İslam'ın yetimlere verdiği önem
Dinimiz yetimlerin korunup gözetilmesine büyük önem vermiş, bakımları konusunda birinci derecede velilerini sorumlu tutmuştur. Velinin görevi, yetimi koruyup gözetmek, onun şahsi ve mali menfaatini kollamaktır. Peygamberimizin, haklarının korunması hususunda üzerlerine en çok eğildiği kesimlerden biri de yetimler olmuştur. İşte İslam'ın yetimlere verdiği önem hakkında ayet ve hadisler...
Giriş Tarihi: 27.12.2019
09:08
Güncelleme Tarihi: 27.12.2019
09:36
Medine döneminde yetim hakkı
Sözlükte "yalnız olmak, tek başına kalmak" anlamındaki yütm kökünden türeyen yetim kelimesi çeşitli nesnelerin tekliğini ifade eder. Meselâ benzeri zor bulunan ve sedeften tek çıkan iri inci tanesine "dürr-i yetîm", öncesinde ve sonrasında şiir olmayan tek beyte "beyt-i yetim" denir. Bu anlamdan hareketle babası ölmüş çocuğa da yetim (çoğulu eytam, yetâmâ) adı verilir.
Medine döneminde devlet gelirlerinden ganimet ve fey içinde yetimlerin hakkı olduğu bildirilmiş, bu hakkın ödenmesine gelirlerin harcama kalemleri arasında yer verilmiştir.
Osmanlı döneminde yetim ve öksüzlerin eğitimi
Osmanlı döneminde yetim ve öksüzlerin eğitim ve öğretimi, meslek sahibi olmaları, her türlü bakım ve ihtiyaçları vakıflar tarafından karşılanırdı. 1874 yılında Şeyhülislamlık bünyesinde Meclis-i İdare-i Emvâl-i Eytâm kuruldu. Bu meclis, yetimlerin mallarını muhafaza etmek, tereke yazımında haklarını korumak, rüştünü ispat edenlerin mallarını kendilerine teslim etmek ve taşradaki eytam sandıklarını denetlemekle sorumluydu.
Yetim ve öksüz çocuklara, sevgi dolu bir ortam hazırlamak, eğitimleriyle ilgilenmek, güzel ahlâk ve davranışlar kazandırmak, toplumun maddî-manevî sorumlulukları arasında görülmüştü. Bu doğrultuda, devlet desteğiyle açılan bir kurum olan darüleytamlarda çocukların ve gençlerin emniyet, güvenme, dayanma, korunma, sığınma, kabul görme, sayılma ve sevilme gibi temel duygusal ihtiyaçları büyük oranda karşılanmaya çalışılmıştı.
Osmanlı'nın yetimler yurdu: Dârüleytâm
Selçuklular'dan itibaren eytamhâne ve ıslahhâneler kurularak yetimlerin bakımı sağlanmaya çalışılmıştır. Eyyûbîler ve Memlükler döneminde yetimler için özel mekteplerin açıldığı, vakıfların tahsis edildiği bilinir.
Hadis ve ayetlerde yetimlerin önemi
"Yetimlere mallarını verin. Temizi pis olanla (helâli haramla) değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin. Çünkü bu, büyük bir günahtır." 8 Nisâ, 4/2
Kendisi de yetim olarak büyüyen sevgili Peygamberimiz, içinde yetiştiği toplumda yetimlere yapılan kötü muamelelere tanıklık etmiş biri olarak onların haklarının korunması hususunda son derece titiz davranırdı. Belki de toplum kesimleri içerisinde üzerlerine en çok eğildiği kesim dul ve yetimlerdi . Sehl b. Sa`d'ın rivayetine göre Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde, "Ben ve yetimi himaye eden kimse cennette şöylece beraber bulunacağız" Buhârî, "Talâk", 25 buyurmuş ve işaret parmağıyla orta parmağını aralarını biraz aralayarak göstermiştir.