Kur'an-ı Kerim'de geçen iki büyük savaş
İnsanlığa yol gösteren Kur'an-ı Kerim'de, İslam tarihi için önemli olan iki savaştan bahsedilir. Yüce Allah'ın kitabında "Gören gözleri olanlar için elbette bunda apaçık bir ibret vardır." dediği bu savaşlar neticesinde Müslümanlar büyük itibar kazandı. Bedir Savaşı'nın nedenleri ve sonuçları nelerdir? Peygamber Efendimizin Bedir Savaşı'nda yaptığı dua neydi? Huneyn Savaşı neden yapıldı? Peygamber Efendimiz, Müslümanları neden uyardı?
Giriş Tarihi: 05.02.2020
16:41
Güncelleme Tarihi: 05.02.2020
16:56
SAVAŞ NASIL CEREYAN ETTİ?
Hevâzin kabilesi, Hudeybiye Antlaşması'nın yol emniyetiyle ilgili hükümlerini ihlâl ettiklerinden dolayı Hz. Peygamber üzerlerine bazı küçük askeri birlikler gönderdi.
Fakat bu kabilenin kin ve düşmanlıkları artarak devam etti. Bundan dolayı da Peygamber Efendimizin Mekke'nin fethinden sonra en önemli hedeflerinden biri haline geldi.
İslam orduları, Mekke'nin fethi için yola çıktıklarında, Hevâzin kabilesi ordunun kendileri için seferi çıktığını düşünmüş bu yüzden de hazırlanmaya başlamıştı. İslam orduları Arc bölgesine geldiğinde onlardan bir casusu ele geçirip kabilenin durumu öğrendi.
ORDUDA HANIM SAHABELER DE YER ALIYORDU
Müslümanların yarımadayı putlardan temizlemesi, putperest Sakiflileri telaşlandırdı ve Hevâzin kabilesine katıldılar. Peygamber Efendimiz, bu kabilelerin topladığını haberini alınca hemen savaş hazırlıklarına başladı ve Mekke'nin fethinden on yedi gün sonra 27 Ocak 630 tarihinde 12.000 askerle yola çıktı.
İslâm ordusunda Ümmü Umâre, Ümmü'l-Hâris ve Ümmü Süleym gibi hanım sahabeler de bulunuyordu.
MÜSLÜMAN ASKERLER NEDEN DAĞILDI?
1 Şubat'ta başlayan şafak vakti başladı. Havanın henüz karanlık olmasından dolayı, düşmanların yerini tespit etmek oldukça zordu. Öcü birlikler ise ürken at ve develer yüzünden geri çekilmeye başladı. Bundan dolayı kısa bir süre sonra Peygamber Efendimizin etrafından muhacir, ensar ve ehl-i beytten çok az kişi kaldı.
Kur'an-ı Kerîm'de bu bozgunun 12.000 kişilik ordudan gurur duyan bazı Müslümanların kendilerine çok güvenmeleri ve böbürlenip övünmeleri sebep olduğu belirtilir.
"And olsun ki Allah size birçok yerde ve sayınızın çokluğundan dolayı övündüğünüz, fakat çokluğunuzun size fayda vermediği, yeryüzünün bütün genişliğine rağmen dar gelip de sonunda arkanızı dönüp kaçtığınız Huneyn Savaşı'nda da size yardım etmişti" (et-Tevbe 9/25).
PEYGAMBERİMİZİN MÜSLÜMANLARA UYARISI
Bozgun neticesinde dağılan orduyu toplamak için Peygamber Efendimiz, "Ey insanlar, nereye gidiyorsunuz? Bana geliniz! Ben Allah'ın elçisiyim. Ben Abdullah'ın oğlu Muhammedim! " diye seslendi. Sesinin gürlüğüyle tanınan Abbas'ın Peygamber Efendimizin söylediklerini tekrarlaması üzerine kaçanlar geri döndü ve tekrar hücum edildi. Bundan sonra Allâh Resûlü, ellerini açıp: "Allah'ım! Bana olan zafer vaadini ihsân buyur!" niyazında bulundu. Tıpkı Bedir Harbi'ndeki gibi yerden elleriyle bir avuç toprak alarak düşman saflarına doğru attı ve ashâb-ı güzîne:
"Haydi, şimdi sıdk u sadâkatle hücûm ediniz!" buyurdu. (Müslim, Cihâd, 76-81; Ahmed, III, 157, V, 286; İbn-i Hişâm, IV, 72; Vâkıdî, III, 897-899 )
Mağlup olan Hevâzin ordularından bir kısmı Tâif'e, bir kısmı Nahle'ye gitti, bir kısmı da Evtâs'ta ordugâh kurdu. Peygamber Efendimiz, kaçan düşmanların takip edilmesini buyurarak, esir ve ganimetleri de Cîrâne'ye sevk ettirdi. Harekâtı tamamlamak üzere Ebû Âmir'in kumandasında bir kuvveti, Evtâs Vâdisi'ne gönderirken, kendileri de İslâm ordusuyla birlikte Tâif'e yöneldi. Resûlullah haram ayların yaklaşması nedeniyle kuşatmayı kaldırdı.
Büyük bir zaferle sonuçlanan savaşta bu hususa şöyle işaret edilir:
"Bozgundan sonra Allah peygamberine ve müminlere sükûnet veren rahmetini indirdi; sizin görmediğiniz ordular gönderdi ve münkirleri kahrederek azap verdi ki işte kâfirlerin cezası budur " (et-Tevbe 9/26).