Arama

Cuma Suresi tefsiri

Müminlerin bayramı olan Cuma gününün merkeze alındığı Cuma Suresi, Esmai Hüsna'nın dört ismini barındıran bir tesbih ile başlar. Cuma Suresi'nde Resulullah'ın (SAV) nübüvvetinin hikmetleri, yahudilerin bencillik dolu iddiaları ve Cuma günü anlatılır. Surede yahudilerin kendilerinin ayrıcalıklı gördükleri üç meselede çürütülür. 11 ayetten meydana gelen sure mushaf sıralamasında altmış ikinci suredir. İşte, Cuma Suresi'nin tefsiri, meali ve fazileti.

Cuma Suresi 1. Ayet

Göklerde bulunanlar da yerde bulunanlar da egemenliğin mutlak sahibi, her türlü eksiklikten uzak, üstün ve her işi hikmetli olan Allah'ı tesbih ediyor.

Cuma Suresi 1. Ayet Tefsiri

◼ Evrendeki bütün varlıkların Allah'ı tesbih ettiğine ilişkin ifadelerde –önceki sûrenin başında olduğu gibi– yer yer geçmiş zaman fiili kullanılmış; ama Arap dilinde bu zaman kalıbıyla daima geçmişte olup bitme anlamı değil bazan fiilin konusunun gerçekleştiğini kesin biçimde belirtme anlamı kastedildiğinden orada ve benzeri yerlerde bu fiil "tesbih etmektedir" şeklinde çevrilmiştir. Bu ve benzeri âyetlerde ise "tesbih ediyor" veya "tesbih eder" anlamına gelen bir fiil kullanılması, tesbih olgusunun halen devam ettiğine ve böyle sürüp gideceğine özel vurgu yapan bir ifade olarak anlaşılmıştır.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

Cuma Suresi 2-4. Ayet

﴾2﴿ Ümmîlere kendi içlerinden, onlara âyetlerini okuyacak, onları arındıracak, onlara kitabı ve hikmeti öğretecek bir elçi gönderen O'dur. Oysa onlar daha önce apaçık bir sapkınlık içindeydiler.

﴾3﴿ Henüz kendilerine katılmamış bulunan daha başkalarına da (elçi gönderilmiştir). O üstündür, her işi hikmetlidir.

﴾4﴿ Bu Allah'ın lütfudur, onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.

Cuma Suresi 2-4. Ayet Tefsiri

◼ Peygamberin temel görevi Allah'ın âyetlerini okuma yani aldığı vahyi olduğu gibi bildirme, insanları arındırma yani ruhen yücelmeleri, davranış güzelliğine erişmeleri ve insana yaraşmayan hallerden kurtulmaları için onları eğitme, tebliğ ve eğitimle yetinmeyip aynı zamanda öğretme ve açıklama (kitabı ve hikmeti öğretme) şeklinde özetlenmekte, Resûl-i Ekrem'in yalnız ilk muhataplarına değil daha sonra geleceklere de elçi olarak gönderildiği belirtilmekte, peygamber ve vahiy gönderme veya peygamberlik görevi vermenin ilâhî bir lutuf olduğu, bunun da ancak Allah'ın dilemesine bağlı bulunduğu bildirilmektedir.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

Cuma Suresi 2-4. Ayet Tefsiri

◼ Ümmî kelimesi bu bağlamda, "büyük çoğunluğu okuma yazma bilmeyen Araplar" veya "kendilerine ait ilâhî bir kitabı olmayan topluluk" anlamlarıyla açıklanmıştır (peygamberin belirtilen görevleri ve muhatapların daha önce açık bir sapkınlık içinde olmaları hakkında bk. Bakara 2/129, 151; Âl-i İmrân 3/164; "hikmet" hakkında bk. Bakara 2/269; "ümmîler" kelimesinin anlamları hakkında bk. Bakara 2/78; Âl-i İmrân 3/20, 75; "ümmî peygamber" tabiri hakkında bk. A'râf 7/157, 158). 3. âyetin "(O, ileride) onlardan (olacak), henüz kendilerine katılmamış bulunan daha başkalarına da (gönderilmiştir)" şeklinde çevrilen kısmı önceki âyete gramer açısından şu şekillerde bağlanabilmektedir.

Tefsirin devamını okumak için tıklayın

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN