Gazze'de yaşananlara karşı niçin duyarsızlaştık?
Bugün zalimlerin saldırmaya başlamalarının üzerinden tam bir sene geçti. Yaşananları anbean takip ettik, tepkimizi her zaman en yüksek sesle gösterdik. Fakat bir noktada sanki günlük hayatımızın bir parçasıymış gibi tasavvur eder olduk. İşte, tam burada "Gazze'de yaşananlara karşı duyarsızlaşıyor muyuz? sorusu aklımızı kurcalamaya başladı. Böyle olmadığını biliyoruz, çünkü bu katliama susamayız, tepkisiz kalamayız. Peki, neden böyle bir düşünce geliyor aklımıza? Bunun sebebi ne?
🔸 7 Ekim'den bugüne kadar birçok acı olaya şahit olduk. İzledik, yürekten üzüntü duyduk. Müslüman kardeşlerimizin acısı ile dertlendik ve elimizden gelen her şeyi yapmak için türlü yollar denedik.
🔸 Bu en başta boykot oldu, sonra daha da bilinçlenmemiz gerektiğinin farkına vardık ve araştırmalarımızı artırdık. En önemlisi Müslümanca bir duruş sergilemeye çalıştık. Günler geçtikçe ve onların acısı arttıkça bizimde arttı, onların canı yandıkça bizimde yandı.
Filistin - İsrail Çatışması'na dair bilmeniz gereken kavramlar
🔸 Fakat şunu fark edemedik, İsrail sadece fiili bir katliam yapmıyordu Gazze'de. Ortada psikolojik bir savaş vardı. Gazze'deki kardeşlerimiz hem fiili hem psikolojik savaşla mücadele ederken biz onların verdiği bu iki savaşı; haftalarca, aylarca izledik.
🔸 Yaralı insanlar, patlamalar, kardeşlerimizin çaresizliği ve nice şehadetler… Şimdi buraya dikkat, bir araştırmaya göre sanaldaki ölümler gerçekte birebir şahit olduğumuz ölümlerden daha çok etkiliyormuş insanı.
🔸 Her gün masum binlerce kardeşimizin üstüne düşen bombaları görmek en gerçekçi haliyle acı veriyor bizlere. Fakat insan zihni, bir süre sonra bunu kaldıramıyor ve dehşet verici bu olaylara karşı kendini korumaya alıyor. Yani aslında duyarsızlaşıyor.
🔸 Yapılan bir araştırmaya göre: "Medyada şiddet içerikli programların izlenmesi gerek çocuklarda gerekse yetişkinlerde çevrelerindeki şiddet olaylarına ilgisiz kalma veya şiddet mağdurlarına karşı duyarsızlaşma meydana getirmektedir."
🔸 Aynı araştırmada: "Cline, Craft ve Courrier gibi araştırmacılar yapmış oldukları araştırmalarda, şiddete dolaysız biçimde ya da medya üzerinden aşırı ölçüde maruz kalınması, şiddet içerikli programlara karşı normal duygusal tepkilerle psikolojik bir donukluk ve boşluğa dönüştürdüğü üzerinde durulmaktadır" şeklinde geçmektedir.
🔸 Bu kısmı yine makaleden toparlayacak olursak: "Duyarsızlaşma arttıkça şiddetin dozu da artmaktadır. Bu tür insanlar gerçek dünyadaki şiddete daha az tepki verecekler, başkalarının yaşadığı acı ve sorunlara daha ilgisiz kalacaklar, empati duymayacaklar."
🔸 Bilimsel olarak incelendiğinde toplumumuzdaki belli kesimlerin, Filistin meselesine duyarsızlaşma sebeplerini bu şekilde açıklayabiliriz. Fakat ben şimdi bahsi geçen bu "duyarsızlaşma"yı farklı bir perdeden anlatacağım.
🔸 İçinizden bana hak verenler de vermeyenler de olacak. Yaşadığımız yüzyıl itibariyle bir duyarsızlaşma, vurdumduymazlık ve robotlaşma mevcut.