Arama

İstanbul'un eski bir semti: Zeyrek

Devlet-i Osmaniyye'nin nüfuz ettiği en eski semtlerden biri şüphesiz Zeyrek'tir. "Serçeden başka kuş, Zeyrek'ten başka yokuş tanımam" sözü bu semtin yokuşları için söylenir. Bizans ve Osmanlı'nın gözde ve meşhur merkezi noktalarından olan, her adımınızda tarihin havasını soluyacağınız bu semtteki yapılara beraber bakalım.

🔸 Caminin batı cephesinde inşa edilen tuğla minare de muhtemelen Fâtih devrine aittir; ancak Osmanlı dönemi ve sonrasında yaşanan deprem ve yangınlardan etkilenen yapı birtakım onarımlardan geçer.

🔸 Güneyinde Bizans dönemi duvarlarının çevrelediği avluda, Semerci İbrâhim Efendi Tekkesi diye bilinen tekke bulunur fakat ne zaman kurulduğuna dair bilgi kayıtlarda yoktur.

İhtişam kokan rayiha: Gül Camii

Zeyrekhane Sosyal Tesisleri 📍

İkinci durağımız, manzarasıyla meşhur Zeyrekhane Sosyal Tesisleri.

🔸 Pantokrator Manastırı'nın bir bölümü olduğu bilinen bu yapı, günümüzde sosyal tesis olarak hizmet vermektedir. Konumlandığı mevkii itibariyle müşterilerine muhteşem bir manzara ziyafeti yaşatır.

🔸 Zeyrek'in kalbi olan merkezi bir noktadadır. Arkasında Molla Zeyrek Camii bulunur. Açık havalarda müşterilere bahçe imkanı sağlanırken, soğuk günlerde Zeyrekhane'nin içinde keyfli vakit geçirebilirler.

Zeyrek Sarnıcı 📍

Üçüncü durağımız, semtin simgeleri arasında yer alan Zeyrek Sarnıcı'dır.

🔸 Zeyrek Sarnıcı, Pantokrator Manastırı'na ait bir sarnıçtır. İstanbul'un en büyük üçüncü sarnıcı kabul edilir. Turizme kazandırılması amacıyla büyük bir restorasyondan geçer.

🔸 Kısmen toprak üzerinde olduğundan diğer sarnıçlardan ayrılır. Bizans İmparatoru II. İoannes Komnenos inşa ettirdiği yapı, tarihi yarımadamın önemli kalıntıları arasındadır. Diğer adı, Pantokrator Sarnıcı'dır.

Mehmet Emin Tokadi Hz. Türbesi 📍

Dördüncü durağımız bu bölgenin manevi merkezi olan Tokatlı Mehmet Emin Hazretlerinin bulunduğu bahçedir.

🔸 Mehmet Emin Tokadi, 1075'te doğar. Tokatlı olması, Tokadi şeklinde anılmasına sebep olur. Babası terzi Hasan Efendi'dir. Gençlik yılları Tokat şehrinde geçen bu büyük zatın asıl hikâyesi İstanbul'da başlar.

🔸 1110 yılında İstanbul'a gelir ve Zeyrek'teki Piri Paşa Medresesi'nde eğitim görür. Dini ilimler eğitimi alır ve kendini geliştirir. Mehmet Emin, dönemin şeyhülislamı olan Ali Efendi'nin dikkatini çeker. Reîsülküttâb kalemi kâtipliğine tayin edilir.

🔸 Dini anlamda kendini oldukça geliştiren Mehmet Emin Tokadi, Mekke'de İmamı Rabbani'nin talebesinden ders alır. 3 sene sonunda hocası artık İstanbul'a gitmesini ister.

🔸Hocasından dua isteyen Mehmet Emin, bu isteği karşısında hocası kendisine şunları söyler:

''Vasiyet etki vefatından sonra kabrini kolay bulunacak bir yere yapmasınlar. Virane bir yere defnetsinler. Kimse bilmesin. Ancak, nasibi olanlar gelip bulsun, dua etsinler.''

🔸 Bir süre de Eyüp Sultan'da Ebu Eyyüb Halid Hazretlerinin türbesinde türbedarlık yapar. Bundan sonra kendisine Ravza-ı Mutahhare'de Resulüllah Efendimizin (sav) türbesinde türbedarlık verilir.

🔸 Bu göreve getirildiğinde, kavuştuğu nimete şükrederek; ''İki cihan sultanının türbesinde bekçi ve hizmetçi oldun. Onun yüksek kapısının süpürgecisini, Mevla mahrum eylemez, zarara uğratmaz. Cihanın sultanı olan Resulüllah'ın hizmetçisini kimse incitmez. Ey Emin! Sana müjdeler olsun! Resulüllah Efendimiz'in kapısında zahiren ve batınen hizmetçi olmakla şereflendin'' diyerek Allah'a dua eder.

Peygamber Efendimiz ile ilgili 30 ayet

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN