Keşşaf Tefsiri'nin yazarı alim şair: Zemahşeri
Büyük bir dilci, edip, şair, müfessir, muhaddis olduğu bilinen El-Keşşâf isimli tefsiri ve Mukaddimetü'l Edebi sözlüğü ile meşhur olan Zemahşeri çok yönlü bir alimdi. İlim uğrunda diyar diyar gezen Zemahşeri devrindeki alimlerin yanı sıra devlet büyüklerinin de ilgi ve takdirini kazandı. Peki ilmi yönü bu denli kuvvetli olan Zemahşeri'nin 45 yaşından sonra geçirdiği değişim ve dönüşümü biliyor musunuz? İşte Zemahşeri'nin hayatı ve eserlerine dair ilgi çekici ayrıntılar...
Giriş Tarihi: 18.05.2020
17:28
Güncelleme Tarihi: 18.05.2021
12:14
🔸 Hadis, fıkıh, kelâm gibi ilimlerde de geniş bilgiye sahip bulunan Zemahşerî özellikle Arap dili ve edebiyatı konusunda otorite kabul edilmiş bir şahsiyetti ve Arap asıllı olmamasına rağmen "Şeyhü'l-Arabiyye" diye nitelendirilmişti.
🔸 Hatta onun bir gün Ebûkubeys dağına çıkıp Araplar'a, "Atalarınızın dilini gelin benden öğrenin" dediği rivayet edilmektedir. Arap dilindeki tartışılmaz otoritesinden dolayı edebiyatta birçok darbımesele konu olmuştu.
VIDEO
🔸 Zemahşeri'nin kökeni hakkında da çeşitli düşünceler mevcuttu. Zemahşerî'yi genelde Fars kökenli kabul edenlerin yanında, özellikle yaşadığı dönemde Hârizm'deki nüfusun büyük çoğunluğunu Türkler'in oluşturmasından dolayı Türk asıllı kabul edenler de vardı.
🔸 Bununla birlikte Zemahşerî eserlerinin hemen tamamını Arapça kaleme almış, hatta eserleriyle bu dile hizmet etmeyi "şeref" saymıştı. Arapça'nın dışında Türkçe ve Farsça'yı iyi derecede bilmesine rağmen eserlerinin büyük bir kısmını Arapça olarak kaleme aldı.
🔸 Zemahşerî'nin eserlerinin sayısını otuz olarak tesbit edenler bulunduğu gibi altmış beşe kadar çıkaranlar da vardır. Bu farklılık, bazı kitapların çeşitli bölümlerinin müstakil eser sayılmasından veya bir kısım eserlerinin değişik isimlerle anılmasından kaynaklanmış olmalıdır.
🔸 Zemahşerî, Adliyye fırkasına mensup âlimlerin bir tefsir yazması hususundaki ısrarlarının yanı sıra hayatının son döneminde Mekke'de mücâvir olarak bulunduğu sırada Emîr Ebü'l-Hasan İbn Vehhâs'ın da isteği üzerine eserini 526 (1132) yılında eserini yazmaya başlamış ve iki yılda tamamlar.
🔸 Tefsirini öven Zemahşerî kitabını iki yılda tamamlamasını, otuz yılda yapılabilecek işleri iki yılda gerçekleştiren Hz. Ebû Bekir'in başarılı hizmetlerine benzeterek bunun Kâbe'nin feyziyle mümkün olduğunu söyler.
🔸 Müellif, eserinin mukaddimesinde Kur'an'ı tefsir etmenin zorluğuna dikkat çekerek bunu yapacak kişinin Arap dili ve belâgatında, bedî' ve beyân ilimlerinde derin vukuf sahibi olması yanında diğer ilimlerde de geniş bilgi birikiminin bulunması, zihnî melekelerinin ve sezgi yeteneğinin güçlü olması, çalışma disiplinine sahip bulunması gibi özellikler taşıması gerektiğini belirtir.
🔍 Tirmizi kimdir? Tirmizi el-Cami'u's Sahih'i nasıl kaleme aldı?
🔸 Yazıldığı dönemden başlayarak müfessirlerin ilgisini çeken el-Keşşâf Kur'an'ı lugat, nahiv ve belâgat ilkelerini dikkate alarak yorumlaması, Kur'ân-ı Kerîm'in i'câz yönlerini, özellikle taşıdığı edebî üstünlüğü ve erişilmez nazım güzelliğini ortaya koyması, Kur'an'da mânaların tasvir ve temsil yoluyla anlatılmasının etkili bir metot olduğunu göstermesi gibi özellikleriyle çok beğenilmiş ve hemen bütün müfessirlerce kaynak olarak alınmıştır.
🔸 Dirayet metoduna göre yazılan eserde rivayetlere de yer verilerek iki metot birleştirilmiştir. Âyetler tefsir edilirken çeşitli hadisler nakledildiği halde Müslim'in el-Câmiʿu's-sahîh'i dışında kaynak zikredilmez. Âyetler, öncelikle dil ve belâgat kaideleriyle eski Arap şiirleri dikkate alınarak aklın ilkeleri ışığında tefsir edilirken çok ince tahlillerle kelimelerin ihtiva ettiği mecazi mânalar keşfedilmeye çalışılır. Bununla birlikte nüzûl sebepleri üzerinde durulurken hem hadislere hem sahâbe sözlerine başvurulur.
🔸 Yazıldığı dönemden başlayarak müfessirlerin ilgisini çeken el-Keşşâf Kur'an'ı lugat, nahiv ve belâgat ilkelerini dikkate alarak yorumlaması, Kur'ân-ı Kerîm'in i'câz yönlerini, özellikle taşıdığı edebî üstünlüğü ve erişilmez nazım güzelliğini ortaya koyması, Kur'an'da mânaların tasvir ve temsil yoluyla anlatılmasının etkili bir metot olduğunu göstermesi gibi özellikleriyle çok beğenilmiş ve hemen bütün müfessirlerce kaynak olarak alınmıştır.
🔸 Zemahşerî'nin Arapça öğrenmek isteyen Hârizmşahlar Devleti Hükümdarı Atsız b. Muhammed için kaleme aldığı eseridir. Mukaddimetü'l- Edeb, Arapça kelimelerle kısa cümlelerden oluşan bir sözlüktür.
🔸 Mukaddimetü'l-edeb'de kelime, ibare ve kısa cümlelerden oluşan Arapça metnin altında nüshaların çoğunda tercümeler bulunmaktadır. Bunların önemli bir kısmı Türkçe (Hârizm Türkçesi), Farsça, ikisi XIV. yüzyıldan itibaren unutulan İran dili Hârizmce, biri Moğolca satır altı tercümelidir. Zemahşerî ön sözünde Atsız'ın yüce adının her zaman, her yerde ve bütün dillerde anılmasını istediğini kaydetmektedir.
🔸 Mukaddimetü'l-Edeb Arapça, Farsça ve Orta Türkçe söz varlığı bakımından zengin bir hazine niteliğindedir. Özellikle Mâverâünnehir ve çevresindeki Türk lehçelerinin bazı nâdir kelimelerini içermesi önemini daha da arttırmaktadır.
🔍 Anadolu'nun yetiştirdiği büyük İslam alimi: Ömer Nasuhi Bilmen