir harika gibi hayal edilmektedir. Bunun içindir ki sebebi herkes için bilinmeyen her hangi bir gerçek dahi halkı aldatmak için kullanıldığı zaman bir anlamda sihir olur.
◾ Sihrin gerçek yanı olup olmadığı konusunda İslam âlimleri arasında farklı görüşler vardır. Alimlerin çoğunluğu sihrin hakikati olduğunu söylerken İmam Azam Ebu Hanife'ye göre sihir tamamen aldatmadan ibarettir, hiçbir gerçek yanı yoktur.
◾ Sihrin en büyük etkisi ruhlar üzerindedir. Düşünceleri karıştırır, gönülleri çeler, ahlâkı bozar, karı ile kocanın arasını açar, aile yuvasını yıkar. Kardeşleri, komşuları birbirine düşürür, toplumu büyük fitnelerle karşı karşıya bırakır.
İSLAM'DA BÜYÜ YAPMANIN HÜKMÜ